Othello Sendromu: Ölümcül Kıskançlık

Shakespeare'in önemli eserlerinden “Othello”, büyük bir aşkın nasıl da korkunç bir sonla bitebileceğini anlatır. Bu eserin altında yatan psikolojik rahatsızlık, ismini aynı eserden almıştır. Othello Sendromu ve ölümcül kıskançlıktan bahsettiğim yazımı okuyabilirsiniz.

Shakespeare'in önemli eserlerinden biri olan “Othello” dan alır ismini bu sendrom. Hikayede Othello ve Desdemona birbirlerini büyük bir aşkla severler. Othello, karısına yani Desdemona’ya ilk hediyesi olarak bir mendil vermiştir. Desdemona bu mendili kaybeder. Othello ise karısının mendili kaybetmesinden şüphelenir. Othello’nun büyük düşmanı olan İaglo bu mendili bulur ve Othello’ya tuzak kurar. Bu tuzağa düşen Othello, karısına duyduğu şüpheyle başa çıkamaz. Kıskançlığına ve şüphelerine yenik düşen Othello, hikayenin sonunda karısını ve kendisini öldürür.

İlk defa İngiliz psikiyatrist olan John Todd tarafından isimlendirilen Othello Sendromu, ölümcül kıskançlık olarak bilinir. Sendromda kişi herhangi bir dayanak olmaksızın partnerinin onu aldattığını düşünür. Genellikle ortada elle tutulur hiçbir şey yoktur. En basitinden kişinin o an telefonuna bakamamış olması, eve birkaç dakika geç dönmesi gibi basit olaylar bile onların aldatıldıklarına inanmaları için yeterli bir kanıttır. Üstelik kişinin bu saplantılı düşünceleri zamanla büyür ve ciddi baskılara hatta fiziksel saldırılara dönüşür.  

Bu sendroma sahip kişiler kıskançlık adı altında partnerlerini sürekli kısıtlamak isterler. Gittiği yerleri, arkadaşlarını, kimle çalıştıklarını bilmeye ve seçmeye çalışırlar. Partnerlerinin her daim kötü niyetli olduğunu düşünürler, sürekli onu sorgular ve suçlarlar. Sosyal medya hesaplarını, kimle konuştuklarını, telefon rehberlerini, mesajlarını hatta beğenilerini devamlı kontrol ederler.

Bu kişiler genellikle aldatılma korkusuna sahiptirler. Sürekli aldatıldıklarına dair kanıt ararlar. Partnerlerinin eşyalarını karıştırarak bir kanıt bulmaya çalışırlar.

Eşlerine kendilerini değersiz hissetmelerini sağlayacak sözler söylerler. Duygusal baskı uygularlar. Kendi kıskançlıklarının sebep olduğu sorunlarda hep karşı tarafı suçlarlar. Kanıt olmaksızın, mantıksız desteklerle tartışmalarda hep üste çıkmaya çalışırlar. Saldırgan bir tavırları vardır ve kontrolsüz, aşırı tepkiler verirler.

Tüm bunların sonunda iş oldukça kontrol edilemez bir hal alır. Önce sevdiği için kıskanan kişi, zamanla baskı ve kısıtlamaya gider. Kısıtlanacak bir şey kalmadığında en ufak bir durumda bile duygusal şiddet uygular. Duygusal şiddet zamanla fiziksel şiddete dönüşür. Ve sonunda “bu kıskançlık”, partnerinin hayatına mal olur. Son dönemlerde gazetelerde ve sosyal medyada sık sık rastladığımız bu haberler, aslında Othello sendromunun ne denli korkunç olabileceğini kanıtlıyor.

Othello sendromuna sahip kişilerin psikiyatrik tedavi görmesi önerilmektedir. Türkiye ve dünyada bu hastalıkla ilgili farkındalık yaratılmalı ve hastalar tedaviye teşvik edilmelidir. Özellikle günümüzde çok sık karşılaştığımız kadın cinayetlerinin bir ayağı olan Othello Sendromu'nu bilmek ve bu kişilere karşı önlem almak da hayati bir önem taşımaktadır.