Tüm Canlıları Bekleyen Tehlike: Su Krizi
Kültür ve Sanat - 24 Ocak, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.
24 Ocak, 2022
Dünyamızın üçte ikisi su ile kaplı olmasına karşın içilebilir su kaynaklarımız epey kıt. İnsan elindeki bu kıt kaynağı ise sınırsızmış gibi ve pisleterek kullanmakta. Çok yakın bir zamanda su kıtlığı bizleri bekliyor. Ne yapmalı ve bu yakın zamandan kasıt nedir? Buyurun yazımıza!
Dünyamız kendini insan faktörünü ortadan kaldırırsak yenileyebilir bir sisteme sahip. İçilebilir su kaynakları bir şekilde pislense, azalsa veyahut ortadan kalksa dahi başka bir yerde yeni bir pınar oluşabilir ve pislenen su sistemin içinde kendini tekrar arındırabilir. Doğa kendi suyunu içinde bulundurduğu canlılar için tekrar filtre edebilir. Ancak bu döngünün içine bir insan faktörünü soktuğumuzda doğa sürdürülebilir olmanın sınırlarına dayanıyor. Artık suyunu temizleyememeye başlıyor. Çünkü gereğinden fazla bu döngüye etki eden ve içilebilir suları kirleten hatta yatakları kurutan ve yeni pınarlar oluşması için gerekli ekosistemi mahveden bir canlı olarak insan var.
İnsan yarattığı bu tahribatla sadece kendi türüne zarar vermekle kalmıyor aynı zamanda hakkı olmadan diğer tüm -tatlı su ile hayatta kalanlar- canlıların da yaşamlarını da gasp ediyor. İnsan kendi türünün yaşayabilmesi için kendi dışında her şeyin iradeden yoksun olduğunu söyleyen ve bunu da zaman zaman eğitim aracılığıyla kurumsallaştıran, meşrulaştıran bir canlı. Bu meşrulaştırma sonucunda gönül rahatlığıyla diğer tüm canlıların, canlı olmalarını hiçe saymakta ve her şeyin kendi için yaratıldığını düşünmekte. Ancak kendisini dünyanın merkezine koyan insanın varlığı da artık bu düşünceden dolayı tehlikede. İnsan hem kendisini hem de dünyayı tehlikeye atmakta.
2040 Yılı
Su hakkında yapılan pek çok araştırma sonuçları göz önüne alındığında 2040 yılında Dünya’nın büyük kısmında yıl boyunca yetecek kadar su olmayacağını ön görmektedir. Bu durumu şu şekilde açıklamak gerekirse: Bir bardak su, bir bardak sıvı altın, petrol kadar değerli bir hale gelecektir.
Ne Yapmalı?
Öncelikle içilebilir su kaynaklarımızın sınırsız olmadığının farkına varmamız gerek. İçilebilir su israfın ne boyutta olduğunu keşfedersek bu konu hakkında bir birey olarak bir adım atmış oluruz. Ancak burada bir ara parantez açmak gerek. İçilebilir su kaynaklarını kirletme konusunda bireyin elbet doğaya bir zararı vardır ancak bu zarar bazı uluslararası şirketler kadar büyük değildir. Bu farkındalığın başlangıcı için de National Geographic’in yayınladığı 25 Litre Belgeseli ve Netflix yapımı olan Explained belgesel serisinden Küresel Su Krizi Belgeseli’ni izlemenizi ve izletmenizi tavsiye ediyorum. Dünyamızın geldiği geldiği noktayı görebilmek adına etkili olacağına inanıyorum. Daha sonra da Yarının Suyu internet sitesini ziyaret ederek su ayak izinizi hesaplayarak kendi tasarrufunuzu oluşturabilirsiniz.
Bir başka içerikte görüşene dek sağlıkla kalın!
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.