Rosenhan Deneyini Hiç Duydunuz mu?
Bilim ve Teknoloji - 28 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 3 Dk.
28 Aralık, 2020
Kredi: Akıl Hastanesi
Akıldışı yerlerde aklınız başınızda kalabilir misiniz? Dr. David L. Rosenhan, 1973 yılında ''hadi bunu bir deneyelim'' demiş. İlginç mi ilginç bu deneyin detaylarına indikçe ne demek istediğimi anlayacaksınız. Keyifli okumalar :)
Psikiyatrinin günümüzde var olan standartlarını geçmişte sağlamlaştıran pek çok deney yapılmıştır. "Pat Deneyi" olarak da bilinen "Rosenhan Deneyi", bu duruma örnek bir deneydir.
Dr. David L. Rosenhan, 1973 yılında, psikiyatri teşhislerin güvenilirliğini test edebilmek için ilginç bir deney yaptı. Deneye başlamadan önce sorusu şuydu, ‘’Bir kişinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığı, akıl sağlığının derecesi, kesin olarak anlaşılabilir mi? " Peki bu deney nasıl yapıldı? Hemen bahsedeyim. Rosenhan’ın da dahil olduğu toplam 8 kişi ( üç psikolog, bir psikiyatr, bir öğrenci, bir pedagog, bir ev kadını ve bir ressam), garip sesler işittiklerini söyleyerek çeşitli kliniklere başvurdular. Fakat bu insanların aslında hiç de böyle bir problemi yoktu. Kliniğe kabul edildikten sonra bu kişilere, aslında iyi olduklarını söyleyip oradan çıkmaları istenmiştir. Bu 8 kişi tam olarak böyle yapmıştır. Ne yazık ki işler pek de istedikleri gibi ilerlemez, en erken çıkacak olan kişi bile 1 hafta sonra ancak çıkabilmiştir. Yedisine şizofren, birine de manik-depresif teşhisi konulur. Rosenhan deneyine devam eder, başka kliniklere aynı şikayetle ama başka isimlerle başvururlar. Bu sahte hastalar yeni gittikleri kliniklerde de belirli bir zaman sonra doktorlara iyileştiklerini iletirler. Bu kişilerin normal davranışları, hastalık belirtisiymiş gibi kayıtlara geçmeye devam eder. Yani sevgili doktorlar bu kişileri hala hasta olarak görmeyi sürdürürler. 7 ila 52 gün sonra, klinikten çıkacakları zaman bile ‘’semptomları hafiflemiş şizofrenler’’ olarak topluma karışırlar. Rosenhan bu durumu cillop gibi ‘’damgamız’’ olarak yorumluyor. Bodoslama böyle söylemiyor ama şöyle diyor, ‘’Akıl hastalığı teşhisinin kişiye hayat boyu silinmeyecek bir damga olduğu’’ şeklinde vurguluyor. Rosenhan’ın yaptığı bu deneyi duyan bazı çevreler bu duruma sitemlerini ‘’Buyursunlar bizim hastanede böyle hatalar olmaz’’ şeklinde dile getirerek meydan okuyorlar. Rosenhan, hastanenin bu sözüne cevaben, 3 ay içinde bir veya daha fazla sahte hasta göndereceğini söyler. Hastane personelleri aylar sonra tuttukları kayıtları paylaşırlar.
193 kişiden 41'inin sahte hasta, 42'sinin ise şüpheli olduğunu kaydettiklerini açıklarlar. Ne yazık onlar adına fakat Rosenhan hastaneye hiç kimseyi tek bir kişi dahi göndermemiştir ! Rosenhan artık eline bayrağı alır ve şöyle bitirir sözlerini ‘’psikiyatri hastanelerinde, akıl sağlığı yerinde olanla olmayanı ayıramadığımız apaçık ortada’’. Bu deneyin benim açımdan daha ilginç noktası ise, bu sahte hastaları personelin tespit edemeyip, hastanede yatmakta olan hastaların anlamış olmalarıydı. Rosenhan’ın bu ilginç ve beklenmedik sonuçları olan deneyi neticesinde, Amerikan Psikiyatri Birliği, Akıl Hastalıklarının Tanı ve İstatistik El Kitabını (DSM) revize etmek durumunda kaldı.
Bu deneye değinen Guguk Kuşu (one flew over the cuckoo's nest ) filmini izlemenizi tavsiye ederim.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.