Yetişin! Korkunç ivan Oğlunu Öldürüyor.
Kültür ve Sanat - 23 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 3 Dk.
23 Aralık, 2020
Bazı tablolara baktığımızda bizim için bir şey ifade etmez, onu çözümleyemeyebiliriz. Ama bazı tablolar da vardır ki karşısında durup onu seyrederken havanın karardığını bile fark etmeyebiliriz. Şimdi o tablolardan birine gidiyoruz... İlya Repin'in meşhur eserine...
İnsanlık tarihi çok karmaşık bir yapıdır. Yaşanmış birçok savaş hikayesi, aşk hikayesi, kahramanlıklar, dostluklar, ihanetler, başarılar yıllar boyu eserlere konu olmuş, bir nevi kaydedilmiştir. Kimi kulaktan dolma bilgidir kimi bizzat şahitin abartılı anlatımı kimi de her anlatıcının kendi duygu ve düşüncelerini de katarak oluşturduğu aslıyla uymayan hikayeler. İlya Repin de böyle bir olayı duygularını anlatabilmekte araç olarak kullanıyor aslında.
Repin, II.Alexsandr'ın devrimci Narodnaya Volya örgütü üyeleri tarafından katli ve bunun ardından örgüt üyelerinin idamından duyduğu huzursuzluğu ifade etmek için o zamanların tarihçisi Nikolay Karamzin' in anlatısı olan olayı resmetmeye karar veriyor. Anlatıya göre o zamanların ilk Rus Çarı Korkunç İvan ile oğlu arasındaki ilişkiler kötüydü. Oğul İvan'ın ölümünden bir gün önce baba İvan, hamile gelini Yelena'nın odasına habersiz girivermiş, kıyafetinin uygun olmadığını bahane ederek onu dövmeye başlamıştı. Karısının çığlıklarını duyan oğul İvan koşmuş ve babasına "İlk karımı nedensiz olarak manastıra gönderdin, ikincisine de aynı şeyi yaptın, şimdi de üçüncüsüne vurdun ve rahminde taşıdığı oğlunun ölümüne yol açtın." demiştir. Ertesi gün, oğlu bu konuyla ilgili olarak babasına çıkışmış, babası ise onu, o günlerin gündeminde olan Livonya Savaşı'nda kendisine itaatsizlikle suçlamıştır. Çıkan tartışmada öfkesine hakim olamayan İvan asası ile oğlunun kafasına vurmuştur.
Bu olay gerçekten böyle mi yaşandı, neler konuşuldu, neler hissedildi, neler döküldü ortaya bilinmez ama Repin biliyormuşçasına, sanki o sırada o da oradaymış ve hemen salonun bir köşesinden olanı biteni izliyormuşçasına resmediyor bu anı. İçinde biriken huzursuzluğu ve dehşeti İvan'ın oğlunun başından akan kanla akıtıyor.
Tablonun karşısına geçip anı hissetmeye çalıştığınızda ister istemez tabloya uzanıyor ve "Neden yaptın bunu?" diye soruyorsunuz. Ama İvan sizi duymuyor çünkü son bir gayretle oğluna sarılarak onu ölümün ellerinden kurtarmaya çalışıyor. Pişmanlık, korku, dehşet, hüzün, acı, çaresizlik...Gözlerindeki duygu yoğunluğu karşısında titriyor ve ona acıyorsunuz. Oğul İvan...Babasının ihanetinden duyduğu acı belki yaralı başından daha çok acıtıyordu. Ama huzurluydu çünkü sadık bir oğul olduğunu ve bu şekilde öldüğünü düşünüyordu.
Bu tablo yapıldığı ve sergilendiği yıllarda birçok tartışmaya da konu olmuş. Bazı eleştirmenler resmedilmiş yoğun kanın psikolojik olarak tehlikeli olduğunu ileri sürmüşler. Öyle ki bu yorumları haklı çıkaracak bir olay yaşanmış.16 Ocak 1913'te, bir ikono sanatçısının oğlu olan Abram Balaşev, Tretyakov Galerisi'nde sergilenen tabloya saldırmış. Balaşev "Kan! Neden bu kadar kan! Yok olsun kan!" diye bağırıyordu. Üç bıçak darbesi ile tabloda her iki İvan'ın yüzlerinini kesti. Balaşev'in akli dengesi bozuk bulundu ve bir akıl hastanesine kaldırıldı. Bunlara rağmen tabloyu oldukça başarılı bulan kişiler de Repin'e övgüler yağdırdı.
Onu izleyende bir duygu açığa çıkarabilmişse o tablo başarılı olmuştur diyebilir miyiz? Bence diyebiliriz ve İlya Repin bu tabloyla bize hissettiği dehşeti fazlasıyla geçirmiş bulunmakta.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.