Phil Jackson, Bulls Ve Zen
Spor - 08 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.
08 Mart, 2021
Zen Master ve Yüzüklerin Efendisi lakabı ile akıllara kazınmış bir basketbol dahisi; Phil Jackson'ın Bulls'un kaderini değiştiren yoldaki öğretilerine hep beraber göz atalım!
Phil Jackson 17 Eylül 1945’te Amerika’nın Montana eyaletinde dünyaya gelmiştir. Muhafazakar bir ailede büyüyen Phil Jackson her pazar gününü kilisede geçiriyordu. Televizyon ya da film izlemenin, çizgi roman okumanın, dans etmenin hatta okul arkadaşları ile kantinde sohbet etmenin bile yasak olduğu bir evde tek kaçış yolu basketbol olmuştur.
“Kendimi keşfetme yolculuğum belirsizliklerle doluydu ama aynı zamanda da umut vaat ederek devam ediyordu. Ebeveynlerimin ruhsallığa olan katı yaklaşımının benim için doğru olmadığını bilmeme rağmen insan ruhunun gücünden faydalanma fikri beni hala cezbediyordu.” diyor Phil Jackson. Ruhani yolculuğuna bu şekilde başlamış ve birçok inanışı araştırıp deneyimleyerek bu yolculuğa devam etmiştir. Yaşadığı bölgenin çevresinde yaşayan Kızılderililerin yaşamlarını ve öğretilerini benimseyerek hayatında yer vermiştir. Daha sonra ise abisi ile Montana’da bir ev yaparken yardım etmesi için çağırdıkları inşaat işçisi ile tanışmıştır. Kuzey Kaliforniya’da Mount Shasta manastırında Zen çalışan bu adam ile birlikte Zen hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen Jackson ve abisi Zen grubuna katılmaya karar vermiştir.
Zen Budizmi’nin tanıtılmasında önemli rol oynayan Suzuki, her daim ön yargıdan uzak, meraklı bir zihinle, farkındalıkla yaşamaktan bahsediyordu. “Zihniniz boş ise, her zaman her şeye hazırdır; her şeye açıktır.” diyor. “Aceminin zihninde birçok ihtimal varken uzmanın zihninde sadece birkaç tane vardır.” Zen pragmatik, gerçekçi ve keşfe açıktır. Belli ilkelere körü körüne inanmanın gerekmediğini; hatta uygulayıcılara her şeyi sorgulaması gerektiğini söyler.
Phil Jackson Zen’in kendisi için önemli olan 3 özelliği olduğunu söyler:
1.Kontrolden Vazgeçmek
Bu madde Phil Jackson’ın Dennis Rodman ile uğraşırken çok işine yaramıştır. “Onları görmezden gelmek işe yaramaz, bu izlenecek en kötü yoldur. İkinci en kötü yol ise onları kontrol etmeye çalışmaktır.” diyor Suzuki, “En iyi yol, onları kontrol etmeye çalışmadan izlemektir, sadece izlemek.”
2. İçinde Bulunduğunuz Ana Güvenmek
Thich Nhat Hanh, “içinde bulunduğumuz anda mutlu bir şekilde yaşamak”tan bahseder çünkü ihtiyacımız olan her şey oradadır. “Yaşam yalnızca içinde bulunduğumuz anda bulunabilir,” der. “Geçmiş, geçmişte kalmıştır ve gelecek de henüz gelmemiştir; eğer içinde bulunduğumuz anda kendimize dönmezsek hayatla temas kuramayız.”
3. Şefkatle Yaşamak
Budist öğretmen Pema Chödrön, Start Where You Are adlı kitabında, “Kendiniz için yaptığınız şeyler -nazikçe bir hareket, dürüstçe bir hareket- dünyayı algılayışınızı etkiler,” diyor. “Kendiniz için yaptıklarınızı başkaları için yapıyor ve başkaları için yaptıklarınızı da kendiniz için yapıyorsunuzudr.” Bu fikir Phil Jackson’ın koçluk kariyerindeki temel yapı taşlarından biri olmuştur.
Phil Jackson’ın Chicago Bulls ile kesişimi 10 Temmuz 1989’da gerçekleşti. Jackson, Michael Jordan odaklı bir takım ile karşı karşıya bulmuştu kendini. Tex Winter’ın üçgen hücumunun merkezi dahi Michael Jordan’dı. Los Angeles Times köşe yazarı Mark Heisler şöyle diyordu, “Jordan doğuştan bir lider değil, doğuştan bir girişimciydi. Takımı sadece irade gücüyle motive edebilirdi. Adeta ‘Ben sahaya çıkıyorum beyler; birilerinin canına okuyacağım. Benimle geliyor musunuz?’” derdi. Phil Jackson, Jordan odaklı Bulls’u “ben” algısından nasıl “biz” algısına çevirebileceğini düşündü. Bunun kolay olmayacağının farkındaydı Phil Jackson, Michael Jordan’ın karakteri ve hırsı onu zorlayacaktı. Takım algısının oluşmasına yönelik bir konuşmada Tex Winter’in “’TEAM’ KELİMESİNDE ‘I’ yoktur.” demesi üzerine Jordan’ın “Ama ‘WIN’ kelimesinde vardır.” demesi de bunun kanıtıydı.
Jackson, Bulls’un Pistons’la olan maçının sonrasında maç görüntülerinin arasına, pozisyonlarla bağlantılı olarak Oz Büyücüsü filminden kesitler koymuştu. “Benim için önemli olan oyuncuları uyandırmak ve bir an için bile olsa görünmeyeni görmelerini, duyulmayanı duymalarını sağlamak.” diyen Jackson’ın karanlıkta antrenman yaptırmak, maçtan önce soyunma odasında tütsü yakıp gezdirmek, oyuncuların ve koçların birbirleriyle konuşmasının yasak olduğu sessiz zaman dilimleri oluşturmak onun yaptıklarından sadece birkaçı diyebiliriz.
Ne olmuştu da ‘umutsuz vaka’ olarak görünen Bulls takımı birkaç ay içinde yenilmez bir takım olmuştu? “Cevap çok basit,” diyor Phil Jackson. “Bu olay Michael Jordan, Scottie Pippen ve Dennis Rodman ile ilgiliydi ama yetenek de bir yere kadardı. Tex Winter’a dahi sorsanız üçgen hücumun cevabın yalnız bir kısmı olduğunu söylerdi.” 1995 yılının güz döneminde Bulls’da bir araya gelen kuvvetlerin birleşimi, “Ben harikayım, sen değilsin.” takımından ziyade “Biz harikayız, onlar değil.” takımına dönüşmesi ve daha sonra ki “Hayat harika.” bakış açısı Bulls için kendileriyle boy ölçüşebilecek takımın yine kendileri olduğunun işaretiydi.
Zen Master ve NBA’de aldığı 11 yüzük ile Yüzüklerin Efendisi lakabını alan Jackson’ın şu sözü ile noktalayalım: “Farkında olmak kuvvetli olmaktan çok daha önemlidir.”
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.