Baharatların Tarihine Kısa Bir Bakış
Yemek - 21 Mart, 2022 - Okuma Süresi: 4 Dk.
21 Mart, 2022
Birbirinden farklı lezzetleriyle yemeklerimize eşsiz bir tat ve haz katan baharatların geçmişini daha önce hiç merak ettiniz mi? Bu sorunun cevabına gelin birlikte bakalım!
Yemeklerimize kattığımızda yemeğin lezzetini arttıran ve harikalar yaratan baharatların tarihine birlikte göz atmaya ne dersiniz? O halde, yazımıza başlayalım.
Buzdolabından Baharatlara
Baharatların tarihine baktığımızda MÖ 5000 yılına kadar uzandığını görmekteyiz. Bu eski zamanlarda insanlar, baharat bitkilerini ilk zamanlar bir buzdolabı gibi kullanmaktaydılar. Evet, gerçekten bir buzdolabı. Nasıl mı? Çiğ eti kum, kül gibi çevresel faktörlerden korumak ve aynı zamanda saklamak, bozulmasını engellemek için baharatları çiğ etlerin çevresine sarıyorlardı. Bitkilere sarılı bu etleri bir süre sonra pişirdiklerinde tadında değişiklik fark eden ilkel insanlar, tarihe bir yenilik daha katmış oldular. Bu şekilde yiyecekleri tatlandırmanın bir başka yolunu keşfettiler ki o da baharatların ta kendisidir! Günümüzde ise arkeolojik kazı çalışmaları sayesinde biliyoruz ki kekik, hardal, safran, rezene ve karanfil gibi baharat bitkileri Mezopotamya’da ilk defa kullanılmıştır.
Ticarette Baharatın Yeri
Baharat, dünyada bildiğimiz anlamda kapsamlı olarak ilk kez Uzak Doğu’da kullanılmış. Uzak Doğu denildiğinde akla gelecek en eski ülke ise tabii ki Çin'dir. Buna göre baharat ticareti yine ilk kez Çin’de başlamıştır desek yanlış olmaz. Zaten araştırmalar da bunu göstermektedir. Çinlilerin başlattığı ticareti Araplar da devam ettirmiş ve bunu geliştirmişlerdir. Baharatın en çok üretildiği bir diğer Asya ülkesi ise Hindistan'dır. Bundan dolayıdır ki ticaretin en çok durak aldığı yer hepimizin de tahmin edeceği üzere yine Hindistan’dır. Bu ülkeye Mısır ve İtalya gibi ülkeler başta deniz olmak üzere kara yoluyla da gelerek çeşit çeşit, rengarenk baharatları çuvallar dolusu satın alıp kendi ülkelerine dönerlerdi. Dünyanın en büyük ticaret yollarından Baharat Yolu’nun başlangıç noktasının Hindistan ve İpek Yolu’dan olmasının en büyük sebeplerinden biri de tabii ki yine baharat olduğu bilinen bir gerçektir.
Avrupa’da Baharatın Keşfi
Tüm dünyada büyük üne ulaşan tek baharat vardı o da karabiberdir. Antik Yunan tüccarları bu baharatları batıya getirerek yemeklerde eşsiz tatlar oluşturulmasını sağladı. Hatta öyle ki uğruna savaşlara girilen bu eşsiz tadın, geçmişte fiyatının oldukça yüksek olduğu, bir karabiber çuvalının neredeyse bir insan hayatına eş değer olduğunu söylersek sanırım işin ciddiyeti anlaşılır. Avrupa’da bir ürünün fiyatı pahalıysa “karabiber kadar pahalı” terimi kullanıldığı da bilinenler arasında. Hatta İngilizce’de “spices” (baharat) kelimesi biraz eski bir tarihte “nakit para” anlamlarına gelmekteydi. Günümüzde bu kadar kolay ulaşım sağlayabildiğimiz bu bitkilerin bazı ülkelere sokulmasına bile izin verilmediği de bir gerçekti. Haliyle baharatın değeri ve fiyatı da ender erişilen, az üretilen dahası ulaşımı zor olan bu dünyada artıyordu.
Baharatın Kullanım Alanları
Antik Çağ'dan beri dünyada büyük öneme sahip olan baharat bitkileri, sadece yemeklere tat vermekte mi kullanılıyor? Elbette, hayır! Bunun dışında; sağlık, kozmetik, çeşitli büyüler ve dinsel ritüeller için de kullanılmakta olduğunu biliyoruz. Roma’da olimpiyat savaşçılarına defne yaprağından taçlar örüldüğünü filmlerde veya kitaplarda görmüşüzdür. Bu savaşçıların görünümüne bu şekilde güç katıldığı düşünülürmüş. Kadınlar, banyo sonrasında vücutlarına baharat kokulu yağlar sürermiş. Yine kutsal mekanlarda güzel koku yaysın diye yakma yöntemiyle baharat bitkilerinden tütsü yapılırmış. Son olarak da aroma vermesi için içilen içeceklere de eklendiği olmuştur.
Umarım ki yazım fayda sağlamıştır. Bir başka içerikte görüşene dek sağlıkla kalın!
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.