Canan Dağdeviren Kimdir? - BeautyCase
Yaşam Tarzı - 27 Aralık, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
27 Aralık, 2021
Canan Dağdeviren, Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyesi seçilen ilk Türk. Kendisi bugünlere gelmenin hiç de kolay olmadığını söylüyor. Önemli başarılara imza atmış bir bilim insani olan Dağdeviren'i daha yakından tanımak için yazıma göz atabilirsiniz.
Canan Dağdeviren, 4 Mayıs 1985'de İstanbul'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kocaeli'de tamamladı. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü’nden En İyi Onur Ödülü ile mezun oldu. 2009 yılında Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programında yüksek lisansını tamamladı.
Canan Dağdeviren'in Eğitim Süreci
Dağdeviren, çok küçük yaşlardan itibaren bilimsel araştırmalara ilgi duyduğunu dile getiriyor. Onun bilime merakında iki dönüm noktası olduğunu ve bunlardan ilkinin, babasının ona hediye ettiği Marie Curie'nin hayatını anlatan kitap olduğunu söylüyor. Dağdeviren, bu kitaptan oldukça etkilenmiş ve piezoelektrik olgusunu keşfeden Madam Curie'nin kocası Pierre Curie'ye deyim yerindeyse "aşık olmuş".
Piezoelektrik, kristal yapıdaki cisimlerin kendilerine uygulanan basınç ile elektrik üretme becerisidir. Fiziğe ilgisi bu şekilde başlayan Dağdeviren'in kafasında hala daha oturmamış şeyler vardı. Fizik, biyoloji, kimya alanlarından hangisine yöneleceğine bir türlü karar veremiyordu. Bu belirsizlikler içinde üniversite sınavına girdi. Tam da o zamanlarda Erdal İnönü ile Kocaeli Kitap Fuarı'nda tanıştı. İnönü, Dağdeviren'e ne olmak istediğini sormuştu. Dağdeviren ise bu soruyu adeta bir fırsat bilip Türkiye'nin önemli fizikçilerinden olan Prof. İnönü'ye kafasını karıştıran soruları sordu ve alanını bir türlü seçemediğini açıkladı. Erdal İnönü, Dağdeviren için "Anılar ve Düşünceler" adlı kitabını imzaladı ve “Bu kitabı okuyunca, ne üzerine eğitim alacağına karar vereceğine inanıyorum” dedi. İşte bu tanışma ise Dağdeviren için ikinci dönüm noktasıydı.
Dağdeviren, o sıralarda Erdal Hoca'nın ne kastettiğini anlamasa da kitabı okuduktan sonra kesinlikle fizik okuması gerektiğini anlamıştı. Fizik okumaya karar verdikten sonra birçok olumsuz tepki ile karşılaşsa da özellikle annesinin verdiği destek ile yoluna devam etti. Mezun olduktan sonra çalışmalarına ilk olarak Türkiye'de başladı fakat geliştirdiği malzemeler oldukça sert idi. Kalp gibi hassas bir organı hedeflemek için daha esnek malzemeler ile çalışmak gerekliydi. Bunun üzerine Dağdeviren, dünya çapında bir araştırma yaptı ve gelecekte danışmanı olacak kişi olan John Rogers'a ulaştı. Amerika’ya 2009 yılında Fulbright doktora bursunu kendi alanında ilk sırada kazanarak gitti. Illinois Üniversitesinde malzeme bilimi ve mühendisliği bölümünde 5 yıl eğitim gördü.
Canan Dağdeviren'in Çalışma Hayatı
Dağdeviren'in çalışmaları, insan dokularıyla uyumlu tıbbi aletler üzerineydi. Kalp pili, 6-7 yılda değiştirilmesi gereken bir cihazdır. Dağdeviren ve ekibinin yaptığı teknoloji bir sistem üzerine kurulu ve incecik levhalar şeklinde kalbin, akciğerin ve solunum kası olan diyaframın üzerine yapıştırılıyor. İç organlarınız hareket ettikçe mesela; kalp atışıyla veya nefes alıp vermeyle, bu alet eğilip, bükülüyor ve dışarı elektrik gücü üretiyor. Yani biz hayatta olduğumuz sürece enerji üretebilen bir cihaz üretmiş oluyoruz!
Dağdeviren, doktora öğrencisi iken eğer ilerde kendi araştırma merkezini yapabilme fırsatı olursa, burayı içerisi görülebilecek şekilde camdan yapmayı istediğini söylüyor. Bunun başlıca sebebi ise, bir kadın fizikçi bilim insanını başta öğrenciler olmak üzere herkesin görmesini ve ilham almasını istemesi. Genç kızlara, onlarında bu konuma gelebileceğini göstermek istiyor. Şu anda bu gerçekleşiyor ve çoğu zaman öğrenciler gidip izliyorlar.
Bazen bir şeyleri öğrenmek, bir şeylerden ilham almak için sadece izlemek, hatta sadece görebilmek yeterli!
- Canan Dağdeviren
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.