Günümüzde Mutluluk Ve Kapitalizm

Mutluluk herkesin ihtiyacı olduğu en önemli şeylerden biri. Mutluluğu ararken kendimizi kapitalizmin ellerinde bulmakta en büyük tehlikelerden biri. Mutluluk, parayla satın alınamayan şeylerde gizlidir. Mutluluk da hayatın özünde gizlidir.

   Sözlüğe baktığımızda mutluluk ‘’bütün özlemlere, bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumu’’ olarak açıklasak da mutluluğun tanımı sadece bu cümleyle sınırlı değildir. Aslında herkesin bir mutluluk tanımı vardır. Kimisi bir çocuğun gülümsemesinden, kimisi en sevdiği arabayı satın almaktan kimisi de tuttuğu takım şampiyon olduğunda mutluluk duyar. Ama en güzel mutluluklar hayatın özünden gelen mutluluklardır.

    Hayatta hiçbir mutluluğu parayla satın alınabilen mutluluklarla değiş tokuş edemezsiniz. Hayatın özü de aslında parayla değiş tokuş edilemeyen şeylerde gizlidir. Hayatın kalıcılığını, bize insan olma duygusunu, bu dünyadaki yolculuğumuzun kıymetini veren şeyleri parayla satın alınamayan şeylerdir. Bizi mutlu eden dostluğu parayla satın alamayız. Bir arkadaşın samimiyetini parayla satın alamayız. Annemizin gülümsemesini, çocuğunuzun sevgisini, birlik olma duygusunu veya bir gülücüğü satın alamayız. Neyi parayla satın alamıyorsak bu hayatta ona yapışmamız lazım ki gerçek mutluluğu tadalım.

    Yaşadığımız çağda bu tam tersi. Gençlere sorulduğunda çoğunluk mutluluğun para olduğunu savunuyor.  Çünkü tüketim kültürünün etkisinde kaldık. Çünkü daha hayatı tanıyamadık. Ama mutluluk ile ilişkimizi bir şeyleri satın almak, bir şeylere sahip olmak üzerinden kurgularsak, bu doymak bilmeyen iştah gibi, dipsiz bir kuyu gibi doymayacak. Neye sahip olursak olalım ve bu sahip olduğumuz şey bizi mutlu dahi etse her zaman bir tık üstü bize daha cazip gelecek. Mesela komşunun bahçesi daha yeşil gözükecek gözümüze. Komşumuzdan daha iyi olursak, ondan daha üstün olursak daha mutlu olacağımızı düşüneceğiz. Çünkü modern dünya bizden bunu istiyor. Tükettiğimiz eşyalar ile sınıfımızdaki arkadaşımızdan, mahalledeki komşumuzdan yukarıda olma, bundan haz ve mutluluk duyma hissi kapitalizmin en büyük marifetlerinden biridir. Televizyon reklamları, tanıtılan o ürünü satın aldığımızda sanki bambaşka bir insan olacağımızı söyler. Mesela bir araba reklamı sanki size cenneti vaat eder.

    İşte tüm bunları aslında bir insanın deniz suyuyla hararetini gidermesine benzer. Mutlu olacağım diye, diğer insanlardan üstün olacağım diye durmadan kendimizi bir şeylere sahip olmaya çalışırken buluruz. Asıl mutluluk paranın dokunamadığı hayatın özündedir. Kemal Sayar mutluluk için ‘’ Maneviyatın getirdiği mutluluk, tazelik getirir’’ der. Mutluluğumuzun daim olması ve her zaman taze kalması dileğiyle …