Türk İşi Korku Filmlerinin Önlenemez Başarısı(!)
Kültür ve Sanat - 08 Ağustos, 2022 - Okuma Süresi: 4 Dk.
08 Ağustos, 2022
Mutlaka hepimiz evde veya sinemada Türk yapımı bir korku filmi seyretmişizdir. Peki bu filmlerde neden korktuğumuzdan çok gülüp eğleniyoruz, Türk işi korku filmlerinin bu başarısızlığının altında yatan o sır ne? Buyurun yazıya!
Öncelikle şunu söyleyeyim: Türk sinemasında özellikle minimalist bağımsız filmler noktasında son dönemlerin en başarılı eserleri veriliyor. Bu yüzden burada ''Hiçbir zaman bi Hollywood olamayacağız, o paralar bizde olsa biz de en iyilerini çekeriz veya bizde vizyon yok yeğenim!'' gibi düşünceler barınmayacak, bilginize... Fakat bir tür var ki orada herhalde Türk sinemasının bir 7814 fırın ekmek yemesi gerekiyor. Ayrıca bu konuda herkesin hemfikir olduğunu yani az önce ''Bir tür var ki...'' dediğimde kafalarda korku türünün canlandığına eminim. Şu an her bir Türk gencinin hayatının son on yılda vizyona girmiş Türk filmlerinin toplamından daha korkunç olduğunu söylemek de yanlış olmasa gerek!
Diğer ülkelerin sinemasında modern korku adı altında izleyeni gerim gerim geren ama bunu herhangi bir şeyi abartmadan yapan filmlerin sayısı gün geçtikçe artmasına rağmen bizim ülkemizdeki korku filmleri tamamıyla bayağı ve tekdüze. Yani cinler, gulyabaniler, karabasanlar, Arapça dualar, içine şeytan kaçanlar vb. İslam temalı korku öğelerinin bulunduğu ve oldukça fazla kullanılan "jumpscare"ler ile donatılmış; mekan olarak da hep kapısı mutlaka gıcırdayan, merdivenleri tahta, mümkünse terk edilmiş bir evin tercih edildiği filmler bunlar.
Peki bu durum neden böyle ve bu durumu değiştirmek için ne yapılmalı? Bir kere kuşkusuz korku filmlerine olan bakış açımızı değiştirmeliyiz. ''Sinemaya gideyim, yüksek ses ve bir anda karşıma çıkan cinler... İşte korkmak budur!'' düşüncesi herhangi bir sinematik kaygı barındırmayarak bu türe hiçbir şey katmamakta. Zira bu yöntemle 7 yaşındaki çocuk da korkar, 70 yaşındaki dede de; fakat bunun sinema olmadığı çok açık.
Benimsememiz gereken bakış açısı ise bence şu olmalı: Bir film, benzerini yaşamaktan korktuğumuz ve düşüncesi bile tedirgin eden bir hikayeye ve anlatıma sahipse o korku filmidir. Anlatılan hikaye her saniyesinde sizi "Ya benim başıma gelseydi..." korkusuyla tetikte tutmalı, sonunda ne olacağından çok o an yaşanan şeylere vereceğiniz tepkileri sorgulatmalı ve bırakın korkunç gözüken komik sahnelere gülmeyi "Düşmanımın başına!" dedirterek sizin salondan ayrılmanızı sağlamalıdır. Ayrıca hikayenin mutlaka doğaüstü metafizik veya dini olaylara dayanmasına hiç mi hiç gerek yok. Zaten hayatın kendisi veya insanların insanlara yaptıkları şeyler çok korkunç. Hatta bir aile içindeki ilişkiler veyahut arkadaşlıklar, bunların hepsi bana göre korku hikayesi olabilecek potansiyelde. Konunun netleşmesi adına izlemiş olduğunuz türü korku olmayan fakat içinde asla bulunmak istemeyeceğiniz hikayeleri size anlatan filmleri aklınıza getirin. Mesela buna The Truman Show'u bile örnek verebiliriz, asla öyle korkunç bir hikayenin baş kahramanı olmak ben istemezdim.
Son olarak eklemek istediğim bu türün tüm klişelerinin modern korku filmleriyle birlikte yıkıldığı. Örnek olarak korku filmi diyince akla hep klostrofobik, korkutucu mekanlar gelse de; aydınlık, hatta keşke orada olsaydım diyeceğiniz güzellikte alanlarda bile size yorganı gözünüze çektirecek filmler mevcut: tıpkı Midsommar gibi. Fakat korku türünde film yapacaklar lütfen otursun ve derslerine iyi çalışsın. Zira düşük bütçelerle, kısa zamanda seyirciyi gerim gerim geren ama seyircinin de bu gerilimi çılgınca istediği korku filmleri de mümkün dostlar! Örnek isteyen A24'ün modern korku örneklerine bakabilir hatta hepsini izleyebilirsiniz, pişman olmazsınız.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.