Pantheon Tapınağı
Kültür ve Sanat - 29 Mart, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
29 Mart, 2021
Pantheon Tapınağının genel mimarisi ve tarihi hakkında bilgiler içeren yazımı gelin okuyalım.
Pantheon Tapınağı'nın İmparator Hadrianus döneminde yaklaşık olarak 2.yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Pantheon, kelime anlamı olarak tüm tanrılar anlamına geliyor. Bunun sebebi ise tapınağın tüm tanrılar için yapılmış olması. Roma ve Yunan döneminde tapınaklar genelde tek tanrı için yapılırken istisna olarak Pantheon gibi tüm tanrılar için yapılmış tapınaklar da bulunabilitor. Pantheon günümüze kadar çok iyi korunmuş nadir antik yapılardan biridir. Mimari açıdan da birçok yapıya esin kaynağı olmuştur. Bunlar bazıları; Ayasofya Müzesi, Almanya Federal Binası şeklindedir.
Bu yapı Roma betonuyla inşa edilmiş ama bu beton İmparator Hadrianus zamanında birkaç yenilikle daha iyi hale getirilmiştir. Özellikle kubbeyi yaparken alt kısımlarında ağır bazalt karışımı kullanılmış, üst kısımlara doğru çıkıldıkça karışımın içindeki bazalta göre daha hafif olan gözenekli sünger taşı kullanılmıştır. Pantheon hem geleneğe bağlı kalınmış hem de yenilikler getirmiş, hem basit bir yapı hem de karmaşık bir yapıdır. Aslında Pantheon ilk yapıldığı zamanlarda şimdiki gibi değildi. Bir bütünün parçasıydı. Bir ön avlu, avluyu saran sütun sıraları ve avlunun içinde yine tüm tanrılar için sunak buluyordu. Plana ve yapıya bakıldığında öncüsünün Pompei frigidariumları sayılabilir.
Pantheon, radyal bir yapıya sahiptir. Geleneksel radyal yapıdan farkı, merkezinin yerde değil yerle tavanın tam ortasında olmasından kaynaklanır. Pantheon silindir gövdenin üstüne oturtulmuş bir yarım küreden oluşmaktadır. O kadar güzel planlanmış ki kubbeyi tamamladığımızda oluşan küre zemine teğet geçmektedir. Bu yapı mükemmel geometriye ulaşmayı hedefliyor. Buradan anladığımız kadarıyla Roma'da hem mühendislik hem mimari çok gelişmiştir.
Pantheon'a ilk baktığımızda tipik bir Roma girişi görürüz. En önde üç sıra sütun ve sütun üstünde üçgen bir alınlık var. Aslında Yunan mimarisindeki Propylon'a çok benziyor.
Pantheon'nun kubbesi yapının bu kadar meşhur olmasının başlıca sebebi diyebiliriz. Kubbe 42 metre çapa sahip ve Ayasofya yapılana kadar en büyük kubbe ünvanını taşımıştır. Kubbenin tam ortasında bir delik (Oculus) var. Bu delik binanın tek ışık kaynağı diyebiliriz ve bu delik sayesinde yapının içindeyken zamanı algılayabiliriz. Bir başka amacı ise yapıyı durağanlıktan uzaklaştırmak ve dinamikleştirmek. Pantheon'u ziyaret eden insanların tecrübelerine göre yapı günün her saatinde farklı bir duyguyla kaplanıyor. Kubbe 5 sıra halinde sıra başına 28 kasetle süslenmiştir. Bu kasetler altın yaldızlarla kaplı olduğu düşünülüyor fakat zaman içinde yok olmuşlar.
Yapının girişindeki sütunlar korint düzeniyle yapılmıştır. Mermer taban üzerinde gri granitle inşa edilmiştir. Bu granitler tek parça halindedir ve Mısırdan getirildiği tahmin edilmektedir. Böylelikle Roma İmpratorluğu'nun Akdeniz'deki hakimiyetini daha iyi anlıyoruz. Yapının girişindeki dev bronz kapı ise hiç değişmemiş orijinal hali ile hala ayakta durmaktadır.
Pantheon'un içindeki zemin mermerle kaplıdır ve bu mermerler kapı gibi ilk yapıldığı gibi korumaktadır. Yapının içinde 3 kişinin mezarı bulunmaktadır; Birleşik İtalya Krallığının ilk kralı olan Victor Emmanuel II, onun halefi olan Kral Umberto I ve ünlü sanatçı Rafael. Pantheon 607 yılında Katolik Kilisesi tarafından kutsanarak kiliseye dönüştürülmüştür. Bu günlerde ise yapı müze olarak halkın ziyaretine açıktır. Bir gün yolunuz Roma'ya düşerse bu yapıya uğramadan Roma'dan ayrılmayın.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.