İletişim Üzerine Bir Sohbet: Hale Etkisi ve Horn Etkisi
Yaşam Tarzı - 28 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 3 Dk.
28 Aralık, 2020
İlk kez karşınıza çıkan bir insan için onun çok iyi olduğunu düşündüğünüz zamanlar oldu mu? Ya da tam tersine ilk gördüğünüz andan itibaren sevmediğiniz, “enerjinizin tutmadığı” biri. Benim çokça karşılaştığım bir durumdu bu aslında. Okuduğum bir kitap sayesinde buna kendimce tanı koyduğumdan sizinle bunun nedenlerini paylaşmak istedim. Konumuz hale ve horn etkisi.
Tanıştığınız bir insana dakikalar içerisinde ısınmanız, onun hakkında güzel düşüncelere kapılmanız ve ona güzel yakıştırmalar yapmanızın kesinlikle bir sebebi var: Hale veya Halo Etkisi. Bununla, en sevdiğiniz arkadaşınızın yakın arkadaşıyla tanışırken karşılaşmış olabilirsiniz. Siz de hemen o kişiyi çok sevmiş, birbirinize numaralarınızı vermişsinizdir. Onun iyi biri olduğuna kendinizi inandırmanız ve ona iyi yakıştırmalar yapmanız sizin için kaçınılmazsa, siz de hale etkisine kapılmışsınız demektir.
İlk olarak Amerikalı Psikolog Edward Thorndike tarafından tanımlanan bu “abartılmış olumlu önyargılar” psikolojik bir fenomene dönüşmüş. Thorndike bu fenomeni yaptığı bir çalışmayla da desteklemiş. Silahlı kuvvetlerde yaptığı çalışmada komutana askerlerin yetkinlikleri sorulmuş. Komutanın verdiği cevapların ortak noktasına bakıldığında “üstün yetenekli” olarak tanımlanan askerlerin hep yapılı, yakışıklı olduğu görülmüş.
Bu etki zihnimizin belirsizleri sevmemesinden kaynaklanıyormuş. Joseph Grcic’in yazdığı makalede (The Halo Effect Fallacy) topluluk karşısında çok iyi konuşma yapan, kendini iyi ifade eden kişilerin “bu adam çok iyi bir CEO olur” çıkarımını akıllara getirmesinin sebebi de bu etkiden.
Hale etkisine kapılmak, kişileri çabucak kabul etmemiz ve onların güvenilir olduklarına kendimizi inandırmamızla sonuçlanır. Karşımızdaki insanı ilk görüşte tanıyamayacağımızı göz önüne alırsak hale etkisi yanlış kararlara sebebiyet verebilir.
Önyargı hiçbir zaman iletişime olumlu katkı sağlamaz. Olumlu önyargılar ne kadar tehlikeliyse olumsuz önyargılar da bir o kadar tehlikelidir. Ayrıca önyargılar kendimizi sosyal iletişimden izole etmemize yol açar. Çünkü karşımızdaki insanları konuşmaya layık görmeyiz ve içimizdeki kötü duyguları besledikçe yalandan güzel sözler söyleyemez hale geliriz. İlk görüşte içimizde yoğun olumsuz önyargılar oluşmasına Horn etkisi denir.
Toplumda sadece çok konuştuğu için birine dair “bu da bizi hiç konuşturmuyor”, “dinlemeyi de bilmez böyleleri” diye düşünmektense diyaloğa dahil olup bu önyargımızın gerçek olup olmadığını anlamak çok daha iyi bir sonuç getirebilir. Kim bilir belki de önyargılarımızdan kurtulduğumuz zaman hoşlanmadığımız o kişiyle çok daha iyi bir ilişki kuracağız.
Hiçbirimiz ilk bakışta tanınabilecek kadar yüzeysel varlıklar değiliz. İlk bakışta insanlara iyi ya da kötü etiketlemeler yapmak, kişi hakkında hızlı kararlar vermek bize zarardan başka bir şey sağlamaz. Yeni tanıştığımız birini etiketlemeden önce onunla anlaşmak için çaba harcamak yapılması gereken ilk adımlardan olmalıdır. Hülya Mutlu, bir kitabında Mevlana’nın şu sözlerine yer veriyor.
“Haydi ben bensiz geleyim, sen de sensiz gel.”
Siz hiç Halo etkisine maruz kaldınız mı? Ya da Horn etkisine bağlı olarak ilk görüşten itibaren sevmediğiniz birileri oldu mu? Yorumlarınızı bekliyoruz.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.