Gibson Kızı

Gibson Kızı güzelliği ve zarafetiyle, yaşayışı ve tarzıyla bir dönemin kadınlarını etkisi altına almıştır. Hadi, ideal kadını betimleyen bu illüstrasyon ve onun temsil ettiği standartlar hakkında konuşalım!

Gibson kızı 19.yy’ın sonuna doğru Charles Dana Gibson’ın kaleminden çıkmış, kadının fiziksel özelliklerini idealize edip bir forma dönüştürmüş illüstrasyondur. Yaklaşık 20 sene etkisini sürdüren bu çizim çekicilik anlamında ideal kadını temsil ediyordu. Dönemin ünlü illüstratörü Charles Dana Gibson yarattığı bu kreasyonunun Amerikan kadınlarını yansıttığını söylüyordu. Gibson kızı “kırılgan” ve “şehvetli” kadını temsil ediyordu. İnce hatları ve saygınlığıyla kırılgan; uzun ince formu, ince boynu, bedeninin kum saati görünümü, çağdaş kabarık model saçıysa şehvetli kadını anlatıyordu. Gibson kızı saç modeli saçın yüksek ve gevşek bir şekilde toplanmış ve önden birkaç tutamın bırakılmış hali şeklinde tasvir edilebilir.

Giyinişi, duruşu ve aktiviteleriyle Gibson kızı feminen duruşuyla aynı zamanda cinsiyet kalıplarını yıktı. Bunu sağlayansa uzun düz eteği, yüksek yakalı gömleğiyle paten yapabilmesi, bisiklet sürebilmesi, golf gibi sporlara dahil olabilmesiydi. Bu cinsiyet kalıplarını saldırgan bir şekilde değil, toplumun tepki vermesine sebep olmadan, feminen duruşunu bozmadan yıktı.

Ben Gibson kızıyla Self- Made dizisinde karşılaştım. Sarah Walker’ın kadınların saçlarıyla ilgilenerek bir imparatorluk kuruşunu, sıfırdan başlayıp bir milyoner oluşunu anlatan bu dizi Gibson kızının etkisini sürdürdüğü dönemden de bahsediyor. Mükemmel beyaz kadınları temsil eden, Charles Dana Gibson’un ikonik çizimine referans gösteren siyahi Gibson kızı dizide ırkçı güzellik standartlarına -yanlış- bir çözüm olarak sunuluyor. Dizide güzellik standartlarını devirmeye çalışırken hangi rengi alırsa alsın Gibson kızının aslında her Amerikan kadınını temsil etmediğinin altı çiziliyor. Kıvrımlı vücudu, uzun ince formuyla arzulanan kadını simgeleyen bu çizim ne kadar dönemindeki kadınları tarz ve yaşayış olarak etkisi altına alsa da tamamen gerçeği yansıtmıyordu. Başka bir değişle her kadını yansıtmıyordu, kapsayıcı değildi. Kadınlar, diğer canlılar gibi birbirinden farklı ve eşsiz özelliklere sahiplerdi ve her kadın Gibson kızı gibi arzulanmayı hak ediyordu. Bundan dolayı dizide, Sarah Walker saç bakım ürünlerini Gibson kızının temsil etmesini istemiyordu. Ona göre güzellik kalıplara sığmamalıydı ve her kadın, her siyahi kadın güzel hissedebilmeliydi.

Dizi boyunca mükemmel Gibson kızı bayan Walker’ı takip eden bir hayalet oluyor. İşte bu noktada kendi hayatlarımızda bizlerin yakasında olan standartlar aklıma geliyor. Biz de hayatımız boyunca çeşitli standartlara maruz kalıyoruz, dirensek bile bir hayalet gibi peşimizde oluyor bu kalıplar. Kadınların kalıplara sığmadığı sadece kendi iradelerinin etkisinde olduğu zamanlar dileğiyle...