Şiirleri Gibi Ölümsüz Bir Şair: Sezai Karakoç
Kültür ve Sanat - 31 Ocak, 2022 - Okuma Süresi: 6 Dk.
31 Ocak, 2022
Sezai Karakoç; şair, yazar, siyasetçi, düşünür. Onu duymayanımız yoktur. Kimimiz okuldaki edebiyat dersinden kimimiz bir şiirinden, kimimiz bir yazısından. Belki de bir röportajından. Peki kimdir Sezai Karakoç?
Giriş
Tam adı Ahmet Sezai Karakoç. Kendisi hakkında sayısız makale ve biyografi kitabı yazılmış ancak biz burada o biyografilerden farklı olarak onun siyasi hayatı ya da direkt olarak özel hayatına odaklanmayacağız. Biz onun şiirlerine, insanlığına odaklanarak onu anlatmaya çalışacağız. Bu yazımızda bol bol şiir okuyacaksınız ya da dinleyeceksiniz. Tabii Karakoç'un siyasi bir kişiliği olduğu görmezden gelinemez bir durum. Onun hayatından bahsederken bu alanda da neler yaptığına kısaca değineceğiz.
Sezai Karakoç'la sizlerin tanışma anısı nedir bilmiyorum. Belki de bu yazıyla tanıyorsunuzdur ancak benim tanışmam edebiyat dersiyle olmuştur. Kendisinin Mona Roza şiirini okumamla birlikte ilk etkisini bende bırakmıştır. Yıllar sonra Youtube üzerinden Mehmet Yıldırım'ın seslendirmesiyle birlikte o mükemmel eser tekrar karşıma çıktı. Bu vakitten sonra Sezai Karakoç benim için sadece bir şair olmaktan öte araştırılacak bir insana dönüştü. Hayatı okunacak bir insana. Çünkü bu dizeleri yazan insanın yaşantısını, geçtiği süreçleri insan merak ediyor.
Cemal Süreya Diyor ki
Cemal Süreya, Karakoç'un sınıf arkadaşıdır. Kendisi onu şöyle tanımlamıştır: “Öyle bir Müslüman ki, Marx da bilir, Nietzsche de bilir, Rimbaud da bilir. Salvador Dali de sever. Nâzım da okur."
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Hayatı
Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 yılında Diyarbakır'ın bir ilçesi olan Ergani'de dünyaya gelmiştir. Kayıtlarda doğum tarihi bu şekilde gözükse de kendisi gerçekte doğum gününün mayıs içinde olduğunu belirtilmektedir. Annesi Emine Hanım babası Yasin Bey’in oğlu olarak hayata gözlerini açtığında ailesi, ona “Muhammed Sezai” adını vermiştir. Ancak bu isim Nüfus Müdürlüğünde yaşanan bir yanlışlık ile birlikte - geçmişte çokça karşılaşılan bir sorun olarak - “Ahmet Sezai” olarak kaydedilmiştir. Çocukluğu Ergani, Dicle ve Maden ilçelerinde geçmiştir. Yıl 1938'i gösterdiğinde Ergani’de, 3 aylık ilkokul öncesi ihtiyat sınıfı ile eğitim hayatına başlamıştır. İlkokulu 1944 yılında yine Ergani'de tamamlamış daha sonra Maraş Ortaokulu'na parasız yatılı olarak geçiş yapmıştır. 1947 yılında burayı da bitirerek Gaziantep'te yine parasız yatılı lise öğrenimine devam etmiş buradan da 1950 yılında mezun olmuştur. Ardından Ankara Üniversitesi (Mülkiye) Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanmıştır. Burada başladığı yüksek öğrenimini 1955 yılında tamamladı ve fakültenin mali şubesinden mezun oldu.
Sezai Karakoç'un şiir hayatına başlangıcı ise çok genç yaşlardadır. Hatta yine erken sayılabilecek bir dönemde şiir hakkında düşüncelerini aktaran 3 kitap yazdı. Bunlara "Edebiyat Yazıları" adını verdi.
