Şahane Bulduğunuz Şeylere 10 Numara Değil 7 Dedirtecek Bir Dizi: 7 Numara
Kültür ve Sanat - 18 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 9 Dk.
18 Ocak, 2021
Yedi Numara'da; üniversitelerimizi, kampüsümüzü özlediğimiz bugünlerde bizi içine alıp sürükleyecek güzel bir dostluk hikayesi konu alınmıştır. Her bölümde birbirinden bağımsız olaylar ve güzellikler vardır. Üniversite arkadaşlıklarını anlatan, stereotip ve önyargılardan uzaklaşmamızı sağlayacak ve masum aşklara tanık olunacak bir dizi. Ben de bu güzellikleri yaşayan üniversite öğrencilerinden ve farklı anılar biriktirdikleri ev sahiplerinden bahsettim.
Daha ben mini minnacık bir bebekken kendimi bilmezken yayınlanmaya başlayan, annemlerin severek izlediği, her kesime hitap eden efsaneleşmiş bir dizi: Yedi Numara. Bunu yıllar sonra fark ettim ne yazık ki. İçerisinde birçok güzellik barındıran bu dizide herkes kendini bulabilir. Gelin hep birlikte karakterleri ve öykülerini öğrenelim.
İlk olarak Zeliha'dan bahsedeceğim. Evin ana tavuğu olabilir aslında. Çünkü o sevdiklerini hep hayvan isimleriyle sever. Annelik ruhuna işlemiştir ama ne var ki kendi evladını kucağına alıp sevememiştir hiç. Vahitle birbirlerini çok sevmişler aileleri razı olmayınca da köylerinden kaçıp gelmişler İstanbul'a. Yedi Numara'nın yedinci bölümünün son kısımlarında -bende en çok etki bırakan, beni ağlatan ve bana sevgiye dair birçok şey gösteren bölümdür- tanışma hikayelerinden ve sonra nasıl kaçtıklarından nerede kaldıklarından bahseder ikisi de. Tek göz odada bile nasıl mutlu olduklarını anlatırlar. Kızsalar da bağırsalar da birbirleri içindir ikisi de. Zeliha,Vahit'inin kınalı kekliği, Vahit'in İstanbul'a ta köyden kalkıp okumaya gelen yeğenleri Recep, Haydar ve "ticari zekasına" güvenen Satılmış'ı koç ; yurt arkadaşlığını ömür boyu sürecek bir dostluğa çevirme hayaliyle ev arayıp tam vazgeçtiklerinde bulan Armağan, Cansu, Rüya ve Ayten'i pülüç edinmiştir.
Evin üst katında yaşayan pülüçler şehirde, onlardan hemen sonra alt kata yerleşen koçlar ise taşrada yetişmiştir. Bu yüzden ilk başta yıldızları hiç barışmamış aksine kızlar erkekleri evden yollamanın derdine düşmüştür. Denedikleri hiçbir şey kâr etmeyince iki taraf da anlaşma yoluna gitmiş birbirlerini tanımaya başlayınca gayet iyi anlaşabildiklerini görmüşlerdir.
Vahit, Zeliha'sının afilli horozu, çok çabuk sinirlenen, yemek yemeyi çok seven yıllardır İstanbul'da olmalarına rağmen özünü bırakmamış tam bir Anadolu erkeği. Katı bir tavır takınmaya çalışsa da aslında o geceleri kınalı kekliğinin getirdiği sütü içmeden uyumayan koca bir bebek. Yeğenlerine karşı çok sinirli olan Vahit, aynı zamanda cimri sayılabilir ya da öyle demeyelim de 'Anadolu kurnazı' diyelim :). Babacan tavrıyla ve Zeliha'ya olan sevdasıyla direkt benimsetir insana kendini hatta uzun süre izlemeyince özletir...
