Slav Mitolojisi Ve Tanrıları
Kültür ve Sanat - 15 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
15 Ocak, 2021
Kredi: Vsevolod Ivanov
Mitolojiler her zaman fantastik romanlara, dizilere, filmlere ve oyunlara ilham kaynağı olmuştur. Örneğin, Percy Jackson serisi Yunan mitolojisinden, Yüzüklerin Efendisi serisi Ortaçağdan, Beowulf: Ölümsüz Savaşçı filmi bir Anglosakson destanından, Assassin's Creed Origins oyunu ise Mısır mitlerinden esinlenmiştir. Bunların yanı sıra, bazıları kadar öne çıkamamış bazı inanışlar ve mitler de var. Örneğin Slav mitolojisi. Oldukça popüler bir oyun olan The Witcher, büyük ölçüde Slav mitolojisinden esinlenmiş ancak bu bile bu mitolojiyi gün yüzüne çıkarmaya yetmemiş. Ben de bu sebeple, bu yazımda saklı kalmış Slav mitolojisine değinmeye karar verdim. Keyifli okumalar :)
Slav mitolojisi Slav temelli ırklara, özellikle de Rusya ve Ukrayna halklarına ait mitlerin bir toplamı. Slav mitolojisine dair oldukça az yazılı kaynak bulunduğundan hakkındaki bilgiler de kısıtlı. Ancak tabi ki her mitoloji gibi Slav mitolojisi de din ile bağlantılı. Slav halklarının Hristiyanlığı kabul etmesinden önceki çok tanrılı inanışlarına dayanıyor. Bilinen bir diğer gerçek de her Slav kabilenin farklı farklı tanrılara inandığı. Bu sebeple mitolojilerinde küçük büyük birçok tanrı ve tanrıça var. Bu tanrıların en bilinen bazıları ise şu şekilde:
- Rod ve Lada (Tanrıların anne ve babası), varolmuş ilk tanrı ve tanrıça. Rod, altın bir yumurtadan çıkmış ve kendisine eş olacak olan Lada'yı yaratmış. Daha sonra Rod, dünyayı Prav, Yav ve Nav olarak üç parçaya bölmüş. Prav tanrıların katı, Yav insanoğlunun yaşadığı yeryüzü, Nav ise yeraltı dünyası veya ölüler alemi olarak tasvir ediliyor.
- Perun (Gökyüzü ve savaş tanrısı), tüm Slav tanrıları içinde en yücesi. Yunan mitolojisindeki Zeus ya da İskandinav mitolojisindeki Odin gibi düşünülebilir. Oldukça kaslı, uzun saçlı ve sakallı, genellikle bir elinde şimşek diğer elinde çekiç ile tasvir edilmiş. Günümüzde de Perun (перун) kelimesi Ukraynaca "şimşek" anlamına geliyor.
- Veles (Yer altı tanrısı), zenginlik, sihir ve ihanet ile bağdaştırılmış bir tanrı. Karanlık ve tüylü olarak tanımlanıyor. Perun'un baş düşmanı. Slav inancında, Perun ve Veles sürekli bir savaş halindeydi ve bu savaşlar mevsim değişikliklerinin açıklamasıydı. Bulgulara göre tanrıların evi olan Pantheo'da Veles'in heykeli bulunmuyor. Bunun yerine heykel Perun'dan oldukça uzakta, bir tepenin dibinde duruyormuş.
- Dazhbog (Güneş tanrısı), adının etimolojik anlamı "veren tanrı" olan, güneşin varlığından ve zenginliği dağıtmaktan sorumlu tanrı. Genellikle elinde parlak bir küre ve başında bir hare ile tasvir ediliyor.
- Stribog (Rüzgar tanrısı), Perun'un oğlu. Perun'un çekicini havada sallamasının ortaya çıkardığı rüzgardan yaratılmış. Elinde borazan tutan yaşlı bir adam olarak tasvir ediliyor.
- Zemlya (Toprak tanrıçası), ya da Toprak Ana. Rod tarafından yaratılmış. Yaratıldığı anda okyanusların altına saklanmış ancak sonra yüzeye geri çağırılmış. Geldiğinde ay tarafından soğutulmuş ve karalar oluşmuş. Tekrar okyanusların derinliklerine dönmemesi için de dev yılan Yusha tarafından tutulmaktadır. Depremler, Yusha'nın hareketlerinin bir sonucudur. Zemlya kelimesi Ukraynaca "arazi" anlamına geliyor.
- Simargl/Semargl (Ateş ve yıkım tanrısı), Perun'un sağ kolu (mecaz anlamda tabi :) ). Biçim değiştirebilme yetisine sahip. Kimi zaman genç bir savaşçı, kimi zaman ise kanatlı bir kurt olarak görünüyor. Eşi gece tanrıçası Kupalnitsa, oğlu su tanrısı Kupalo ve kızı bahar-yaz tanrıçası Kostroma olarak geçiyor.
- Mokosh (Bereket tanrıçası), aynı zamanda kader tanrıçası ve kadınların koruyucusu olarak da anılıyor. Halkın içinde, yaşlı bir kadın kılığında tebdil-i kıyafet gezdiğine inanılırmış. Hıristiyanlıktaki Bakire Meryem ile eşleştiriliyor. Ayrıca, hem tanrı Perun ile hem de tanrı Veles ile birlikte olduğu, ikisi arasında sürüp giden savaşın da sebebi olduğu rivayet ediliyor.
Bunların dışında daha birçok tanrı, tanrıça ve sihirli varlık da mevcut. Anlayacağınız, kısıtlı kaynakla bile bu kadar çok şey biliniyorsa Slav mitolojisi oldukça zengin bir mitolojiymiş. Ancak zaman içerisinde, büyük ölçüde Hristiyanlaşmanın etkisiyle, birçok öge unutulmuş ya da yerine Hristiyan inancındaki ögeler konmuş. Yazılı kaynaklara da bu devirden sonra geçilmiş. Bu sebeple Slav mitolojisi, tabiri caizse, silinip gitmiş.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.