Doksanlarda Müzik

Müzik - 19 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 4 Dk.

19 Aralık, 2020

Doksanlarda Müzik

Müzikte zirveleri yaşadığımız o güzel yıllardan ,doksanlardan, bahsedeceğim.

Doksanlar... Teorik olarak baktığımızda on yıl kadar süren, kısa gözüken ama kısalığı sadece teoride kalan eşsiz dönem... Çocukların, gençlerin hatta yetişkinlerin aktif olarak sokakta yer aldığı, sokaktaki aktifliğin yanı sıra başta müzik olmak üzere sanatın da oldukça aktif olduğu yıllar. Sizlere yazdığım bu metinde doksanlı yıllardaki müzik anlayışından bahsedeceğim. 

90'ların Hafızalardan Silinmeyen Türkçe Pop Şarkıları - Bilgeyik

 

"Müzik duygularımızın en açık dilidir." demiş Emil Zeig. Ne kadar da yerinde bir söz değil mi? İnsan duygusal ve sosyal bir varlıktır. Duygularımızı anlatmak ya da duygularımızdan parçalar bulmak biz insanlar için oldukça önemlidir. Bu etkileşimi kolaylaştırmak için de müzik oldukça önemli bir kurumdur. Doksanlar müziği bu nedenle Türk müziğinde oldukça önemli yer tutar. Çünkü bu yıllarda yapılan şarkılar her türlü kesime ve her türlü ruh haline hitap edebilecek şarkılardır. Neşeli insanlara da üzgün insanlara da fazlasıyla hitap edebilecek şarkılar görüyoruz bu dönemde. Ayrıca bu şarkıların yansıttıkları duygular oldukça sahicidir. Bunun birçok sebebi var aslında. Başlıca sebepleri fikrimce şunlardır:

1- En sosyal varlık olan insanlar o yıllarda teknolojiden uzak ve birbirleriyle iç içeydiler. Döneme damgasını vuran benim de çok büyük hayranı olduğum Aşkın Nur Yengi "Kalorifer icat oldu, mertlik bozuldu." der. Önceleri bir soba etrafında olan insanlar kaloriferle birlikte odalarına çekildiler. Dolayısıyla ayrıştılar.

2- Duygular şimdiki gibi emojilerle değil masum, orijinal ve tatlı sözlerle, jestlerle ifade ediliyordu. İnsanlar o yıllarda aşk acısını da özlemi de mutluluğu da zirvede yaşıyordu. İnsanlar 'hudutsuz sevdalar' peşindeydi diyebiliriz. 

3- Dönemde çok yetenekli müzik dehası olan bestecilerin (Onno Tunç, Sezen Aksu, Aysel Gürel, Şehrazat, Uzay Heparı...) yer alması

4- Müzik dehası bestecilerin yanı sıra müzik dehası yorumcuların (Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Sertab Erener, Demet Sağıroğlu, Levent Yüksel, Yıldız Tilbe, Bendeniz...) da bulunması 

5- Bir diğer faktör de müziğin o yıllarda bugünkü gibi ticari kaygılarla yapılmamasıdır. Dönem sanatçıları zaten kendi hislerinden yola çıkarak yapıyorlardı bu şarkıları. "Hadi bir şarkı yazayım da hit olsun." düşüncesiyle yazılmış şarkılar olsa ne denli başarılı olabilirdi?

6- Şarkıya ulaşmanın şimdiki kadar kolay olmamasını da etkiler içerisine alabiliriz. O dönemlerde şarkılara, albümlere ulaşmak bugünkünden daha zor olduğu için kıymeti daha büyüktü. Gençler albüm alabilmek için harçlıklarını biriktiriyordu belki. Şu an böyle bir durum yok herkes istediği şarkıya kolayca ulaşabilir durumda.


Günümüze geldiğimizde ise hayatımızdaki gelişmelerin müziğimizi de büyük ölçüde etkilediğini görüyoruz. Tabii ki müziğin yerinde saymasını bekleyemeyiz. Ancak doksanlardaki o ruhtan uzaklaştığını görüyoruz. Artık yemeklerimiz gibi müziklerimiz de fast-fooda dönüştü. Üretilen şarkıları hızlıca öğütüp bir kenara bırakıyoruz. Eskisi gibi kalıcılık yakalanamıyor. Kalıcılık yakalanamamasının sebebi yetenek eksikliği değil kesinlikle. Günümüzde de çok yetenekli isimler var fakat kaygılar başka. Bu durumda insanların değişen duygularının payı da büyük. Aşklar eski aşklar, ayrılıklar eski ayrılıklar, sevinçler eski sevinçler değil. Duygularımız ışıldarken paslandı artık...

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.