Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin Neler Yapabiliriz?
Yaşam Tarzı - 08 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 8 Dk.
08 Mart, 2021
Kredi: Shhopify
Yaşamı sürdürülebilir hale getirebilmek için bir kişi ideal anlamda neler yapmalı ya da neleri değiştirmeli ki sürdürülebilirlik kavramını hayatına katabilsin? Bir kişiden ne olur dememek ve sorumluluklarımızın bilincinde olmak için bireysel seçimlerimizin ne denli mühim etkileri olduğunu fark ederek başlayabiliriz. Bu farkındalığı yaratabilmek ve kazanabilmek için neler yapabiliriz bir bakalım.
İnsanoğlunun 1970'li yıllara kadar çevre konusuna yeterli seviyede önem vermemesi, ekolojik problemlerin günden güne artmasına neden olmuştur. 1970'li yılların başından itibaren de insanlar bu ekolojik sorunu fark etmeye başlamışlardır. 1972 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'da BM Çevre ve Kalkınma Konferansında "tek bir dünyamız var" görüşü benimsenmiş ve 1987 yılında Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu tarafından "insanların mevcut ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kaynakların miktarını ve şeklini etkilemeden karşılayabilmesi ve tatmin edebilmesi" olarak sürdürülebilir yaşam kavramı tanımlanmıştır.
2000'li yıllardan itibaren de dünyada geri dönüşüm ve plastik atığı ciddi şekilde gündem de yer alan konular olmuştur. Çünkü buzulların erimesi ve iklim değişikliği gibi gözümüzle net bir şekilde görebildiğimiz sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu yüzden bireyler ve devletler bu sorunun önüne geçilebilmesi için çalışmalar başlatmıştır. Önlem almanın bir noktada dengeyi geri getiremeyeceği fark edildiği için asıl yapılması gerekenin en baştan yaşam şeklinin değiştirilmesi gerekliliği olduğu anlaşılmıştır. Bu süreç sürdürülebilir yaşam kavramının gelişmesini sağlamıştır.
Yaşam kalitemizi düşürmeden, düşünce tarzımızda yapacağımız birtakım değişiklikler; tüketim insanı olmamızdan bizi arındırıp, evrensel anlamda dayanışma içerisinde olan, çevresel ve toplumsal sorumluluklarının bilincinde olan bireyler olmamıza katkı sağlayacaktır. Birçoğumuz hayatımızdaki küçük ayrıntıların büyük sonuçlar doğurduğunun farkında değiliz bile. Yeni kıyafetler almamızdan araba ile ulaşım sağlamamıza kadar gündelik hayatın akışındaki durumlar ekolojik ve tüketim kavramları doğrudan ilişkilidir.
Günlük hayatta önemsemeden tükettiğimiz her şeyin aslında uzun vadede ekolojik geri dönüşleri olacağını öngörürsek eğer, uzun ömürlülüğe odaklı, bilinçli tüketiciler olarak bireysel çabamızın ne kadar önemli olduğunu ve bu önemin farkındalığını yaşayarak neler yapabiliriz bir bakalım.
Suyu kapatın.
Dişinizi fırçalarken suyu kapatın. Çünkü neredeyse yaklaşık 10 litre suyun dişimizi fırçalarken boşa gittiği veriler arasında yer almaktadır. Meyve ve sebzeleri musluğun altında değil de ayrı bir kapta yıkayabilirsiniz. Bu şekilde de her ay 500 litreden fazla suyun boşa gitmesini engellemiş olacaksınız.
Çöpe giden gıdaları azaltın.
Sadece ihtiyacınız olan gıdaları almaya özen gösterin. Çünkü gereğinden fazla alınan gıdanın, tüketemeden bozulmasıyla birlikte gıda atıklarının oluşması israfa ve gıda maddelerinin üretiminde kullanılan kaynakların da boşa harcanmasına neden olmaktadır.
Alışveriş yapmadan önce iki kere düşünün.
Satın aldığımız her şey üretim esnasında üretildiği malzemeden kaynaklı olarak hava kirliliği meydana getirir ve meydana getirdiği hava kirliliği kadar da dünyada bir ayak izi bırakmaktadır. Diğer yandan tekstil ürünlerinin üretimi aşamasında da ciddi miktarlarda su kullanılmaktadır. Her şey üretiminin bir sonucu olarak dünyamızın kaynaklarını olumsuz etkilemektedir. Üretim sürecinde gerçekleşen tüm aşamaları hesaba katarak, bilinçli alışverişe bir adım için kendimize "buna yeterince ihtiyacım var mı?" diye sormalıyız.
Plastiksiz bir yaşama geçin.
Plastik doğamızda çözülmemektedir. Bu yüzden de bugün dünya yüzeyindeki okyanus alanlarının %40’ını kaplayacak plastiğin bir atık olarak yayıldığını ve her sene binlerce balinanın, kaplumbağanın ve deniz kuşunun ölümüne neden olduğu bilinmektedir. Birey olarak bizler de; alışverişe çıkarken yanımıza bez çanta alabiliriz, tek kullanımlık şişeler yerine matara ya da cam şişeleri kullanabiliriz ve plastikle paketlenmiş ürünler yerine kağıt ya da kartonla paketlenmiş ürünleri tercih edebiliriz.
