Pandemi ve Ruh Sağlığı

Pandemi sürecindeki ruh sağlığımız hakkında bilgilendirici bir yazı niteliğindedir.

 

Pandemi sürecinin ruh sağlığımızı ve toplumsal sağlığımızı büyük oranda ve olumsuz etkilediği yadsınamaz bir gerçektir. Olumsuz etkilemesinin nedenlerinden birisi bireylerin birbirleriyle iletişimini kısıtlamasıdır. Bazı insanlar iletişimini kısıtlarken bazı insanlar da tamamen kendini toplumdan ve diğer insanlardan soyutlamıştır. İnsanların anlaşılmaya ve anlatmaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç hayatımızın büyük bir bölümünü kapsamaktadır.

Bu ihtiyacın birçok kişi farkındadır ve bu yüzden farklı platformlarda görüntülü olarak konuşmaya başlamışlardır. Artık ses de yetmemektedir ve insanlar birbirlerini görme ihtiyacı hissetmektedirler.

 

Ruh sağlığı hizmetleri uzmanları sosyal platformlarda insanlara danışmanlık verebilir ya da onları diğer insanlarla iletişim kurduracak etkinlikler planlayabilirler. 

İnsanların yaşadığı en büyük sıkıntılardan diğeri de hiç şüphesiz belirsizliktir. İnsan merak eden ve merak ihtiyacının giderilmesini isteyen bir varlıktır. Merakını gideremediğinde bu durum insanların yaşam kalitesini düşürmekle beraber bir işe yoğunlaşmasına da engel olmaktadır. Yine bunun sonucunda insanlar kaygılarıyla ve stresleriyle mücadele etmek zorunda kalırlar. Öğrenciler için okulların açılıp açılmayacağı, sınavların nasıl olacağı, o dersten geçip geçemeyeceği belirsizken yetişkinler için iş yerinin açılıp açılmayacağı, açılsa bile nasıl bir sürecin onu beklediği gibi belirsizlikler mevcuttur. Ruh sağlığı hizmetleri uzmanları kişilere kaygı, stres ve belirsizlik konusunda online workshop verebilirler.

 

Kaygı, stres ve belirsizlik yaşamımızın büyük bir bölümündedir, gelişen ve değişen dünyada bunlar her zaman olmaya devam edecektir. Fakat önemli olan bu etkenlerin yaşamımızda ne kadar sorun oluşturduğu ve onlarla baş edip edememe durumumuzdur. Evde tıkışıp kaldığını ve yapacak bir şey olmadığı düşünen kişi sayısı oldukça fazladır. Evde yapılabilecek birçok faaliyet varken insanlar evlerinde bu kadar vakit geçirmedikleri için ne yapılabileceğini bilmemektedir. Uzmanlar bireylerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olabilir.

Aslında bu pandemi dönemini olumsuz bir etken olarak değil de ailemizle kaliteli, keyifli vakit geçirmeye yarayan bir süreç olarak olumlamanın hayatımızda bazı şeyleri değiştireceğine inanıyorum. Olumsuz koşullardaki durumlar sonucunda olumsuz düşünmek kolay olandır. Önemli olan olumsuz durumlar ve olaylar olduğunda dahi olumlu bir taraf bulabilmektir. 

 

Pandemi sürecindeki en büyük sıkıntılarımızdan biri de zaman yönetimidir. “Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum, işlerimin olmasına rağmen bir şey yapamıyorum bile çünkü zaman çok hızlı geçiyor.” cümlesini çok fazla duymaktayız. İşte bunu nedeni zamanı yönetmeyi bilmediğimizdendir. Bu süreci fırsat bilip uzun zamandır yapamadığımız şeyleri yapmamız bizim için çok büyük bir avantaj olacaktır. Birçok kişi dizilere ve filmlere vaktinin çoğunu ayırırken bazıları da internete ve sosyal medyaya ayırmaktadır. Online alışveriş bu süreçte çok ön plandadır çünkü insanlar alışveriş sitelerinde de fazlasıyla zaman geçirmektedir. Bunlar sonucunda insanların zamanını kendileri yönetebilmesi uzmanlar tarafından öğretilmelidir. Zamanın önemi anlatılmalıdır. Çünkü biliyoruz ki zamanı geriye almak mümkün değildir ve her geçip giden anımız bizim için çok kıymetlidir. İnsanlar zamanlarını yönetemediğinde bir süre sonra depresyon belirtileri, yapılan hiçbir şeyden zevk almama gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. 

Sıkıntılardan bir diğeri uyku problemleri ve kişisel bakımdır. Bireyler “Zaten evdeyim bir şey yapmıyorum ki.” düşüncesiyle istediği saatte uyuyup uyanmayı kendilerine hak görmektelerdir. Fakat gece uykusunda salgılanan melatonin hormonunun depresyonla arasında ilişki vardır.

Araştırmalarda depresyon hastalarında melatonin seviyesinin düşük olduğu sonucunda ulaşılmıştır. Uyku probleminin nedenlerinden birisi de zamanı yönetememektir. Yine insanlar “Zaten dışarı çıkmıyorum.” düşüncesiyle kişisel bakımlarını da ihmal etmektedir ve bu durum da yine depresyonu tetikleyen bir etkendir. İnsanlara başkaları için değil kendini iyi hissetmek için kişisel bakımlarına önem vermeleri gerektiği anlatılmalıdır.