Yetimhaneden Dünyaya Bir Şapka Tasarımıyla Yayılan Başarı: Coco Chanel
Kültür ve Sanat - 15 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 7 Dk.
15 Ocak, 2021
20. yüzyılın en önemli 100 kişisi arasında bulunan tek moda tasarımcısı Coco Chanel… “Karın içerde, göğüs önde, kalça dışarı” s duruşu adına vücudun kemik yapısına, iç organlara zarar veren dar ve sıkı korselere elveda dedirten; giyimde sadeliği, zarafeti ve rahatlığı sunan minimalist tasarımları, küçük siyah elbiseleri, inci takıları, çantaları, parfümleri, ayakkabıları, tüvit ceketi ve kadın takımları ile birçok alanda ünlü Fransız moda tasarımcısı Coco Chanel’in başarı hikayesine bir göz atalım.
Asıl adı Gabrielle Bonheur Chanel olan Fransız tasarımcı 19 Ağustos 1883’te Fransa’nın Saumur kentinde yoksulluk içinde doğdu. Küçük yaşta annesini kaybetmesinin ardından iki kız kardeşiyle birlikte babaları tarafından Aubazine Yetimhanesi’ne bırakıldı.
18 yaşına geldiğinde Moulins’teki Notre Dame okuluna gönderildi ve burada Aubazine’deki eğitiminin önemli bir kısmını oluşturan dikiş dikme konusunda daha fazla eğitim aldı. Notre Dame baş rahibesi, kardeşi Adrienne ve Gabrielle için bir dükkanda tezgahtar ve terzi olarak iş buldu. Dükkanın üzerinde bir tavan arası yatak odasını paylaşan kızlar ayrıca hafta sonları yakındaki bir terzi için çalışıyorlardı. Gündüzleri terzilik, akşamları Moulins’teki bir parkta yerel kışlalardan izleyiciler için konserlerin düzenlendiği müzik salonu ile asker salonunun birleşiminden oluşan La Rotonde kabaresinde şarkıcılık yapmaya başlayan Gabrielle burada söylediği şarkılardan biri olan köpeğini kaybetmiş bir kızın hakkındaki “Qui Qu’a Vu Coco?”(Coco’yu kim gördü?) şarkısıyla kısa sürede seyirciye kendini sevdirdi ve seyirci onu Coco çağrılarıyla karşılamaya başladı. Böylece Gabrielle, Coco oldu. Birkaç yıl burada çalışmasının ardından 1905’te bir ordu subayı ve at yetiştiricisi olan genç, varlıklı, kent soylusu Etienne Balsan ile tanıştı. Bir yıl sonra Paris yakınlarındaki Royallieu’da bulunan Balsan’ın şatosunda yaşamaya başladı ve burada başlayan yeni hayatıyla, 25 yaşına geldiğinde lüks ve eğlenceye aşinaydı. Şatoda boş vakitlerini geçirmek adına Paris’teki dükkanlardan satın alıp minimalist zevklerine göre şekillendirdiği şapkalar bir süre sonra hobi olmaktan çıkıp onun için bir işe dönüştü. 1908 ilkbaharında Balsan’ın arkadaşı ve finansörü Polo oyuncusu Arthur Edward “Boy” Capel ile tanıştı. Coco’nun yeteneğini ve tutkusunu fark eden Arthur ona bir şapka butiği açma konusunda tavsiye verdi ve onu finansal olarak destekleyeceği vaadinde bulundu ama Coco kariyerinin başlamasına yardımcı olan Balsan’a sadık kaldı. Şatodan, Balsan’ın Paris’teki evine taşındı ve burada şapka tasarlamaya başladı.
Coco’nun ilk müşterileri Balsan’ın metresleriydi ve onlar da arkadaşlarına bu yetenekli kadından söz ettiler. Başarısı o kadar hızlı yayıldı ki ünlü aktrisler sık sık onun şapkalarıyla fotoğraflandı. 1910’da Coco, Balsan’dan ayrıldı ve Arthur ile yaşamaya başladı. Aynı yıl lisanslı şapka tasarımcısı oldu ve 21 Rue Cambon’da Chanel Modes adını verdiği bütiği açtı. Kısa süre içinde sokak dünya çapında popülerleşip onun adıyla anılmaya başladı. Hızla ilerleyen başarısıyla 10 tane butiğe sahip olan Chanel lüks ve kişiye özel tasarımlar satmaya başladı.