Fişi çekin.
Bazı aletlerin kullanmadığımız zamanlar da bile prize bağlı ise elektrik harcadığı bilinmektedir. Örneğin; fön makinesi, televizyon, oyun konsolları, şarj aletleri gibi bu elektrik vampirleri düşündüğümüzden çok daha fazla enerji harcadığına dikkat çekilmiştir. Bu yüzden "az fatura geliyor çok çekmiyor zaten fişten çekmesem de olur" düşüncesiyle yaklaşmayalım ve bizlerde günlük yaşantımıza bu alışkanlığı ekleyerek sürdürülebilir yaşam için enerji tasarrufuna bu şekilde katkıda bulunabiliriz.
Çöp gördüğünüz zaman çöpe atın.
Hem karaya hem de denize attığımız çöpler özellikle de plastik çöpler doğaya en fazla zarar veren atıklardandır. Plastik poşetlerin doğaya bırakılmasından en az 1000 yıl sonra bu çöplerin tamamen çözülmesinin gerçekleştiği, aynı şekilde plastik tabakların çözülmesi için 500 yıl, pet şişeler için 400 yıl gibi süreçlerin gerektiği kaçınılmaz sonuçlar arasındadır. Bazı tahminlere göre ise, deniz ortamın yaklaşık % 80'i karadaki çöplerden kaynaklandığı dile getirilmiştir. Birey olarak dünyamızı daha fazla yormamak ve yok olmasına zemin hazırlamamak için çöpleri olması gereken yere atmak son derece önemlidir. Mümkünse eğer, geri dönüşüm kutularına atmak çevreye yapabileceğimiz en büyük iyiliklerdendir.
Kimyasal malzeme kullanımını azaltın.
Temizilik malzemeleri içerdikleri kimyasallardan dolayı çevre ve insan sağlığı açısından tehlike unsuru haline gelebilmektedir. İnsan sağlığı açısından olumsuz etkisine bakıldığı zaman, bir kimyasala fazla miktarda ve uzun süre maruz kalınmasıyla ortaya çıkabilecek toksit zehirlenme gerçekleşmektedir. Temizlik malzemeleri birbirine karıştırıldığında ortaya çıkan gaz sonucu insanı zehirlemekle birlikte çevreye de çok büyük zararlar vermektedir. Örneğin kanalizasyon yoluyla alıcı su ortamlarına ulaşan bazı temizlik kimyasalları ise su ve toprakta kirlilik kaynağı oluşturabildiği ve alıcı su ortamındaki canlı yaşamını olumsuz etkilediği sonuçlar arasındadır. Bu yüzden kimyasal temizlik malzemelerinin yerine kullanılabilecek; karbonat, sirke ya da limon gibi doğal ürünleri kullanarak hem kendimiz için hem de doğa için daha sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam seçeneği oluşturabiliriz.
İşe yürüyün, bisikletle veya araç paylaşarak gidin.
Araçlardan çıkan ve son derece tehlikeli olan karbonmonoksit gazının sağlıksal ve çevresel açıdan çok büyük etkileri vardır. Sağlıksal açıdan bakıldığında birçok kronik hastalığa ve zehirlenip ölümlere kadar sonuçları uzanmaktadır. Diğer yandan biliyoruz ki bitkilerin fotosentez yaparak oksijen üretmesinin çevresel anlamda birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Fakat egzoz gazlarından çıkan ağır metalik gazlar ile bitkiler üzerinde birikim gerçekleşerek, yetişen bitkilerin hem zehirleyici etki taşımasına hem de yok olmasına sebebiyet vermektedir. Bu zehirli gazlar yağmur, sis ve çiğ gibi havanın yoğuşmasıyla bitkilere yayılmaktadır. Ayrıca içme sularına dahi karışabilme ihtimali olan egzoz gazları, tehdit edici düzeyde çevre ve insan sağlığında olumsuz birçok etki yaratmaktadır. Bu olumsuzlukları göz önüne alırsak eğer, en kısa mesafeye bile arabayla gitme alışkanlıklarının önüne geçilmeye çalışıldığında beraberinde karbon ayak izinin düştüğü ve çevreye verilen zararın azaldığı görülecektir. Yürümek, bisiklete binmek ya da toplu taşıma kullanmak sürdürlebilir bir yaşam için önemli alışkanlıklar haline gelebilir.
Sıralanabilecek daha birçok unsurun olduğunu da hesaba katarak bizim için vazgeçmesi ve uygulaması kolay maddelerden başlayarak bir adım atabiliriz. Uygulamaya koyduğumuzda hiçbir unsurun hayatımızdan bir şey eksiltmediğini aksine çevre için, sürdürülebilir bir yaşam için küçük gibi gözüken fakat çok büyük adımlar olduğunu daha kötü zamanlar gelmeden anlayabilmemiz dileğiyle...
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.