Türk Çağdaş Resmin Öncüsü: Mihri Müşfik Hanım

Kültür ve Sanat - 25 Nisan, 2022 - Okuma Süresi: 4 Dk.

25 Nisan, 2022

Türk Çağdaş Resmin Öncüsü: Mihri Müşfik Hanım

Mihri Müşfik Hanım Türkiye'de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam olmuştur. Verdiği eğitimlerle birçok kadın ressamın yetişmesine önayak olmuş ve muhteşem resimlere imza atmıştır. Mihri Müşfik Hanım'ın sanat ve başarıyla dolu hayatına hep birlikte bakalım. Keyifli okumalar!

Mihri Müşfik Hanım 26 Şubat 1886’da Kadıköy'ün Bahariye semtindeki Dr. Rasimpaşa Konağı'nda dünyaya gelmiştir. Babası, Askeri Tıbbiye'de ders veren ve "Tıbbiye Nazırı" olarak da bilinen Dr. Çerkez Ahmet Rasim Paşa'dır. Çevresinin de etkisiyle özel dersler alarak Batılı tarzda bir eğitimle büyümüştür. Edebiyat, resim ve musiki gibi sanatın her alanında eğitimler almış ve bu konularda yetenekli olsa da resme ilgisi daha fazla olmuştur. Yaptığı bir resmi Sultan II. Abdülhamid'e takdim edince, sultanın beğenisini kazanmış ve vermiş olduğu emirle saray ressamı  Fausto Zonaro’nun öğrencisi olmuştur. Beşiktaş’taki atölyesinde yaklaşık 2 yıl resim dersleri almıştır. Böylece Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam unvanını almayı başarmıştır.

17 yaşındayken bir müzik dinletisinde İtalyan kökenli bir müzik şefiyle tanıştı ve onunla beraber İtalya’ya gitmiştir. Bir süre sonra İtalya’dan ayrılarak sanatın başkenti olarak görülen Paris’e gitmiştir.  Montparnasse Bulvarı'nda bir daire kiralamış ve burayı hem ev hem de atölye olarak kullanmıştır. Genellikle portre ve gravür ağırlıklı resimler yaparak ve evinin bir odasından aldığı kira ile geçimini sağlamayı başarmıştır. Kiracılarından biri ise, Sorbonne’da siyasi bilimler öğrencisi olan Müşfik Selami Bey idi. Müşfik Selami Bey ile evlenen Mihri Hanım böylece sanat dünyasında bilinen "Mihri Müşfik Hanım" adını almış oldu.

Türk Çağdaş Resmin Öncüsü: Mihri Müşfik Hanım

İtalya ve Fransa’da çeşitli sanat okullarında ve atölyelerde öğrenim gören Mihri Müşfik Hanım, dışavurumcu bir anlayışla özgün portreler yapmış ve çağdaş resim akımlarını yakından takip etmiştir. Portreleri ise kübizm ve ekspresyonizmin etkisinde olmuştur.

Bir gün bir davette Paris'te bulunan dönemin Osmanlı Devleti Maliye Nazırı Cavit Bey ile bir davette tanıştı. Cavit Bey'in Maarif Nazırı'na bir telgraf göndererek Mihri Hanım’ın kızlar için açılacak güzel sanatlar okulunun kurulmasında yardımcı olmasını önerince Mihri Müşfik Hanım, 1913 yılında İstanbul Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) resim öğretmenliğine atanarak yeniden İstanbul’a dönmüş oldu. 1914 yılında ise kız öğrencilerin daha da ilerleyerek kendilerini göstermesini sağlamak için  İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin açılmasında büyük rol oynamıştır. Daha sonra burada kurumun müdürü olmuş ve pek çok kadın ressamın yetişmesine katkıda bulunmuştur. Bunlardan bazıları; Nazlı Ecevit, Aliye Berger ve Fahrelnisa Zeid’dir.

Mihri Hanım 1922 yılında Kurtuluş Savaşı’nın ardından Mustafa Kemal’in 3 metrelik bir portresini yapmış ve Çankaya’ya götürerek kendisine sunmuştur. Bu, Cumhuriyet’in ilanından sonra bir Türk ressam tarafından yapılan ilk Atatürk portesi olmuştur. Daha sonra Yugoslav Kralı Alexander hatırasına Yugoslavya'ya hediye edilen bu tablo II. Dünya Savaşı sırasında Belgrad Sarayı'nın tahrip olması sonucu kaybolsa da 1990’larda bulunmuştur.

Türk Çağdaş Resmin Öncüsü: Mihri Müşfik Hanım

1922 yılının sonlarına doğru tekrardan İtalya’ya giden Mihri Hanım, burada ünlü kişilerin portrelerini resmetmiştir. İtalyan şair Gabriele d'Annunzio’nun aracılığıyla birkaç kez Vatikan’a kabul edilmiş ve Papa’nın bir portresini yapma fırsatı bulmuştur. Vatikan’da ilk kez bir Papa, başka dinden bir kadın ressama poz vermiştir. Bu tablo yeni Papa’nın seçimine kadar Vatikan Müzesi’nde kalmıştır. İtalya’dan sonra Paris’e geçen Mihri Hanım'ın 'Çingene' isimli tablosu Louvre Müzesi’ne kabul olmuştur.

Mihri Hanım’ın, yeğeni Hale (Salih) Asaf’ın ilk resim hocası olmakla birlikte, ona resimden vazgeçmesini öğütlediği ve sonraki dönemlerde dargın oldukları bilinmektedir. Yaşlılığının yoksulluk içinde geçtiği bilinen Mihri Hanım, New York, Washington ve Chicago Üniversitelerinde konuk resim profesörlüğü yapmış, ayrıca özel dersler vermiştir. 16 Temmuz 1932'de Salvatore Virzi ile evlenmiş, 1943 yılında da Amerikan vatandaşı olmuştur. 1954'te ise New York'ta hayatını kaybetmiştir. Ölümünden sonra yapılan araştırmalarda Türkiye’de 32, İtalya’da 36, Fransa’da 23 ve Amerika’da 60’ı aşkın olmak üzere 150 adet eseri kayıt altına alınmıştır.

Haftalığın PeP'te!

İlk 15'a giren her içerik ile 200 TL kazan!

En popüler yazar sen ol!

Okunma puanını artır, kazan!

Liderlik Tablosu'na göz at!

Bu haftanın en çok okunanları.

E-bültenimize abone ol!

Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.

Gizlilik Sözleşmesi'nde belirtilen hüküm ve koşulları kabul ediyorum.