Çağımızın Hastalığı Anksiyete

Hayatımızı ele geçiren, hayatımızı çalan anksiyeteden sadece nefes alıp vererek kurtulmak mümkün. Sadece kendi nefesinizi bularak.

Kaygılarınız hayatınızı yönetmeye başladığında yaşamınızı kaygılarınız şekillendirmeye başlar. Kendi istek ve zevklerinizden yavaş yavaş vazgeçersiniz. Daima bir sürü düşünce dolanır zihninizde. Ve bu çok yorucudur. Korku ve endişelerle ne mutlu olabilirsiniz ne de anı yakalayabilirsiniz. Her şeyden uzak kendi kabullendiğiniz doğruların ortasında yapayalnız bulursunuz kendinizi. Bu seçilmiş yalnızlık, huzur bulmanızın da önüne geçer. Çünkü asıl istediğiniz bu değildir, sadece yapamazsınız. Aslında sizin seçtiğiniz, yalnızlık değildir. Yorgunluktur bu yalnızlık, huzursuzluktur, kendinizi cezalandırma biçiminizdir belki. Her şeyi iyileştirecek olan sevgiyken siz o sevgiden de kaçarsınız. Ruhunuzda ördüğünüz duvarlar labirentlere dönmüştür. Zihninizin her köşesinde bir duvar, her adımda bir çıkmaz... Anksiyete bu labirentte kaybolmaktır. 

Hararetle, korkuyla, endişeyle aradığınız o çıkışa yönelen her adımda ilk değişen şey nefesinizdir. Duvarlar o kadar büyür ki bazen boğulursunuz. Soluk alıp vermeniz nefes aldığınız anlamına gelmez. Nefes almak, yaşamaktır. Yaşamaya devam etmek için nefes almak zorundasınızdır. Kendi ritminizde bir nefes, doğduğunuz andan beri sizin ihtiyacınıza göre şekillenen doğal nefesiniz. Doğal nefesiniz size ihtiyacınız olanı veren, benliğinizi oluşturan, zihninizi, biliçaltınızı, bastırılmış duygularınızı temizleyen nefestir. Anda kalmanızı sağlayan, kaygıları uzaklaştıran bir mucize. 

Doğru nefesiniz, doğal nefesinizdir. Bu nefesi burnundan alıp ağzından mı vermelisin, ağzından alıp yine ağzından mı vermelisin, nefes hızın nasıl olmalı? Hepsini sen belirlersin. Kuralları yoktur. Parmak izin gibi sana özeldir. O yüzden bunu ancak sen bilebilirsin. Bize iyi gelen tarafı; koşulu, sınırları olamayışıdır belki. Aldığımız her nefesin kaygımızın değil, bizim nefesimiz olma vakti gelmedi mi sizce de? Doğal nefesimizi arayalım şimdi. Zihninizi berraklaştırıp sadece müziğe odaklanarak nefes almaya bırakın kendizi. Mümkünse şarkı sözlerinden arındırılmış, huzur veren bir melodi... Kendinizle baş başa kaldığınızda oksijen bedeninizde olması gerektiği düzeye ulaşır, hücrelerinizi canlandırır. Hayat şarkınızdır bu sizin. Doğru bir şekilde nefes aldıkça huzur bulur, yaşadığınızı hissedersiniz. Kalbiniz artık sizinle yarışmaz, boğuluyor gibi hissetmezsiniz artık. Ruhunuz bedeninizden kaçmak için göğüs kafesinizi zorlamaz. Her şey daha iyi olur yavaş yavaş. İnanıyorum ki bu değişim hepimizin hayatını güzelleştirecek. Kaygılarının nefesini değil, kendi nefesini almanın vakti!