Hinduizm Ve Temel Kavramları
Yaşam Tarzı - 25 Mart, 2024 - Okuma Süresi: 5 Dk.
25 Mart, 2024
Dünyanın en kalabalık nüfusu olan Hindistan'ın en eski dinine genel bir bakış atalım...
Genel Olarak Hinduizm
Eskiden M.Ö 500’lü yıllara değin kullanılan Brahmanizm adı yerine Hinduizm kullanılmaya başlanmıştır. Bu adı şüphesiz batılılar vermiştir ve Hindistan aslında ‘baharat’ demektir. Hinduizm veya Brahmanizm, büyük ölçüde geleneğe bağlıdır. Veda (bilgi) yazınına dayanır. Hindular için bilgi akıl dışındadır, sözcüklere sığmaz, yalnız sezgiyle kavranılır. Bu sonsuz hoşgörü dininde, günümüzde Hindistan’da yaşayan yaklaşık 1,5 milyar insan genelde dünyayı önemsemezler, gündelik hayattan kaçarlar, öyle ki eski metinleri ezberleyenler, bilgeliğe ve brahmaya ulaşabilmek için tüm varlığını ve ailesini geride bırakarak, dindar bir gezgin olarak yaşar. Genellikle çoğu insan aile reisi aşamasında kalır. Yine de ‘dünyadan geçmiş kişi’ demek olan Sannyasi kültürü önemli bir yer tutar Hint kültüründe.
Hinduizmin Kaynakları
Hinduizmin en eski kaynakları ve kutsal metinleri olan Veda’lar Hindular için tanrı yasası, tanrıdan kaynaklanan tartışmasız gerçekler olarak bilinir. 4 ayrı bölümden oluşur ve 4 ayrı rahip bu işleri yapar:
Rigveda: Yakarış ve tanrıları övme bilgisi.
Samaveda: İlahi okuma.
Yayurveda: Kurban töreni bilgisi.
Atharvaveda: Büyü bilgisi.
Aşağıda Rigveda’nın Yaratılış ilahisinde, evreni kapsayan gerçeği arayış hakkında bir bölüm:
‘’Başta ne varlık vardı ne yokluk, her yeri dolduran ve her yerde olan, hava da yoktu yukarıda gökler de! (…) Varlığın kökü yokluk iken, sevgiyi aradı durdu bilgi, bir ayrılık girmemişse araya, üsteki nedir alttaki nedir? (…) Bütün bunları kuran kim? Varlık neden olmuş duyan kim? Tanrılar da gelmişler buraya! Nereden gelmişler gören kim? Kim ise varlığı yaradan, bakar mı göğünü üst katından, yerde ne varmış ne yokmuş, oda mı bilmez kim bilir?’’
Veda’ların (M.Ö 1500-1000 arası) özünü oluşturan (genellikle sözlü) kaynaklar ise şunlardır:
Upannişad’lar (M.Ö 750-500): Eski çağlarda Hintlilerin felsefi öğretileri gizli bir öğretiydi. (Ustaya) ‘yakın-oturmak’ anlamına gelmektedir. Oldukça karamsar ve ağır bir havası vardır.
Sutra’lar: Öğrencinin konuyu anlayabilmesini sağlayan kısa özlü sözlerdir.
Mahabharata: Hindistan’ın en büyük 2 destanından biri ve dünyanın en uzun şiiri olduğu söylenmektedir. İçinde bir bölüm olan Bhagavad-Gita (Tanrı’nın Şarkısı demektir) felsefi boyutunu oluşturur.
Hinduizmde Brahman ve Atman
Brahman: Her şeyin kaynağı ve barınağı olan, evrenin yaratılış ilkesi gibi geniş bir anlama gelir. Hindular için baş ve yaratıcı tanrıdır. Eski bir metinde şunlar yazılıdır:
‘’Evren başlangıçta baştan sona Brahman’dı. O tanrıları yarattı. Tanrıları yarattıktan sonra onları bu dünyanın başına dikti.’’
Atman: Öz-varlık. Kişiliğimizin en derin özüdür.
Hindulara göre tüm evren söz konusu olduğunda öz Brahmandır, varlıklar söz konusu olduğunda ise Atmandır. Brahman, gerçekte bizim içimizdeki Atmandır. Sami kökenli dinlerin tersine insan tanrının kulu değildir. Hindulara göre ikisi de birdir.
Diğer Kavramlar
Maya: Bir Hintli için görünüşler dünyası ve nesneler gerçeği yansıtmaz. Gerçeğin üzerinin örtüsü mayadır. Maya bir çeşit yanılsamadır.
Karma: Manevi sicil. Kast sistemine inanıldığı için önceki hayatta yapılan iyi ve kötü şeylerin sonraki hayatı etkilemesi.
Samsara: Kast sistemindeki sonsuz doğum ve ölüm anlamına gelir.
Mokşa: Sonsuz doğum-ölümden kurtulma, Brahman olma. Hayatta dair sahip olduğumuz özellikleri dengede tutarak sonunda aydınlanmak.
Bir Hindu için bu dünya sonsuz doğum ve ölümden ibarettir. Aydınlanmak isteyen yani kendi Atman’ına ulaşıp Brahma olmak isteyen kişi ve samsaradan kaçınmak isteyen bilge kişi bir yola girer. Bilgelik yoluna akılla, sözle veya kitapla ulaşılamaz. Bilge kişi bir çocuk gibi olmalıdır:
dikkatini ve isteklerini dış dünyadan çekmek, düşünceyi içe yoğunlaştırmak, oruç, arınmak, susmak ve özdenetim gibi ibadetler, mayanın aldatıcı görüntülerini aşıp kişinin kendi öz’üne varabilmesini sağlar.
Sonuç
Bir Hindu metninde şöyle yazıyor: ‘’Bilge insan her şeyi özünde, özünü de her şeyin içinde tutar, bu yüzden kimseden nefret etmez. Bu birliğe sahip olan birine hangi yanılsama, hangi tasa yaklaşabilir?’’
Yani kişi yanılsamalar dünyasında olduğunu, sonsuz bir doğum-ölüm yaşadığını bilir. Bunu yenmek için de birtakım meditasyonlar aracılığı ile mayanın aldatıcı görüntüsünü yenmeye çalışır, atmanı ve brahmanı bir kılmaya çalışır ve huzura erer.
Hint felsefesinin en önemli yanı zorlamanın olmamasıdır. Sanatana Dharma (yani Yaşam Felsefesi) herkesin bireysel özgürlüğü ile aydınlanmaya erişmesinin önünü açar. Bu kurtuluşa giden yolları takip etmek ya da etmemek kişinin iradesine bağlıdır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.