Minimalizm Nasıl Bizi Daha Mutlu Yapar?

Minimalizm, adından da anlaşılacağı gibi minimal yaşamı savunan bir yaşam biçimidir. Peki minimalistler ne yapar? Minimalist olmak için nelerden vazgeçmek gerekir? Minimalizm anlayışı nedir? Gelin, birlikte minimalizmi inceleyelim.

Minimalizm, -küçük bir çerçeveden bakıldığında- daha küçük alanlarda, daha az eşyayla ve daha az tüketerek sahip olduklarımızı daha etkili bir şekilde kullanmak, ihtiyaçlarımızdan fazlasına yer ve zaman ayırmamak olarak tanımlanabilir.

Daha az ile daha fazlasına sahip olmak ya da azdan çok yaratmak olarak çevrilebilecek "Less is more" bir yaşama felsefesi olarak pek çok alanda karşımıza çıkmakta. ''Az çoktur.'' anlayışını benimseyen, belki ilerde lazım olur diye -deyim yerindeyse- istifçilikten vazgeçenlere verilen isimdir minimalist. Örneğin eskiden kıyafet, eşyalar vb. şeyler tamir edilir hemen yenisi alınmazdı fakat günümüzün tüketim çılgınlığı anlayışıyla hemen atılıp yerine yenisi alınmakta. Peki bu insanları ne kadar mutlu ediyor? Herkes böyle mutlu olduğunu mu sanıyor? Nitekim doyumsuzluk ve tüketim açlığı, ne kadar çoğuna sahip olunsa da hep daha fazlasının istenmesi insanların bu yaşam tarzının önemini anlamasını sağladı. 

Minimalizm bilinenin aksine yalnızca evdeki eşyaları, kıyafetleri azaltmakla olmaz. Sosyal medyayı yeteri kadar kullanmak da bir minimalizm alışkanlığıdır. Hangimiz saatlerce kıyafet dolabımıza bakıp aslında giyecek birçok kıyafetimiz olmasına rağmen bugün giyecek hiçbir şeyim yok cümlesini kurmadık ki. Örnek vermek gerekirse daha önce okumuş olduğum bir kaynakta insana yalnızca 35 parça kıyafetin yetebileceğini bundan daha fazlasının gereksiz kıyafet anlayışı olduğu savunulmaktaydı. Aynı zamanda, okuyacak bir kitabımız varken okuyacak hiçbir şeyim yok demek de minimalizm anlayışı ile örtüşmemektedir.  

Minimalizm anlayışı eşyaların size sahip olmasından sizi kurtarır. Ne kadar çok mobilya, kıyafet vb. eşyanız olursa iş yükünüz artmaktadır. Oysa eşyaların kölesi olmaktansa zihninizle baş başa kalabilir, yeni kitaplar okuyabilirsiniz. 

Nasıl Minimalist Olunur? 

Öncelikle işe gerçekten ihtiyacınız olanları yanınızda barındırmakla başlayabilirsiniz. En güzel soru bu bana ilerde lazım olabilir değil de buna ihtiyacım var mı? sorusu olmalıdır. Yeni bir şey almak istediğinizde ona cidden ihtiyacınız olul olmadığını, onsuz yaşam standartlarınızın eksilip eksilmeyeceğini düşünerek tüketim yapabilirsiniz.

Yerine koyma prensibini uygulayın. Çünkü minimalizm felsefesinin kurallarından bir tanesi de bu! Gelen bir şey, gitmesi gereken bir şey anlamına geliyor. Bu sayede fazla eşya yığınından kurtuluyorsunuz.

Alacağımız ürünleri daha az ama kaliteli almak! "Ucuz etin yahnisi yenmez."  atasözümüzde de bahsedildiği gibi örneğin bir ayakkabıya 200 lira veremem deyip, 2 ay sonra giyilemeyecek duruma gelecek kalitesiz ayakkabılar alıyor musunuz? Ne yazık ki çoğumuz bu büyük hatayı yapıyoruz. Oysaki eşyalarımızı kaliteli alsak hem gereksiz eşya kalabalığından kurtulacak hem de paramızı boş yere harcamamış olacağız. Kısacası Henry Ford’un söylemiş olduğu “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” sözünü aklınızın bir kenarına yazmalısınız.

Sahip olduklarımız için şükretmeliyiz. Hayatımız için minnet duymayı öğrenmeli, elimizdekileri düşünerek ne kadar şanslı olduğumuzun farkına varmalıyız. Sonuçta minimalist yaşam tarzını öyle birkaç günde benimseyemeyiz. Bunu gerçekten istemeli, azlığın bizi ne kadar özgürleştireceğini görmek için sabırlı davranmalıyız. Bunu yaparken her günümüz için şükretmeyi unutmamalıyız.

Hepimizin en büyük isteği ve yaşama amacı, mutlu olmaktır. Fakat mutluluğun sahip olduğumuz eşyaların sayısıyla doğru orantılı olmadığını biliyoruz. Mutluluk tamamen yaşamın kendisiyle ve yaşamımızda nelerin önemli nelerin gereksiz olduğuna dair verdiğimiz kararlarla ilgilidir. Unutmayalım ki tabiatı güneş aydınlatır, insanı da bilgi! Bir sonraki yazılarımda görüşmek üzere...

 

‘Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır.’
Hegel

‘Fakirlik, yoksunluk, eksiklik değildir minimalizm; aksine bilinçli bir tercihtir, zor olanı seçmektir, azla çok yapmaktır.’

Ludwig Mies van der Rohe