Belgesel İncelemesi: The Minimalists - Less Is Now
Yaşam Tarzı - 26 Nisan, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.
26 Nisan, 2021
Minimalizm akımının öncülerinin hazırladığı belgeselin incelenmesi ve bu konuda değinilmeyen noktalardan bahsettiğim bir yazı. Belgesel hakkında siz de bilgi edinmek isterseniz içeriğime göz atabilirsiniz!
İki arkadaşın başlattığı Minimalizm hareketinin ikinci belgeseli Less Is Now. İki belgesel birbirine benziyor ama gerçekten bu hareketi hayatınıza geçirmek istiyorsanız ilk belgeseli de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Çünkü orada kahramanlarımızın bu düşünceyi nasıl keşfettikleri ve hayatlarını bunun etrafında kurma serüvenleri daha ayrıntılı anlatılıyor. Dünyamızın geldiği noktadan bakacak olursak, bu kadar ilerlemiş bir tüketim çılgınlığının ve israfın önlenmesi için tek çaremiz minimalizm gibi geliyor. Aslında ekonomi dediğimiz şey minimalizmin kendisi. Ekonomiyi sınırsız ihtiyaçları kıt kaynaklarla karşılamak olarak öğreniyoruz, bunun üzerine okullar okuyoruz, seminerler düzenliyoruz; hayatımızın bir parçası olan ekonomiyi herkese en uygun şekilde anlatmaya çalışıyoruz ve minimalizm de bunun yansımalarından biri. Kısaca özetleyecek olursak minimalizmin felsefesi her şeyi at az eşya ile eziyet içinde yaşa demek değil. Bence toplumumuz tarafından yanlış anlaşılan ve korkutucu gelen taraf bu, kültürümüz gereği eşyalara gereğinden fazla anlam yükleyebiliyoruz ve bunları kaybetme düşüncesi dahi bizi kaygılandırmak için yeterli oluyor. Halbuki minimalizmin felsefesi bunun tam zıddı desek yanlış olmaz. Sadece bize değer katan eşyalarla hayatımıza devam etmemizi istiyor minimalizm. Gereksiz yere sakladığımız eşyaları aslında sırtımızda da kambur olarak taşıdığımızın farkına vardığımızda düşüncenin özünü kavramış olacağız. Bu açıdan yaklaşacak olursak herkesin aslında gizli birer istifçi olduğunu da gözler önüne seriyor. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. Benim değinmek istediğim nokta hayatımızdaki en kıymetli şey olan zaman çünkü zamanın yerini hiçbir maddi imkanla doldurmak mümkün değil, gözümüzün önünde geçiyor ve elimizden hiçbir şey gelmiyor. Minimalizmle ne alakası var derseniz de sürekli yeni şeyler almak demek aslında sürekli zaman kaybetmek demek. Her gün en az yarım saat almak istediğimiz, belki hiç alamayacağımız, alsak dahi kullanmayacağımız eşyalara bakmakla vakit harcıyoruz, bütçemizi yanlış kullanmamızdan ötürü çalışma saatlerimiz az geliyor ve aramakla vakit harcadığımız eşyaları kazanmak için ekstra çalışarak daha çok vakit harcıyoruz. Günün sonunda gece geç bir saatte yorgun bir şekilde eve dönmüş yine telefonunuzdan alamayacağınız şeylere bakarken uyuyakalıyoruz, mutsuz olarak. Ben eşyalarımı kaybetmek istemiyorum diyorsanız eğer o zaman bir süre alışveriş yapmayı bırakabilirsiniz, bu da bir adım olur. Hep söylendiği gibi: Başlamak başarmanın yarısıdır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.