Üniversiteden mezun olduktan sonra Maliye Bakanlığında göreve başladı. Burada daha sonra maliye müfettişliği sınavını kazanarak müfettiş yardımcısı olarak yeni görevine başladı. Bu görevi sırasında Ankara'da bulunsa da bu yerleşim kısa sürdü ve İstanbul'a geri döndü.
1960-61 yılları arasında ise yedek subay olarak Ankara ve Ağrı'da askerlik görevini yerine getirdi. Bu tarihten sonra İstanbul'da görevine devam etti. Çalıştığı mevkiden 1965-73 arası birçok kez istifa etti ve 1973'ten itibaren hiçbir resmi görevde bulunmadı.
Edebiyata Giriş
Sezai Karakoç'un çok genç yaşlarda edebiyat dünyasına atıldığını söylemiştik. Daha 16 yaşındayken Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisini takip ediyordu. Bir gün cesaretini toplayıp Kısakürek'e bir mektup yazdı. Yazdığı mektubun içine de Mehmet Levendoğlu imzasıyla "Sabır" adında bir şiir bıraktı. Dergiye gelen 300 şiirin arasından sadece "Sabır" şiiri seçildi ve yayımlandı.
Sabır
Yeter
Bunca sabır
Kır
Hududu
Mehmedim!
Kader
Dokudu
Kilim;
Ser
Odaya!
İlim:
Merdiven daya
Çık aya!
İman:
Al eline bastonu;
Sonu
Sonsuz(a)
Yürü
Sürü sürü
(Yalan)ı yara yara
Var (Var)a
Mona Roza ve Öyküsü
Bizler bugün Sezai Karakoç'u en çok Monna Rosa adlı şiiriyle anmaktayız. Bu şiirin öyküsü ise şöyledir:
Sezai Karakoç üniversite yıllarında bir okul arkadaşına sevdalanır. Bu kişinin adı Muazzez Akkaya'dır. Bir gün cesaretini toplayıp içindeki aşkı ona arz eder. Ancak Muazzez Hanım'ın cevabı olumsuzdur. Bunun üzerine Karakoç çok üzülür. Okullar tatil olur ve Muazzez Hanım Geyve'de yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç'ta Muazzez Hanım'ın kaldığı yerin tam karşısındaki yazlıkta bahçıvan olarak işe başlamıştır. Her gün onu görür ve onu seyreder. Ona şiirler yazar. Mona Roza şiiri ise Muazzez Akkaya'nın isminin baş harflerinden oluşan muazzam bir akrostiştir.
Yukarıda girişini yaptığımız şiiri Mehmet Yıldırım seslendirmiştir. Buraya tıklayarak dinleyebilirsiniz.
Siyasi Hayatı
Sezai Karakoç yıl 1960'ı gösterdiğinde Diriliş Dergisi ve Gazetesini çıkarmıştır. 1974 yılında da Diriliş Yayınları adında bir yayınevi kurmuştur. 1990'da ise gazete ve yayınevi ile başlayan serüvenini siyasi bir oluşuma taşıdı ve Diriliş Partisi adında bir parti kurdu. Partisi seçim döneminde üst üste genel seçime giremediği için kapatılmıştır. Bu partinin devamı niteliğinde Yüce Diriliş Partisi'ni kurmuştur. Ölümüne kadar da bu partinin genel başkanlık görevini yürütmüştür.
Layık Görüldüğü Ödüller
1968'de MTTB Milli Hizmet Madalyası - 1970'de Sürgün Macar Yazarlar Gümüş Madalya Ödülü - 1982'de Yazarlar Birliği Hikaye Ödülü - 1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü - 1991 Dünya Kültür ve Sanat Akademisi Ödülü - 2006 Kültür Bakanlığı Özel Ödülü - 2011 Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü
Ancak Sezai Karakoç bu ödüllerin hiçbirini kabul etmemiştir.
Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021 Salı günü İstanbul’da hayata veda etmiştir.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.