Gelelim Recep'e. Recep, ismini asla söyleyemediği bir bölümü kazanmıştır İstanbul'da: Jeodezi ve Fotogrametri. Cimrilikte sınır tanımaz. Bayatlamış ekmek arası ya da Ayten'in yaptığı lezzetli mi lezzetli(!) yemeği sırf dökülecek diye yemesinden bellidir cimriliği. Sadece kendine yapsa yine iyi özellikle emmoğlu Haydar ve evin tamamına kök söktürür. "Müsrifliğin lüzumu yok" lafı akıllarda yer etmiştir. Bu cimriliğinden ileri gelen bir kirli çıkılığı da mevcuttur. İlerleyen bölümlerde diziye dahil olan Yusuf Güdük Recep'in liseden arkadaşıdır. Recep'in Yusuf Güdük ile ilgili direkt hatırladığı şey de Güdükle birlikte lisede aldıkları ayakkabıyı hala giymesidir.
Dahiliğinin farkında olmayan, ilerleyen bölümlerde çığır açan bir başarıya sahip olan ve yedi numaradaki ilk günlerinden beri Armağan'a inceden yanık olan bir diğer taşralı: Haydar. Lisedeki Matematik öğretmeni sayesinde matematiği sevdiğini söyler Haydar. Köyden İstanbul'a Pascal ve Ferit isimli horozuyla tavuğunu da getirmiştir. Pascal, bildiğimiz matematikteki bir teorem; Ferit ise lisedeki Matematik hocası. Dahiliğine rağmen çok saf niyetli cevapları vardır Haydar'ın. "Herhalde, galiba, sanırsam" lafı akıllarda yer eden bir tanesidir. Armağan'a olan aşkını inceden belli etse de hiçbir zaman hislerini direkt açık edip karşı taraftan farklı bir beklentiye girmemiştir. Haydar çok güzel sever Armağan'ı :).
Armağan dedik ondan devam edelim öyleyse. Armağan anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş çok güçlü ve biraz da ketum biridir. Tek bir hedefi vardır o da YTÜ Çevre Mühendisliği'nden başarıyla mezun olup kızlarla birlikte fabrika kurup baca filtresi savaşı vermek, çevrenin korunmasına direkt destek sağlamaktır. Rüya, Cansu ve Ayten'i ailesi edinmiştir. İleriki bölümlerde diziye dahil olan Satılmış için köyünden kaçan Asiye, Armağan'ı dağ menekşesi olarak görür. Bu da onun kendini arayıp soran, sahip çıkan bir ailesi olmadığındandır. Aslında abileri vardır Armağan'ın ama kendi hayatlarına bakmaktan küçük kız kardeşlerini görmezler. Ona birkaç kez evlenmesi konusunda diretirler ama Armağan sağlam duruşundan ödün vermez hiçbir zaman. Kızları toparlayan evi çekip çeviren, Vahit'in deyimiyle "hukuklu kuştur" Armağan. Uzun, düzgün ve nefes almadan kurduğu cümleleriyle meşhurdur.
Adıyla doğan ve yaşayan, Güzel Sanatlar'a gidecekken Çevre Mühendisi olan karakter: Rüya. Adının böyle oluşundan mıdır bilinmez rüya görmeleriyle ve rüyalarında Ben Affleck, Brad Pitt gibi aktörlerle aşk yaşamasıyla akıllarda yer etmiştir. Cansu'nun şakalarına en çok maruz kalan Rüya'dır en korkak odur içlerinde. Romantik bir kişiliğe sahip denebilir çünkü duygularını uçlarda yaşar her zaman. En ufak bir olumsuzlukta gözyaşları sel olabilir ya da bir erkekle tesadüfi bir karşılaşması bile hayatının aşkını bulduğunu sanmasına yol açabilir. Dizi boyunca birçok hobi değiştiren Rüya, her hobisinde kendini bulduğunu veya o o hobi için yaratıldığını düşünür.
