Ben Bir Ceviz Ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Müzik - 08 Şubat, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
08 Şubat, 2021
Kredi: WeCityGuide
Dillere pelesenk olmuş Cem Karaca'nın "Ceviz Ağacı" adlı şarkısının hikayesini sizler için bugünkü yazımda ele aldım. Büyük ihtimal olarak bu şarkının bildiğiniz hikayesi yanlış. Nazım Hikmet'in ünlü şiiri olan bu eserin derin bir hikayesi var...
Nazım Hikmet'in ünlü şiirini bilmeyen yoktur. En azından Cem Karaca yorumuyla şarkısını dinlemişsinizdir. İşte bu şiirin hikayesi derin üzüntüler ve aşk acıları içeriyor aslında.
Bu şiirin bildiğimizi sandığımız efsanevi hikayesine göre:
Nazım Hikmet kaçak olarak arandığı dönemde sevgilisi Piraye'yle Gülhane Parkı'nda randevulaşmışlardır. Nazım parka gidip Piraye'yi beklerken polisleri görüp bir ceviz ağacının tepesinde saklanmıştır. Piraye parka geldiğinde Nazımı bulamamış, bunun üzerine Nazım'ın
Başım köpük köpük, içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Budak budak,şehram şehram ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
bu dizeleri yazdığı söyleniyor.
Fakat bilinen büyük bir yanlış vardır ki o da şiirin yazıldığı dönemde (1957) Gülhane Parkı'nda bir ceviz ağacı yoktur. Gülhane Parkı'na Ceviz ağacı ilk kez tam 48 yıl sonra 2005 yılında dikilmiştir. Yani şiirin hikayesi çok yanlış bilinmektedir.
Nazım Hikmet şiirini Varna'da sürgündeyken yazmıştır. Şiirinde de Piraye'yi değil vatan özlemini anlatmıştır. Fakat Nazım-Piraye aşkı gerçekten de vardır. Aslında Nazım Hikmet'in hayatına birçok kadın girmiştir. Hayatı Sürgün, hapis ve aşkları arasında geçti desek yalan olmaz. Piraye ve Vera Nazım Hikmet'in en bilinen aşklarındandır.
Piraye ve Nazım'ın aşk hikayesi Piraye'nin fedakarlıkları ile biliniyor..
Piraye ve Nazım birbirini çok sevmiş ve aşık olmuşlardır fakat bu aşk araya siyasi baskılar, sürgün ve hapisin girmesiyle sekteye uğramış; aralarındaki aşk bu ilişkiyi sürdürmek için yeterli olmamıştır. Nazım uzun hapis hayatında Piraye'ye kendisini beklememesi ve hayatına devam etmesini söylese de Piraye'nin cevabı "101 yıla mahkûm olsan bile ben senin arkandayım, bunu böyle bil… “ olmuştur. Piraye her zaman Nazım'a sadık olan bir kadındır fakat Nazım aynı sadakati Piraye'ye göstermemiştir. Öyle ki yazdığı bir mektubunda "Seni kol saatimin kayışına yazdım Piraye." demiş fakat öldüğünde anlaşılmıştır ki o saatin arkasında Piraye değil hayatındaki son kadın olan Vera'nın adı yazıyormuş
Nazım hapiste Piraye'den ayrı düştüğü zamanlarda onu ziyarete gidip gelen dayı kızı Münevver'e aşık olmuştur çoktan. Uğruna şiirler yazdığı sadık Piraye'yle aşkını bir mektupla bitirmiştir. Af çıkıp Münevver'e kavuşmayı hayal eden Nazım'ın bu hayali gerçek olmamış, af çıkmamıştır. Bunun üzerine Münevver tarafından terk edilen Nazım, Piraye'ye geri dönmek istese de Piraye gururundan ödün vermeyip çoktan bu aşkı içinde bitirmiştir.
Nazım'ın hayatındaki son kadın kendisinden 30 yaş küçük genç sevgilisi Vera'dır. Artık şiirlerini kızıl saçlı kadın olan Piraye'ye değil saman saçlı Vera'ya yazacaktır.
Bilinen şiirlerinden "Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi, kırmızı dolgun dudaklı” diye 1961 de yazdığı “Saman Sarısı” şiiri de Vera için yazmıştır. Vera Nazım'ın hayatına giren son kadın ve Nazım'ın da son aşkı olacaktır.
Vera için yazdığı bir şiir:
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim,
Kaldım,
Güldüm,
Öldüm…
İşte Nazım-Piraye ve Nazım-Vera aşkını anlattığımız bu yazı aşk, sürgün ve şiir arasında gidip gelen Nazım'ın hayatına giren kadınlardan sadece ikisidir. Kalbini birçok kadına kaptıran ve şiirlerinin çoğunu bu kadınlar için yazan Nazım Hikmet'i belki de bu kadar iyi bir şair yapan yaşadığı tutkulu aşklarıdır.
Bu kadar Nazım Hikmet'ten ve şiirlerinden bahsetmişken Cem Karaca'nın eşsiz sesinden Nazım'ın "Ceviz Ağacı" eserini gerçek hikayesini bilerek bir kez daha dinleyelim...
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.