Duyulmayan Kızların Şarkısı

Kültür ve Sanat - 22 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 6 Dk.

22 Aralık, 2020

Duyulmayan Kızların Şarkısı
Kredi: Bir fotoğrafta Füruğ Ferruhzad, Frida Kahlo, Sylvia Plath, Virginia Woolf, Tezer Özlü ve Nilgün Marmara

Füruğ Ferruhzad, Frida Kahlo, Sylvia Plath, Virginia Woolf, Tezer Özlü ve Nilgün Marmara'nın, kendilerinin bile bilmedikleri bir köşe başında kesişen yolları...

Aralarındaki bağın yalnızca edebiyattan ibaret olduğunu düşündüğününüz altı kadından bahsedeceğim size. Onlar, başlarının dik oluşu suç sayılmış, tüm kırıklarına rağmen bambaşka yaralara merhem olabilmiş kadınlar. Belki çoğunuz adlarını biliyorsunuz, hatta aşinasınız dizelerine.  Füruğ Ferruhzad, Frida Kahlo, Sylvia Plath, Virginia Woolf, Tezer Özlü ve Nilgün Marmara'nın, kendilerinin bile bilmedikleri bir köşe başında kesişen yollarını anlatacağım dilim döndüğünce.

"ah…
budur benim payıma düşen
budur benim payıma düşen
benim payıma düşen
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür
benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette
benim payıma düşen anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir"

der Füruğ Ferruhzad. O, payına düşenleri öyle güzel anlatır ki, üzerine söyleyecek bir söz bulamazsınız aslında. Bizler bir perde asılmasının ondan aldığı gökyüzünün altında yaşıyoruz, onunla güne başlıyoruz her sabah. Öyle ya da böyle muhtacız  gökyüzüne, gözlerimize çekilen perdelerle örtülse bile. Füruğ'un hayatından geçen her yola tanık olan gökyüzünü bile aldılar ondan, bundan daha acı ne olabilir ki?  Gözlerini dünyaya araladığı andan itibaren mücadele etmiş bir kadın için bundan daha acı pek çok şey olabilir. Çocuk yaşında kucağına aldığı Kāmyār'dan koparılışı mesela. Yavrusunu kendi canından bile sakınacakken , canını toplumun bıçaklarına karşı korumak zorunda kalmış bir kadın Füruğ Ferruhzad.

Duyulmayan Kızların Şarkısı

Füruğ Ferruhzad ve oğlu Kamyar

İşte, hayatının tam da bu dönümünde, can yakıcı bir noktada, Sylvia Plath ile kesişiyor hikayeleri. Sylvia hayatı boyunca savaştığı manik-depresif bozukluğun pençelerinde kadınların hakkını savundu, şiirlerinden, çocuklarından ve kurabiye yapmaktan vazgeçmedi, takvimlerin 1963'ün şubat ayını gösterdiği günlerden birine kadar.. Sylvia o günlerde iç savaşını kaybederken kazandığı tek savaş belki de annelik savaşı oldu...

Duyulmayan Kızların Şarkısı

Sylvia hayatının son anlarında çocuklarının yanlarına süt ve kurabiye koydu, uykuya dalmalarını bekledi. Son nefesini almak üzere çıktığı kısa yolculukta önce çocuklarının alacağı nefesi düşündü, çocuk odasının kapısını içeri gaz girmeyeceğinden emin olmak üzere bantlayarak kapattı ve mutfağa gitti, 30 yıllık yaşamına kurabiyelerini sevinçle pişirdiği yerde son verdi. 29 yaşında hayatına son veren şairimiz Nilgün Marmara'nın yolları istenmeyen bir şekilde kesişiyor böylece Sylvia Plath ile. Onun dünyadan sessiz sedasız ayrılışı elbette pek yakından tanıdığımız şairlerin de canını yakıyor. Cemal Süreya, 841. gün adlı eserinde şöyle bahsediyor Nilgün Marmara'nın gidişinden:

"Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonra kişilik hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha.. Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor."

Yüzündeki acı, dünyadan ayrılışı ile anlaşılan kadınlardan biri de, bazılarınızın adına mutlaka bir kitapta rastladığı, Virginia Woolf. Virginia, dünyayı insanlara aktarabilme yeteneğine aşık bir kadın. Eşine olan aşkına galip gelen bu yeteneği, dünyayı ondan mahrum bırakıyor günün birinde.

"Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."

Virginia Woolf'un mektubu bana tuhaf bir şekilde Tezer Özlü'nün Yaşamın Ucuna Yolculuk romanında var olan şu sözlerini hatırlatıyor:

“Bir yüksekliğin, bir başıma olduğum bir yüksekliğin en ucundayım. İnemiyorum. Yaşayamıyorum. Ölemiyorum.”

Bazen hayatın getirdikleri bizi ne kadar mutlu etse de iç savaşımızda galip gelen taraf olmamıza yetmiyor demek ki diyorum. Bazen de Frida Kahlo'ya davrandığı gibi davranıyor bize hayat. Derin acılarla yoğursa da bedenimizi, ruhumuzu ayakta tutuyor. Dışının dikenleri içine batmayan bir kirpi haline getiriyor bizi. 

Umuyorum ki bu güzel kadınların kesişimleri size tanıdığınız hiç kimseyi anımsatmıyordur. Umarım hayatta başımıza ne gelirse gelsin bizi hayatta tutacak bir şeyler bulabiliriz. Şiir gibi, sanatın kendisi gibi. Tutunacak bir şey bulamadığımız günde ise hayat şarkımızı duyacak birileri olur umarım etrafımızda. Onların varlığını bilmesek de duysunlar bizi. Duyulmayan kızların şarkısının sonu iyi bitmiyor çünkü, siz bizi duyun olur mu?

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.