Bir bölümde bile birden fazla sevgilisi olabilen, kızların dünya üzerindeki erkeklerin çoğuyla çıktığını savundukları ve Recep ile yıldızı hiç barışmayan pülüç: Ayten. Kızları havuzlu bir villa ya da yalı tutmaya ikna etmeye çalışmıştır ilk bölümde. Yüzünün güzel görünmesi, sinemaya uygun makyaj yapması, makyajı ve gömleğinin uyum içinde olması gerekir. Recep ile taban tabana zıt düşerler çoğu zaman. Recep'in diğer kızlara bacım derken Ayten'e "Ayten cadı! Ay pardon, Ayten bacı" demişliği vardır. Ayten, kokoş ve gıcık görülse de kibirli ve bencil davrandığını düşünseler de iyi anlaşırlar hepsi çünkü yeni dönem dizilerindeki uç iyi ve kötü karakterler yoktur bu dizide. Herkes farklı bir iyidir ama iyidir.
İlerleyen bölümlerde diziye dahil olan Yusuf Güdük'ün aslanı gralıçası Cansu, şakalarıyla yer etmiştir zihinlerde. Hatta bu şakaların bazılarında haddini aşmış evin içindekilerin ağır hasar almasına yol açmıştır ve tabi ki ev ahalisi Cansu'ya kendince bir ders vermiştir. Zıpır kişiliğiyle, çocuksu tavırlarıyla sevdirir kendini. Günümüzdeki birçok dizide ya "inek" ya da "esas kızın saf arkadaşı" konumunda olan kız fiziğinde görülebilir Cansu basenleri ve dişlek yapısıyla.
Vahit'in deyimiyle Sıyırtık yani Sabit, Recep'in abisi oalrak sonradan katılmıştır diziye. Kendisini Taruk Arkun adında ünlü bir aktör olarak gören birkaç kez kapının önünden geçme gibi rol verilmiş bir figürandır aslında. Kardeşi Recep'e ve Haydar'a "sansar" diye seslenir. Gençliğinde sevdiği kız alınmayınca o günden beri biraz saf olduğu söylenir. Sabit aynı zamanda Recep ve Haydar'ın arkadaşıdır da.
Asiye, genç yaşta evlendirilen ve beş çocuğu olan çok yiğit bir Anadolu kadınıdır. Satılmış'ın-Recep ile Haydar'ın emmoğlu- uğruna Karadeniz'in bir köyünden çıkıp peşinden gelir ancak Satılmış Hollanda'ya işçi gider ve evlenemezler. Asiye, artık köye geri dönerse babası vuracağından Yedi Numara'da kalır ve koçlar ve pülüçlere Zeliha ile annelik yapar aslında. Dünyası genişlemiştir Yedi Numara sayesinde. Okuması yazması olmayan Asiye, ilerleyen bölümlerde diziye dahil olan Zeliha'nın yeğeni Berat'ın yardımıyla okuma-yazmayı öğrenir.
Berat, Zeliha'nın beş yaşına kadar büyüttüğü cücüğü diziye taşındıkları diğer Yedi Numara'da dahil olur. Hınzırlıkları, pisboğazlığıyla tüm evin atmosferini bozar Berat. Koçları ve pülüçleri birbirine düşman eder bazen. Ama o da şimdiki entrika dolu dizilerdeki kötüler kadar kötü olmadığı için bir yerde hatasını anlar ve normal akışına döner hayat.
Hepsi farklı farklı bedene, dış görünüşe sahip olsa da içlerinde barındırdığı ve bize verdiği his iyidir onların. İzlemediğiniz zamanlarda hatırlayıp özleyeceğiniz evinizdir. İnsanlar aslında birbirine karşı biraz sabırlı, saygılı ve tabi ki sevgili olduklarında cinsiyet, yaş, yaşam tarzı fark etmeksizin uyum yakalayabildikleri yuvadır Yedi Numara.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.