Cem Adrian’dan Türk Sanat Müziği Klasiklerine Doyacağınız Yeni Albüm: Solmayan Şarkılar
Müzik - 22 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 3 Dk.
22 Aralık, 2020
Daima farklı tarzlarla karşımıza çıkan, kendine özgü sesi, müziği ve şarkılarıyla gönlümüzü fetheden Cem Adrian’dan yepyeni, sımsıcak bir albümümüz var! Albümün adında da belirtildiği gibi hiçbir zaman eskimeyecek ve hafızalarımızdan silinmeyecek “Solmayan Şarkılar” dinledikçe içinizi ısıtacak! İnceliklerle dolu bu muhteşem albüme daha yakından bakmaya hazır mısınız?
Cem Adrian’dan yepyeni, sımsıcak bir albümümüz var! Adrian, bu kez dinledikçe içimizi ısıtan, bizleri şu andan alıp bambaşka diyarlara götüren birbirinden güzel on adet Türk Sanat Müziği eserini yorumladı. Hiçbir zaman eskimeyecek, birçoğumuzun ezbere bildiği “Solmayan Şarkılar”, Cem Adrian’ın sesiyle yeniden can buldu.
Kural tanımayan, daima farklı tarzlarla karşımıza çıkan, kendine özgü sesi, müziği ve şarkılarıyla gönlümüzü fetheden Cem Adrian, yine sınırlarını zorlamış ve bambaşka bir tarzla 8. albümünü ortaya çıkarmış. "Duydum Ki Unutmuşsun", "Elbet Bir gün Buluşacağız", "Nasıl Geçti Habersiz" gibi Türk Sanat Müziği’nin 10 kült eseri, Cem Adrian’ın eşsiz yorumuyla tekrar can bulmuş. Hele o her birimizin kalbine dokunan, usta ellerden çıkmış sözlerin Cem’in kendine has, dinledikçe hüzünlendiren sesiyle buluşması… Albüm kapağında yer alan zarif beyaz gül bile dinleyicileri neyin beklediğine dair bir küçük bir ipucu aslında. Her birimizin bir şeyler bulacağına, dinledikçe huzuru tadacağına inanıyorum.
Albümün çıktığı ilk gece kulaklıklarımı takıp, gözlerimi kapayarak tüm albümü defalarca dinlediğimi söylemeliyim. Huzurunu, verdiği rahatlık hissini tarif edemem. Böyle zor günlerde nasıl da iyi geldi, nasıl da içimizi ısıttı. En önemlisi ise, her şeyi hızlıca tüketip bitirdiğimiz bu dönemde eskilerin o naifliğini, inceliğini ve değerini her birimize tekrar hatırlattı.
Adrian, “Solmayan Şarkılar”dan bahsettiği bir yazısında, günümüz müzik dünyasında hatırlanması gereken şeyler olduğu düşüncesiyle yola çıktığını söylemiş ve bu şarkılarda hissettiği duyguları, klasik bir araba ya da eski, kurmalı bir saat gördüğümüzde hissettiğimiz duygulara benzetmiş. Nasıl da doğru bir tanımlama! Her şeyin akıp gittiği, tek amacın üretmek değil hızlıca tüketmek olduğu, o ince ve naif romantizmin eskimeye yüz tuttuğu günümüzde, yorumladığı birbirinden güzel şarkılarla yüzünü eskilere dönmüş ve o hisleri en duygulu haliyle bizlere de yaşatmış. Hani bir söz vardır, “Müzik ruhun gıdasıdır”. İşte tam da o his doğdu yüreğimde bu albümü dinledikten sonra. “Hani ey gözyaşım akmayacaktın” sözleriyle yüreğimi burktu, “Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın, annen bile okşasa, benim bağrım taş olur” sözleriyle ise eskilerin sitem sözlerinde bile yer alan zarafeti anımsattı.
Sözün özü, her seferinde türkü, jazz gibi bambaşka tarzlarla karşımıza çıkan Tuz Kral, yine bizleri şaşırtmaktan vazgeçmedi. Hafızalarda yer etmiş birbirinden güzel parçalarla eski şarkıları yaşatırken, dinleyicilerine de hafızalardan silinmemesi gereken eskilerin ince romantizmini tekrar hatırlattı. Mutlaka dinleyin, dinlettirin. Her birinizin yüreğine dokunacağına, ruhunuzu dinlendireceğine inancım tam.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.