Bir Garip Orhan Veli
Kültür ve Sanat - 08 Kasım, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.
08 Kasım, 2021
Kredi: Google görseller
Ağırlıkla şiirleriyle toplumun hafızasına kazınan Orhan Veli'yi kimimiz kitaplarından kimimiz edebiyat derslerinden duymuşuz ya da okumuşuzdur. Ancak onun hakkında bildiklerimiz devede kulak dahi değildir elbet. Gelin bu yazımızda Orhan Veli'yi biraz daha yakından tanıyalım.
Yazımıza başlarken Orhan Veli kimdir, diye bir soru soracak olsak şair bize herkesten önce kendisi cevap verir:
...Ben Orhan Veli
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye mısra-i meşhurunun yazarı
Duydum ki merak ediyormuşsunuz hususi hayatımı
Anlatayım
Evvela adamım yani sirk hayvanı filan değilim
Burnum var kulağım var pek biçimli olmamakla beraberBir evde otururum
Bir işte çalışırım...
Şairi kendisinden okumak isteyen şiirin tamamına bir tık öteden ulaşabilirler. Biz şimdilik onu dilimiz döndüğünce düz yazı ile anlatmaya devam edeceğiz.
Kimdir?
Tam adı Orhan Veli Kanık olan Türk şair, 1914 yılında sanatın içinde meydana geldi. Neden böyle bir tabir kullandık çünkü ailesi müzikle uğraşıyordu. Ailesi ortamının da etkisi olacak ki İlkokuldan itibaren edebiyata büyük ilgi duydu. Orhan Veli'nin lise eğitimi sırasında ise yine çokça adlarını andığımız ve karşımıza çıkan iki şairle yan yana geldiğini görürüz: Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday. Ankara’daki lise öğrenimi sırasında tanıştığı ve ortak edebiyat zevkinde buluştuğu iki arkadaşları ile birlikte ‘Sesimiz’ adını verdikleri bir dergi çıkarmaya başladılar.
Üniversite hayatı ise yarıda kalan şairimiz öğretmenlikten çevirmenliğe kadar bir çok çeşitli meslek icra ettikten sonra 1936 yılında Varlık dergisinde ilk şiirlerini yayımladı. İlk şiirlerinde Fransız etkileri görülen Orhan Veli şiirlerinde gerçeklikten kopuk, bireysel ve duygusal temaları işlediği görülür.
Orhan Veli her şiirinde kendi adını kullanmamıştır. Bazı şiirlerinde Mehmet Ali Sel mahlasını da kullanmıştır. Bunun nedeni arkadaşlarına göre atmaya kıyamadığı şiirlerini bu mahlasla yayınlamasından kaynaklı. Kendisine göreyse çok üretken olduğu ve şiir yayınladığı sıralar kendi isminin bu kadar sık ortada durmasını istemiyordu.
Yıl 1937'yi gösterdiğinde ise genç şair Necip Fazıl Kısakürek’in yönetiminde olan Ağaç isimli bir dergiye şiir gönderir. Şiirinin yayınlayacağını söyleyen Necip Fazıl, şiiri dergide yayınlamadığı gibi şair geri istediği halde şiirini de geri vermez. Bunun üzerine Orhan Veli'de aşağıdaki dizeleri yazar ve Ağaç şiiri böyle ortaya çıkmış olur.
Ağaca bir taş attım;
Düşmedi taşım,
Düşmedi taşım.
Taşımı ağaç yedi;
Taşımı isterim,
Taşımı isterim!
Bu ilk yapıtlarından sonra geleneksel çizgiden ayrılan Orhan Veli, sonraki şiirlerinde daha günlük olayları konu edinir. Örneğin, bir adamın nasırını, şiirlerine konu edinerek başlatacağı ‘Garipçilik’ akımının temelini oluşturdu.
Peki Nedir Garipçilik?
Garipçilik akımı Orhan Velin'nin lise yıllarında tanıştığı ve hayat arkadaşı oldukları Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday ile ortaklaşa çıkardığı ‘Garip’ adlı şiir kitabıyla Türk Edebiyatına kazandırdığı bir şiir akımıdır. Şiirin belli taraflarca beğenilen ve onaylanan klasik kalıplarını yıkarak her konuda ve her şekilde şiir yazılabileceğini savunmaktadır. Şiirin bu garipliği eleştirel ve mizahi unsurları içinde barındırdığı için haliyle duygulardan çok zihne hitap eder. Adeta kalıplaşmış şiiri ‘fildişi kulesinden’ kurtararak halka arz eder.
Orhan Veli bu süreçte üslubunu değiştirdi. Önce hayalci sonra gerçekçilik ve zaman geçtikçe daha olgun bir hal aldı. Bireyin somutluğundan toplumsal sorunlara ve duygulara yöneldi. Hayatı boyunca toplumsal meselelere karşı da son derece duyarlı olan Orhan Veli, Nazım Hikmet’in yazılarından dolayı yargılanması ve hapsedilmesini arkadaşları ile birlikte (Melih Cevdet ve Oktay Rıfat) 3 gün boyunca açlık grevi yaparak protesto etti.
Ölümü
Ankara sokaklarında yürürken belediyenin kazdığı bir çukura düşüp başından yaralandıktan sonra İstanbul’a dönen Orhan Veli, bir arkadaşının evinde öğlen yemeği yediği sırada fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığının sebebi doktor tarafından doğru teşhis edilemedi ve yanlış teşhis konuldu. Bunun sonucu olarak yanlış tedavi uygulanan Orhan Veli'nin beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Geç konan teşhis ve yanlış tedavi sonucu komaya giren Orhan Veli, 1950 yılında henüz 36 yaşındayken hayata veda etti. Hayata genç bir şekilde vedasının ardından arkadaşları kendisine ağıt niteliğinde şiirler yazdılar. Bunlardan biri de Halim Şefik Güzelson’un Otopsi şiiridir:
Morgda açılınca kafatası
Doktor beyler beyin gördüler
İndirince tenkafesine neşteri
Doktor beyler yürek gördüler
Yürekte ne gördüler dersiniz
Yürekte memleket gördüler
Dünya gördüler
Bir de dost gördüler
Ama bu işte doktor beyler
Doğrusu geç kaldılar
Çok geç kaldılar
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.