Dünya Tarihinin En ilginç Şifacıları: Veba Doktorları
Yaşam Tarzı - 22 Mart, 2020 - Okuma Süresi: 5 Dk.
22 Mart, 2020
Resimde gördüğünüz adam kuş adam rolü yapan bir aktör değil. O bir doktor, ya da daha spesifik olarak veba doktoru diyebiliriz. Aklınızdan “doktorsa neden kuş gibi giyinmiş?” sorusu geçebilir. Bu sorunuzu yanıtlamak için bu yazıyı sizin için hazırladık.
Veba'nın Tarihçesi
Orta çağda hijyen, kanalizasyon sisteminin kötü olması ve bunun üstüne bir de ilkel tıp bilgisi nedeniyle ölümcül hastalıklar çok sık görülüyordu. En bilineni "Kara Ölüm" olarak adlandırılan veba salgınıdır (1348-1349). O zamanlar İngiltere’den Avrupa’ya farelerle yayıldığı düşünülen bu salgın 5 milyonluk nüfusu 2 milyona düşürmüştür. Bu sayı Avrupa nüfusunun yaklaşık %60'ını tekabül ediyordu. Kriz bu derece büyük olunca hükumetler veba hastalıkları için özel veba doktorlarından oluşan ekiplere ihtiyaç duydular.
Veba doktorları yüksek eğitim görmüş cerrahlar veya doktorlar değildi. Olması gerekenin dışında veba doktorları meslektaşları arasında en başarısız olanlardan veya yeni eğitim almış doktorlardan oluşuyordu. Bu doktorların maddi durumları da çok iyi olmadığı için bu iş onlar için reddedilemez bir görevdi. Bu durumu kendileri için bir çıkar ilişkisine çeviren veba doktorları ekstra muayeneler için ekstra ücret talep ederlerdi.
Veba doktorları birer devlet memuru sayıldılar ve bu doktorlar; vebadan etkilenen şehirleri, köyleri ve kasabaları yani her köşeyi teker teker ziyaret ettiler.
Veba doktorları o dönemde değerli insanlar sayılırdı. Her ne kadar bu iş onlar için bir çıkar ilişkisine dayalı olsa da vebanın sebebini öğrenmek için otopsiler de yaptılar. Diğer yandan veba ölümlerini kayıt altına alma işlemi de veba doktorlarına kalmıştı. Ölümle burun buruna olan bir hastalıkla uğraşmaları onları birer kahraman haline getirdi, cesaret ve özverilerinden dolayı özel ayrıcalıklara sahip oldular.
Veba doktorları her insanın aklında iz bırakırdı. Bunun sebebi ise yaptıkları iş değil giydikleri ilginç kostümlerdi. Alışılmışın dışında olan bu kostümün fikir babası Charles De Lomes olduğu söylenir. Daha sonra bu kostümden esinlenerek 1619’da asker üniformaları yapıldı. Baştan başlayarak ayak parmaklarına kadar kapalı olması kostümün koruyucu özelliğini arttırıyordu. Kostüm bu yönüyle günümüzdeki çoğu giysi tasarımına fikir vermiştir.
Kostüm Özellikleri:
- Kaban: Ayak uçlarına kadar uzanan mumlanmış deri bir kaban.
- Eldivenler, şapka ve çizmeler: Bu aksesualar mumlanmış deri kabanla aynı malzemeden imal edilirdi.
- Şapka: Her doktorun bir şapkası vardı ve giyilen bu geniş süslü şapkalar doktorların derecelerini ve tecrübelerini belirtiyordu.
- Maske: Kostümün en dikkat çeken parçası ise maskeydi. Maske uzun gaga şeklindeydi. Göz tarafında açılan delikler ise cam ile kapatılmıştı. Maskenin gaga kısmı yaklaşık yarım ayak boyundaydı ve gaganın burun tarafına yakın yerde iki delik bulunurdu. Gaga aromatik maddelerle doldurulmuştu. Aromatik malzemeler ise şunlardı:
- Gül yaprakları
- Ardıç meyvesi
- Limon balzamı
- Nane yaprakları
- Karanfil
- Laudanum (Haş haşın alkolde bekletilmesiyle oluşturulur.)
- Baston: Kostümün farklı bir parçası ise tahtadan yapılmış bastondur. Bu baston ise vebalıları uzaktan incelemek için kullanılmıştır.
Doktorların bastonları tedavilerinde çok işe yaradı. Bastonları hastalarına dokunmadan incelemek için kullandılar. Doktorlar bastonları ile tedaviye başlayacağı bölgeleri işaretlediler ve hastalarının giysilerini onlara temas etmeden çıkardılar. Hatta bastonla hastalarının nabzını ölçtüler. Bazı hastalar, vebanın günahlarından dolayı Tanrı'nın onları cezalandırdığını düşündü. Bundan dolayı veba bir an önce bitsin diye doktorlardan kendilerini cezalandırmalarını istediler. Baston ile vebanın avlanabileceğini düşünüyorlardı.
Miazmatik teoriye göre bu maddeler, doktorların enfeksiyon kapmasını engellemek ve hastayı rahatlatmak amaçlı düşünülerek kullanıldı. Aromaların gaganın içine konulması ise gayet yaratıcıydı.
Miazmatik Teori Nedir?
Tıpçıların iyi bildiği eski bir teoridir. Bu teoriye göre, kolera, klamidya ve veba gibi bazı hastalıkların kirli hava kaynaklı olduğu düşünülüyordu. Bununla birlikte, bakteri teorisinin oluşması, miazmatik teoriyi çürüttü.
Tedavi Yöntemleri
En yaygın tedavi yöntemi hastaların kanını dökmekti. Kan dökme işlemlerinden en ilginci bubonik tedavi adı verilen, hastanın üzerine sülük koyarak kirli kanın emilmesini sağlayan yöntemdi.
Hıyarcıklı veba olarak da anılan bubonik tedavi, veba hastalık türünün en yaygın biçimidir. Hastalığa Yersinia Pestis adı verilen Entero Bakteri neden olur. Bakteri vücuda girdikten sonra 3 ila 8 gün içinde etkisini gösterir. Belirtileri, yüksek ateş, üşüme duygusu, baş ağrısı, ishal ve bubo adı verilen lenf bezi şişmeleridir.
Günümüzde veba hastalığı, tıpın ilerlemesi nedeniyle neredeyse hiçbir insanda görülmez. İnsanlık, hayatının geri kalan döneminde bu tür salgınlar ile karşılaşır mı bilinmez ama karşılaşırsa yaratıcı ve akılda kalıcı yöntemler ile üstesinden gelecektir.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.