Herkesi hayran bırakan şapkalar tasarlayan Chanel kendi kadın kıyafet koleksiyonunu geliştirmek istiyordu. Kıyafet tasarımcısı lisansı olmadığı için yasadışı bir durumla karşılaşma tehlikesine karşı, kıyafetleri o dönemde sadece erkek iç çamaşırları için kullanılan jarse gibi mütevazı kumaşlarla tasarladı. Ve moda tarihi kendi devrimcisi ile tanıştı. Kendine sağlam bir şekilde yerleşmiş tuhafiyeci ünü ile 1913’te Deauville’de Arthur Capel tarafından finanse edilen eğlence ve spor için uygun, lüks, gündelik kıyafetleri tanıttığı bir butik açtı. Burada şapkalar, ceketler, kazaklar, denizci bluzu mariniére sattı. Giysiler rahat ve klasikti. Düzenli ünlü müşterileri ile birlikte bir trend oluşturdu. Kariyerinde yükselen Chanel’in Capel ile yaşama umutlarına rağmen Capel 1918’de İngiliz aristokrat Lady Diana Wyndham ile evlendi ama yine de Chanel’den ayrılmadı.
1918’de Chanel Capel’e olan borcunu ödedi. Mali açıdan bağımsızdı. Kısa bir süre sonra 1919’da Capel Cote d’Azur’da bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Chanel, Capel’in ölümünün onun için korkunç bir darbe olduğunu, Capel’i kaybedince her şeyini kaybettiğini söyledi. Sevgilisinin yasını siyah renkle tutmaya karar veren Coco bu rengi hayatın içine dahil ederek küçük siyah elbiseye imza attı.
Kadınların şık görünürken aynı zamanda rahat olmasını isteyen Chanel kadınları korseden kurtarıp vücuda tam oturan, kemersiz ve aynı zamanda asil görünüm sağlayan küçük siyah elbise ile moda dünyasına damga vurdu. Küçük siyah elbise gibi kısa saç ve bronz teni de öne çıkardı.
Beş yıl içinde jarse kumaşını kullanması, yaygın korse stillerinden kurtulmak isteyen nüfuzlu zengin kadınların dikkatini çekti. “Lüks rahat olmalı aksi takdirde lüks değildir” sözüne sadık kalan Chanel tasarımlarında sadeliği, rahatlığı vurguladı.
1920’lerin sonlarında moda endüstrisine Chanel endrüstrilerinin milyonlarca değere sahip olduğu ve sadece onun haute couture (kişiye özel dikim, tam karşılığı ‘yüksek dikiş’) evinde değil, aynı zamanda bir parfüm laboratuarında, bir tekstil fabrikasında, bir mücevher atölyesinde 2.000’den fazla kişiyi istihdam ettiği bildirildi. Bu imparatorluğun mali temeli Fransa’nın en yetenekli parfüm yaratıcılarından Ernest Beaux’nun yardımıyla 1921’de piyasaya sürdüğü olağanüstü başarılı parfüm Chanel No. 5 oldu. Chanel’in bir parfüm sunan ilk büyük moda tasarımcısı olması ve tipik parfüm ambalajını basit, şık bir şişeyle değiştirmesi kokunun başarısına büyük katkı sağladı. Koleksiyonlarını 5 Şubat ve 5 Ağustos günlerinde sergileyen Chanel’in 5 rakamının uğruna inandığı için, bir başka söylentiye göre de rumaralanan karışımları denemeye gittiğinde 5 numaralı karışımı beğenmesi üzerine parfümün adının “Chanel No 5” olduğu söyleniyor.
1930’larda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını tasarladı. Chanel 1. Dünya Savaşı sırasında Paris’te kalıp işlerine devam etse de 2. Dünya Savaşı dönemi Coco moda evini kapattı ve yalnızca Chanel No. 10’daki tüm stokları satan parfüm butiğini açık bıraktı. 1945’de İsviçre’ye taşınıp on yıla yakın bir süre orada kaldı. Savaş sonrası Fransa tasarımcılarla dolup taşmıştı. Bunlardan biri olan genç moda tasarımcısı Christian Dior, Coco Chanel’i “Siyah bir kazak ve on sıra inci ile moda dünyasında devrim yaptı.” diyerek eleştiriyordu. Chanel 1954’te Paris’e, moda hayatına dönüp favori oteli Ritz’de iki oda tuttu ve yeni koleksiyonunu hazırladı. Koleksiyon eleştirmenler tarafından ‘yeni bir şey sunmadığı’ gerekçesiyle göz ardı edilse de yeni olmamalarının sebebi onların sonsuz, zamansız ve seçkin olmalarıydı. Chanel yeni bir dükkan açtı ve eski müşterilerinin de desteğiyle, ününe tekrar kavuştu.
Daha sonraki yıllarda Coco Chanel, yalnız bir figürdü. 80'li yaşlarda çalışmak giderek zorlaştı. 10 Ocak 1971'de öldüğünde, Paris'teki Madeleine Kilisesi'nde düzenlenen cenaze, Paris moda camiasının yanı sıra sanatçılar, sosyalistler ve politikacıları da ortaya çıkardı. Tabutu gül, gardenya ve orkidelerden oluşan çelenklerle kaplıydı.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.