Hayvancılık ve Çevre

Bu yazıda tüketim alışkanlıklarımızın ortaya çıkardığı bir sektör olan hayvancılık düşündüğünüzden daha karmaşık olabileceğineden ve çevremizi, ekosistemimizi korumamız gereken şu günlerde hayvancılığın nerede durduğundan bahsettim.

Atalarımız hayvanları avladığı ve et tüketerek hayatta kaldığı için hayvan yemek doğamızda vardır diyemeyiz. Et tüketmek vazgeçemeyeciğimiz bir şey değil. İnsan et tüketmeden de sağlıklı bir şekilde hayatta kalabilir ama doğa, et tüketimimize daha fazla dayanamayabilir. Yazının devamında hayvancılığın doğaya başlıca maliyetinden bahsedeceğim.

Hayvancılık ve Et Sektörü

Hayvancılığın doğaya ilk zararı çok fazla doğal kaynağın tüketilmesidir. Örneğin bir günde dünyadaki bütün insanlar 19 milyar litre su, 10 milyon ton gıda tüketirken hayvanlar aynı sürede 175 milyar litre su ve 67 milyon ton gıda tüketmektedir. Hayvanların ihityaçlarını karşılamak için birçok orman tarım arazisinine çevrilmek zorunda kalınıyor. Ormanların yok olması, ormanda yaşayan canlıların neslini tehdit ediyor. Öte yandan düşünüldüğü zaman direkt olarak tüketebileceğimiz gıdaları hayvanlara yedirip daha sonra hayvan eti tüketiyor olmak işleri zorlaştırmak gibi görünüyor. Üstelik hayvancılık için kullanılan bu kadar gıdanın ve suyun açlık ve susuzluk çeken insanları kolaylıkla kurtarabileceğini de eklemek istiyorum. Fakat et sektörü de temelde dünyadaki kısıtlı insana yarar sağlasa da yapılmaya devam edilen ve çoğunluğun ve dünyanın iyiliği düşünülmeyen sektörlerden biri. Bütün bunların yanı sıra, 2050 yılına gelindiğinde, bu tarihten sadece 29 yıl uzağız, insan nüfusunun 10 milyar olması bekleniyor. Bunun anlamı ise şimdi ihityacımız olan gıda miktarının %60 daha fazlasına ihityaç duyacağız demek. Eğer yeme alışkanlıklarımızı böyle devam ettirirsek, bu günlerde göz ardı edebildiğimiz açlık sorunu görebileceğimiz kadar yakınımızda olacak. 

Hayvancılık ve Su Kaynakları

Hayvancılığın su kaynaklarımıza etkisine gelince, su kaynaklarımızın çoğu da hayvancılığa gidiyor. Örneğin; tatlı su kaynaklarının %70'i hayvancılık için kullanılıyor. Bu oran abartılı ve yalan gelse de inek nüfusunun bir buçuk milyar olması gözden kaçırılmamalıdır. Öte yandan hayvancılık için su sadece hayvanları beslemek için kullanılan bir kaynak değil. Hayvan etinin tüketime hazır hale gelmesi için işlenmesi bu işin daha büyük bir paarçası. Örneğin; bir hamburger için 3 bin 668 litre su gerekiyor. Bunların yanı sıra, hayvancılık okyanuslarımız ve denizlerimize de büyük zararlar veriyor. Hayvan atıları su kirliliğinin nedenleri arasında fakat tek zararı bu değil. Yanlış  avlanma su ekosistemini tehdit ediyor. Örneğin; yanlış avlanma sonucu mercan resifleri azalıyor çünkü ağ atma yöntemi kullanmayacağımız canlıları da sudan çıkarmamıza neden oluyor. Yakalanan her 1 kg balık için 5 kg deniz canlısı yok edilmkte ve üstelik balıkların neredeyse %40'ı tüketiciye ulaşmadan çöpe gitmektedir.

Hayvancılık ve Hava Kirliliği

Hayvancılık hava kirliliğinin de başlıca nedenlerinde biri. Örneğin dünyadaki tüm araçlardan çıkan egzoz gazı gezegenimizdeki sera gazının %13'ünde sorumlu iken hayvancılık %18'inden sorumlu. Üstelik bu oranın 2050 yılına kadar %80 artması bekleniyor. Ayrıca hayvancılık için kullanılan yakıtlar yılda 32 miliyar ton karbondioksit üretiyor. Bu oran atmosferdeki karbondioksitin %51'ini oluşturuyor. Bunların yanı sıra dünyadaki inekler günde 570 milyon metreküp metan gazı üretiyor. Metan gazının yıkıcı etkisi karbondioksitin 50 katı, küresel ısınmaya etkisi ise 86 katıdır. 

Tüm bu bilgileri ve daha fazlasının iyi sunulmuş haliyle Cowspiracy belgeselinden öğrenebilirsiniz. (Belgesel Netflix'te bulunuyor ve bir buçuk saat.)