Sistine Şapeli'ne Gizlenen Anatomik Şifreler : Michelangelo Code
Kültür ve Sanat - 25 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.
25 Ocak, 2021
Michelangelo'nun Sistine Şapeli'ndeki fresklerinin ünü yalnızca görenleri büyüleyen güzelliğinden değil. Fresklere ne gizlemişti? Bizlere vermek istediği mesaj neydi?
Rönesans döneminin dâhi ismi Michelangelo Buonarroti! Sanatla az çok ilgisi olan herkes onun hakkında fikir sahibidir. Çok yönlü bir insan olan Michelangelo heykeltraş olarak tanınmak istese de Sistine Şapeli'ndeki freskleri, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen hâlâ konuşulmakta.
Michelangelo, kilise mezarlığında yaptığı kadavra diseksiyonlarıyla derin bir anatomi bilgisine sahip olmuştur. Bunu yalnızca bu yazıda bahsedeceğim fresklerde değil heykellerinde de görüyoruz.
Örneğin Davut heykelinde neredeyse mükemmel insan oranı betimlenmiştir. Baş ve üst vücut, alt vücut oranlarına göre daha büyüktür. Bunun sebebi heykelin yüksek bir kaideye oturtulmak amacıyla yapılmasıdır. Aşağıdan bakıldığında mükemmel görünüme kavuşmuş oluyor. Davut heykeli incelenmeye devam edildiğine sağ elinin vücuda göre fazla büyük olduğu gözleniyor. Bu asimetrinin, Michelangelo ‘nun Hz.Davut’a verdiği “manu fortis” (güçlü el) takma adından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Michelangelo’nun ciddi anatomik bilgisi göz önüne alınarak yıllar boyunca eserleri incelenmiş ve çeşitli çıkarımlara varılmıştır.
2020 yılının Ocak ayında, Marian Üniversitesi Osteopatik Tıp Kolejinde Dr. Gelfman, heykel üzerinde 500 yılı aşkın süredir farkına varılmamış anatomik bir dokunuşa dikkat çekmiştir. İnsanlarda fizyolojik olarak gövdenin üst kısmından boyna doğru uzanan juguler ven dışardan görünmez. Ancak Davut heykelinde damar açıkça gerilmiş ve köprücük kemiği üzerinde görünür hâle gelmiştir. Dr.Gelfman bunu şöyle açıklamıştır: “Juguler ven distansiyonu, artmış intrakardiyak basınç ve olası kardiyak disfonksiyon gibi hastalıklarda ortaya çıkar. Ancak eserde Davut oldukça genç, hatta muhtemelen sağlıklılık ve fiziksel güç anlamında zirvede olduğu yıllarda. Dolayısıyla burada başka bir bağlantı düşünmemiz gerek; örneğin geçici bir uyarılma durumu. Juguler ven bu sebeple de ortaya çıkabilir. Davut bir deve karşı savaşmaya hazırlanıyor, elbette bu şekilde olmalıydı.” diyor Gelfman.
Yani bu çalışmalar Michelangelo’nun eserlerindeki anatomik detayların tesadüfi bir şekilde oluşmadığını kanıtlar nitelikte.
Gelelim Sistine Şapeli’nin tavanını süsleyen muhteşem fresklerdeki gizli detaylara…
Sistine Şapeli 1477-1481 yılları arasında Papa IV. Sixtus için yaptırılmıştır.
Tavan ilk olarak altın yaldızlarla süslenmiş ve maviye boyanmıştır ancak daha sonra önemli bir toplantı merkezine dönüştürüldüğünde daha anlamlı resimlerle süslenmesine karar verilmiştir.
Sixtus'un yeğeni Papa II. Julius, 1508-1512 yılları arasında tavanın değişmesi için Michelangelo'yu görevlendirmiştir.
Papa, tavanda 12 havarinin fresklerinin yapılmasını istemesine karşın Michelangelo onu dinlemeyip İncil'in Tekvin yani Yaratılış kitabının 9 sahnesini yapar. Bu sahnelerden ilk üçü evrenin yaratılışı, sonraki üçü insanın yaratılışı ve Cennet'ten sürgün ve son üçü de Büyük Tufan ve Nuh'un hikayesini betimler.
1000 m² alanda çalışan Michelangelo, 300'den fazla figür ve Eski Ahit'te tarif edilen 9 sahneyi içeren tavan fresklerini 4 yılda tamamlamayı başarmıştır.
Rönesans zamanı olmasına rağmen kilisede son derece katı kurallar vardı ve bu kurallara karşı yapılan hareketler kişilerin hayatlarına mal olabiliyordu. Bu durum da tarihin en önemi sanatçılarından birinin, tarihin en önemli eserlerinden birine gizli mesajlar saklamış olabileceği fikrini doğuruyordu. Bu mesajlardan ilki Adem'in Yaratılışı sahnesinde idi.
1990 yılında Dr. Frank Lynn Meshberger tarafından yapılan bir keşifte ise Tanrı figürüne gizlenmiş bir beyin ve onun etrafını sarmış meleklerin pelerinlerinin kesiştikleri görülmüştür. Bu durumun, Tanrı'nın insanlığa zekâyı miras bırakmasını betimlediği genel inanıştır.
2010 yılında yapılan bir başka araştırma saklı bir başka beyin figürünü ortaya çıkarmıştır. Medikal illüstratör Ian Suk ve beyin cerrahı Dr. Rafael J. Tamargo tarafından yapılan bu çalışma Nörosirurji dergisinde yayınlanmıştır. Çalışmada Tanrı'nın kalkmış çenesinin altında, boynunun üzerinde beyin sapı, temporal lob bölümleri, medulla ve diğer bölümlerin görüldüğü açıklanmıştır.
Suk ve Tamargo, normalde daha uzun ve dalgalanır şekilde gösterilen Tanrı'nın sakalının bu sahnede kısa ve yukarı kıvrımlı olmasını da bu duruma dikkat çekilmek istendiği olarak yorumlamıştır.
"Aşağıdan yukarı bakıldığında hiç alışık olmadığımız bir şekilde beyin sapı görüntüsü ile karşılaşırız. Çoğu insan, nöroanatomi üzerine derinlemesine bir araştırma yapmadıkları sürece tanıyamazlar bu şekli" der Suk.
Floransalı ressam, heykeltıraş ve mimar Michelangelo Buonarroti (1475–1564), sanat dehası olmasının yanı sıra usta bir anatomistti. Michelangelo'nun kadavra diseksiyonları yaptığı ve insan anatomisine karşı yoğun bir hayranlığı olduğu tartışılmaz. Bu hayranlığını da eserlerine yansıtmıştır ve yüzyıllardır konuşulmaya devam etmektedir.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.