Toprak Altındaki Gizem: Göbeklitepe
Kültür ve Sanat - 18 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
18 Ocak, 2021
Mısır piramitlerinden bile eski...İnsanın yazı, tekerlek ve daha birçok şeyle tanışmadığı zamana uzanan 12 bin yıllık bir tarih... Üzerinden onlarca medeniyet milyonlarca insan geçti. Henüz taş devrinde olan toplulukların yeteneğiyle nasıl bir yapı inşa edilebilir? İşte toprak altındaki gizem: Göbeklitepe.
Şanlıurfa'nın 22 km kuzeydoğusundaki bozkır alanda bulunan yapılar dünya üzerindeki en eski tapınak olarak kabul ediliyor. İngiltere'deki Stonehenge'den 7000 yıl, Mısır piramitlerinden 7500 yıl daha eskiye dayanıyor.
Bu yapılar "T " biçimindeki 10-12 dikilitaş ve örülmüş taş duvarlardan oluşuyor. Merkezde ise diğer dikilitaşlara kıyasla daha uzun 2 dikilitaş durmakta. Dikilitaşların üzerinde irili ufaklı oyuklar bulunmaktadır. Bu oyuklar taşların ve çatı görevi gören ahşap benzeri maddenin birleştiği kısım olarak düşünülmekte.Yapılarda kullanılan dikilitaşların etraftaki kayalık çevreden işlenip getirildiği ileri sürülmektedir. Halen daha çevrede kesilmiş fakat henüz işlenmemiş dikilitaşlar bulunmakta.
Dikilitaşların etrafındaki taş dizilerini bir araya getirmek için 2 santimetrelik balçık harç kullanılmış ama birçok sorunu beraberinde getirmiş.Yağmur suları ve rüzgardan dolayı kolayca aşınmış.Böcekler için ise aşınan yerler oyuk açılmaya müsait hale gelmiştir.
Çoğu taşın üzerinde çeşitli hayvan sembolleri bulunmaktadır. Motiflerde sık sık boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördeği ve akbaba kullanılmıştır. Uzun dikilitaşların üzerinde ise insan el ve bacağı tasvir edilmiştir.
Bu yapı çeşitli nedenlerden dolayı terk edilmiş.Uzmanlar eski insanların yapıyı korumak adına etraftan toplanan molozun yapı üzerine döktüğünü düşünüyorlar.Bilinçli bir şekilde yapılan bu eylem bizlerin Göbeklitepe'yi keşfetmemizi sağladı.
Kazı çalışmalarını yürüten Alman arkeolog Klaus Schmidt'e göre Göbeklitepe'deki eski insanlar toplulukların ibadet merkezine yakın olma arzusundan dolayı yerleşik hayata geçti ve topluluğun ihtiyaçları sebebiyle tarıma başladı.Olay yerinde bulunan buğdaylar bunu kanıtlar niteliktedir.
Kazı çalışmaları sırasında çeşitli heykel ve taşlar bulunmuştur.Bu buluntular Şanlıurfa Müzesinde sergilenmektedir.
Peki bu yapılar nasıl keşfedildi? İnsanoğlunu bu kadar meraklandıran neydi?
Gerçekten ilginç bir olaya dayanıyor.Daha fazla meraklandırmadan hemen anlatayım. Her şey arazi sahibinin toprağı sürmesiyle başlıyor.Arazi sahibimiz tesadüf eseri bir heykelcik buluyor ve bulduğu heykelciği müzeye veriyor. Heykel müzede 7-8 yıl kadar kalıyor.Daha sonralarda sabana takılan bir taşı kırmaya çalışıyor.İşte o taş Göbeklitepe'nin 12 dikilitaşından biri.Tabi insanoğlu toprağın altında yatan bu gizemden bihaber.
Alman arkeolog Klaus Schmidt o yıllarda Şanlıurfa'da kazı çalışmaları yapıyormuş. Bir gün yerli halktan birinin heykelcik bulduğunu öğreniyor ve sabahlara kadar gözüne uyku girmiyor. Böylece tarihin seyri değişmeye başlıyor.
Nedir bu araziyi özel kılan?
Kazı çalışmasının yapıldığı alanın 10 metre ötesinde bir ağaç bulunmakta.İnsanlar yıllardır bu ağaca gelir, hastalıkları için dua ederlermiş.Çocuğu olmayan kadınlar adaklar adarlar, sıkıntıları son bulsun diye kurbanlar keserlermiş.Yerli halkın bir kısmı buranın kutsallığına inanıyor. Bazılarının derdine derman olmuş da.Tapınak orada olduğu için mi ağaç kutsal yoksa ağaç olduğu için mi tapınak orada? Bu halen gizemini koruyor.
İnsanlığın geçmişine ışık tutan bu kazı çalışmaları geçici bir süre durdurulmuş.Sebepleri Alman arkeolog Klaus Schmidt'in 2014 yılında vefat etmesi, korunması amacıyla üstünün kapatılması için yapılan çalışmalar, UNESCO Dünya Mirasına katılması için yapılan başvurular olarak sıralanabilir.
Yukarıda da bahsettiğim gibi başvurular sonuç verdi ve UNESCO tarafından 2011'de Dünya Mirası geçici listesine alındı. 2018'de ise kalıcı listeye girdi.
Yapıldığında ne koca gökdelenler ne de köprüler vardı.Sıfır mühendislik bilgisiyle geçmişe uzanan yapılar ortaya koydular eski insanlar. Arazi sahibinin duyarlılığı ile bilim insanı titizliğini birleştiren olağanüstü bir buluş...Bulunmasıyla tarih kitapları yeniden yazıldı. Hiç kuşkusuz dünyanın en değerli tarihi eseri...
Tabi konu Göbeklitepe olunca akıllara Netflix'in Türkiye'de çektiği ikinci dizi olan Atiye gelmekte.Oldukça fantastik unsurlar içeren bu diziyi izlemenizi tavsiye ederim.Bu haftaki yazımız bu şekildeydi.Başka yazılarda görüşmek üzere...
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.