Buram Buram Tarih Kokan, Doğu'nun İncisi: Van

Kredi: Van

Tarihi M.Ö. 5000 yıllara dayanan Van şehri, İpek Yolu üzerinde bulunması sebebiyle tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Urartu'ların başkentliğini yapan Van, doğal güzellikleriyle de bir doğa cennetidir. Yazımda Van'daki tarihi yerlerden, Van kedisinden, Van kahvaltısından kısaca bahsettim. Umarım beğenirsiniz.

Bugün sizleri ülkenin en doğusuna götürmek istiyorum. “Doğunun Parisi” olarak anılan Van’a. Türkiye’nin en kalabalık 19. İli olan Van(Tuşpa), nüfus bakımından da bölgenin en büyük ilidir. Farklı kültürlerin beraber yaşadığı, güzel eserler bıraktığı güzide bir şehirdir. 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Kürt, Arap, nüfus yaşamıştır.  MÖ 9. yüzyılda kurulan Urartu krallığının başkenti olan Van, Urartu döneminden kalan birçok tarihi eser günümüze ulaşmıştır. (Van kalesi/ Tuşpa kaya mezarları, Analıkız kutsal alanı, surlar) 

Van Kedisi:

Adını Van gölü bölgesine dayanan köklerinden alan, iyi bir yüzücü olan, gözleri mavi ve kehribar rengi olan bir kedi ırkıdır. 
Van halkı tarafından “pişik” diye anılmaktadır. Fazla ilgi gösterilmediğinden nesli tükenmektedir. Van Kedi Evinde korunmaktadırlar. 

Akdamar Adası- Akdamar Ermeni Kilisesi:

Akdamar adasının güney doğusunda kurulmuş olan Surp Haç Kilisesi/ Kutsal Haç Katedrali olarak da bilinen Akdamar kilisesi Van’ın en önemli tarihi yerlerindendir. Kudüsten İran’a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van bölgesine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç’ın bir parçasını barındırmak maksadıyla 915-921 yılları arasında Kral Gagik’in emriyle inşa edilmiştir.
Doğudaki birçok başka Ermeni anıtı ile birlikte kilise de 1951 yılında Hükümet tarafından yıkımı kararlaştırılmıştır. 
Yıkılacağı zaman tesadüfen yıkılacağını öğrenen, o zaman gazeteci olan Yaşar Kemal’in müdahalesi sonucu durdurulmuştur. Bu arada Yaşar Kemal aslen Van’lıdır. 

Muradiye Şelalesi:

Adını Bağdat seferine çıkan Sultan IV. Murat’tan alır. Şelalenin güzelliği, çevresinde oluşan bitki örtüsü bir ressamın elinden çıkmışçasına kusursuz.  Bazı kış mevsimlerinde şelale donarak Pamukkale travertenlerine benzer görüntüler sergilemektedir. 

Hoşap kalesi:

Hoşap suyunun kuzeybatısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç ve dış kaleden oluşmaktadır. Urartu dönemine kadar uzanan kale, Osmanlı devletine tabi Mahmudi Beyleri’nin yaptırığı şeklinde ulaşmıştır. Günümüze sağlam bir şekilde ulaştığı için, bölgenin dikkat çeken sembol yapılarından. 

Van Kahvaltısı:

İpek yolu üzerinde olan bir lezzet durağı olan Van ilinin İpek yolu güzergahında olması, kahvaltı geleneğinin oluşmasında rol oynamıştır. Bu kadar adından söz ettirmesinin en önemli nedeni de sofradaki her şeyin doğal olması. Dağlardan toplanan otlarla yapılmış otlu peynir kahvaltının sembolü olmuştur.