Tabletin Tarihsel Hikâyesi

Tablet denildiğinde bugünkü neslin aklına ilk gelen şey elbette elektronik bir cihaz oluyor. Peki bu cihazlar adlarını nereden almakta? Daha önce hangi amaca hizmet etmekteydiler? Nasıl bir yapısal dönüşüm geçirdiler? Detaylar yazımda!

Tabletin Etimolojisi

Tablet kelimesi, Latince "tabula" kelimesinden türetilmiştir. Tabula, levha veya plaka anlamına gelir. Tabletler, tıpkı bir levha veya plaka gibi düz bir yüzeye sahip oldukları için bu ismi almıştır. Bu terim; yazı yazmak, resim yapmak veya bilgi saklamak amacıyla kullanılan taş veya ahşap plakaları ifade etmek için tarih boyunca kullanılmıştır. Günümüzde ise tablet, genellikle taşınabilir ve dokunmatik ekranlı bilgisayarları tanımlamak için kullanılır. Bu cihazlar; verileri yazmak, çizmek, internete erişmek ve çeşitli uygulamaları çalıştırmak için kullanılır. Tablet kelimesinin kökeni, bu cihazların eski yazı plakaları ile benzer bir düz yüzeye sahip olmasından kaynaklanır.

Tarihin İlk Dönemlerinde Tablet

Tabletlerin kökeni antik dönemlere kadar uzanmaktadır. MÖ 3000 civarında Sümerler, kil tabletler üzerine yazı yazmayı keşfetmiştir. Bu tabletler muhasebe kayıtları, ticaret işlemleri ve diğer metinler için kullanılmıştır. Bu erken tabletler, taş levhalara yazılırdı ve taşınabilir değildi.

Orta Çağ'da ise özellikle rahipler ve bilginler tarafından el yazmaları oluşturmak için taş tabletler kullanılmıştır. Buna rağmen bu tabletlerin taşınabilirliği ve kullanımı oldukça sınırlı kalmıştır.

Günümüzde Tablet

19. yüzyılda yazı tahtaları ve lav taşı gibi malzemeler üzerine yazı yazmayı kolaylaştıran araçlar geliştirilmiştir. Bu tabletler özellikle eğitimde ve not almak için kullanışlıydı ancak taşınabilir değildi. 20. yüzyılın başlarında teknolojik ilerlemelerle birlikte taşınabilir yazı gereçleri geliştirilmiştir. Örneğin 1888'de George S. Parker, dolma kalemin patentini almıştır. Bu gelişmeler, kağıda yazı yazmayı kolaylaştırdı ancak daha gelişmiş bir taşınabilir bilgi teknolojisi henüz yoktu. Bilgisayar teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte 1980'lerin sonlarında ve 1990'ların başlarında ilk taşınabilir bilgisayarlar piyasaya sürüldü fakat bu cihazlar hâlâ oldukça büyük ve ağırdı. 

Modern tabletlerin temelleri, 1990'lı yılların sonunda ve 2000'li yılların başında kişisel dijital asistanlar (PDA'lar) gibi eski taşınabilir cihazlar ile atılmıştır. Bu cihazlar; takvim yönetimi, kişisel bilgi saklama ve bazı temel hesaplamalar yapma yeteneği sunuyordu fakat bu cihazlar genellikle küçük ekranlara ve sınırlı işlem gücüne sahipti.

2010'da Apple'ın iPad'i tanıtması, tablet teknolojisi için bir dönüm noktası olmuştur. iPad, kullanıcıların daha büyük ekranlarda internete erişmelerini, e-kitapları okumalarını, medya tüketmelerini ve uygulamaları kullanmalarını sağlamıştır. iOS işletim sistemi, iPad'in temelini oluşturmuştur ve daha sonra iOS cihazları için özelleştirilmiştir.

Apple'ın iPad'i piyasaya sürmesinin ardından diğer üreticiler Android işletim sistemini kullanan tabletler üretmeye başlamıştır. Android, açık kaynak bir işletim sistemi olduğu için farklı üreticiler tarafından kullanılabiliyordu. Bu durum da çeşitli tablet seçeneklerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 2010'lu yıllarda Samsung, Asus, Google ve diğer birçok üretici Android tabanlı tabletleri piyasaya sunmuştur. Böylece Android ve iOS tabletler arasında bir rekabet ortaya çıkmıştır.

Android ve iOS tabletler arasındaki rekabet günümüzde de devam etmektedir. Her iki platform da yeni modeller ve özellikler sunarak kullanıcıları cezbetmeye çalışmaktadır. Tabletler; daha hafif, ince, yüksek çözünürlüklü ekranlar ve güçlü işlemcilerle donatılmaktadır. Ayrıca 5G bağlantısı gibi yeni teknolojiler de tabletlerin bağlantı hızını artırmaktadır.

Sonuç olarak mobil teknolojideki gelişmelerin ve kullanıcı ihtiyaçlarının bir sonucu olarak tabletler günümüzdeki hâlini almıştır. Apple'ın iPad'i, bu kategoride büyük bir çığır açmış ve ardından diğer üreticiler de bu cihaza benzer cihazlar üretmeye başlamıştır. Gelecekte de teknolojinin gelişimi ile tabletler gelişmeye devam edecektir.