Osman Hamdi Bey'in İzinde Mekanlar - Bursa Yeşil Cami
Kültür ve Sanat - 24 Mayıs, 2021 - Okuma Süresi: 7 Dk.
24 Mayıs, 2021
Bu yazımda Osman Hamdi Bey’in tablolarında farklı mekanlarına yer verdiği Bursa’dayız. Andre Gide’nin, Evliya Çelebi’nin hayatına bir köşeden dokunan Bursa’da Osman Hamdi Bey’i neler etkilemişti dersiniz? Hadi gelin beraber inceleyelim.
Bursa'ya her gelen Ulu Cami'yi ya da Tophane'deki Saat Kulesi'ni mutlaka ziyaret eder belki ama benim Bursa'da ziyaret etmeden olmaz dediklerim arasında Yeşil Cami ve Yeşil Türbe yer alıyor. Bu yazıda da Yeşil Cami'yi sizle farklı bir bakış açısıyla gezelim istedim. Osman Hamdi Bey’in izini İstanbul’un farklı mekanlarında sürdürdüğümüz gezinin ardından şimdi de özellikle tablolarında Yeşil Cami ve Yeşil Türbe’ye sıklıkla yer verdiği Bursa’dayız. Osman Hamdi’nin Bursa’ya geldiği tarihi Neue Freie Presse adlı günlük gazetenin 22 Ağustos 1880 tarihinde yaptığı şu haberden anlıyoruz: "Hamdi Bey geçenlerde Bursa’daki meşhur Türk eserlerini ziyaret etmek için çıktığı bir inceleme ve tenezzüh gezisinden döndü.’’
Aklınıza şöyle bir soru gelebilir: ''Osman Hamdi Bey Bursa’yı ziyaret etmeden önce buradaki yapıları herhangi bir yerde görüp etkilenmiş olabilir mi?'' Bunun cevabını bize yine bir kitap veriyor. 1873 yılındaki Viyana Dünya Sergisi için babası İbrahim Edhem Paşa tarafından hazırlatılan ve Türkçe Usul-i Mimari-i Osmani adıyla bilinen Fransızca ve Almanca dillerinde yayımlanan mimarlık kitabı muhtemel ki Osman Hamdi Bey’in Bursa’daki bu yapılardan etkilenmesini sağlamıştır. Osmanlı’da mimarlık tarihi yazımında önemli bir yeri olan bu eserde Yeşil Cami’ye geniş bir yer ayrıldığını da biliyoruz. Gelelim Osman Hamdi Bey'in hangi tabloları Yeşil Cami'deki mekanlardan izler taşıyor sorusunun cevabına.
Osman Hamdi Bey'in Yeşil Cami Tabloları
Osman Hamdi Bey, Yeşil Cami Önü adlı tablosunda caminin taç kapısına; Kaplumbağa Terbiyecisi tablolarında caminin üst katında yer alan hünkar mahfiline; kendisini Kur’an okurken çizdiği Kur’an Okuyan Hoca ya da Kur’an Tilaveti adıyla bilinen tablosundaysa caminin girişteki sol eyvanına yer vermiştir. 2019 yılında Londra'da bir müzayede de 4 milyon 640 bin sterline alıcı bulan Yeşil Cami'de Kur'an Dersi tablosunda harim mekanının doğusunda yer alan tabhane önündeki iki insan figürü resmedilmiştir. Kur’an Okuyan Hoca tablosunun orijinal halini Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaret edebilirsiniz. Kaplumbağa Terbiyecisi'nin birinci versiyonuna ise Pera Müzesi ev sahipliği yapıyor. Osman Hamdi Bey'in İzinde serisinin ilk yazısında bu konuda daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Osman Hamdi Bey'in İzinde Mekanlar
Ama biz Bursa’da Osman Hamdi Bey’in gezdiği sokaklarda dolaşmaya başlamadan evvel Bursa'nın ve özellikle Yeşil Cami'nin bir hayli etkisi altında kalan Andre Gide'nin Bursa kemerlerine olan hayranlığını nasıl dile getirdiğine kulak kesilelim:
”Dinlenme, aydınlığa dalma, denge yeri, kutsal gök mavisi, kırışıksız gök mavisi, zihnin yetkin sağlığına kavuştuğu yer... Enfes, bir tanrı yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve onu kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır. Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer! Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!
Uzun süre bu kutsal mekânda derin derin düşündüm ve sonunda anladım ki ibadetlerimizi bekleyen kusur bulma tanrısı buradadır ve bizi arınmaya çağırmaktadır."
Yeşil Cami
Yeşil cami, mukarnaslı ince taş işçilikli taç kapısı, pencere ve kapılarındaki muazzam ahşap işçiliği ve iç mekandaki çinileriyle Bursa’daki önemli Osmanlı dönemi eserlerinden biri. Osman Hamdi Bey’in 1880 tarihinde Bursa’da Yeşil Cami ve Yeşil Türbe’yi ziyaret ettiğini hem dönemin gazetelerinden hem de daha sonra ortaya çıkan defterlerinde bulunan çizim ve notlarından biliyoruz. 2016 yılında bir müzayede de 13 milyon 509 bin liraya satılan bu tablo Osman Hamdi Bey’in Bursa’yı ziyaretinden kısa bir süre sonra 1882’de tamamlanmıştır. Tabloda caminin taç kapısındaki mukarnaslı taş işçiliğine, ahşap kapının detaylarına ve kapının üzerinde yer alan kitabenin de incelikle işlenmiş olduğunu görüyoruz. Ancak Osman Hamdi tablolarında yer verdiği mimari ögelerin bir kısmını mevcut durumundan farklı bir şekilde ele alarak bir kurgu oluşturduğunu diğer tablolarından da biliyoruz. Bu tablosunda da Yeşil Cami’ye mevcut durumunda var olmayan bir merdiven eklemiştir. Yapının taç kapısının solunda yer alan nişte mimara ait bir kitabe yer almaktadır. Bu kitabede caminin mimarının ismi yer almaktadır: "Hacı İvaz bin Ahi Bayezid gufire lehuma." (Ahi Bayezid oğlu Hacı İvaz, Allah ikisine de rahmet etsin). Tabloda bu kitabeye olduğu haliyle yer verilmiştir. Yine kapının üzerinde yer alan üç satırlık kitabede yer alan karmaşık yazı yerine tabloda daha sade bir yazının yer verildiğini görüyoruz.Kitabenin üzerindeki küçük pencere ise bu tabloda yer almıyor. Ama Kaplumbağa Terbiyecisi'nin iki versiyonunda da bu pencerenin iç mekandan görünüşünü tablolarda görüyoruz.
Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunda yer alan mekan caminin hemen girişteki üst katında bulunan hünkar mahfilir. 1906'da tamamlanan birinci versiyonunda Şifâü’l-kulûb likâü’l-mahbûb (Kalplerin şifası, Sevgiliyle buluşmaktır) yazılı hat levhasının yanına ikinci versiyonda sarı bir levha üzerine Muhammed yazısı göze çarpmaktadır. Osman Hamdi Bey'in mekanın mevcut halinde bulunmayan ve buna benzeyen yazıları tablolarına sıkça eklediğini biliyoruz. Hatta belki bunların ilk fikir aşaması olarak bulunan defterlerinde de mekanın özgün halinde olmayan yazılara yer verdiğini görüyoruz.
Osman Hamdi Bey'in tablolarına konu olan bu camiyi ve Bursa'nın başka mekanlarını kim bilir belki bir gün Evliya Çelebi'nin izinde gezmeye devam ederiz. Ama Yeşil Cami'yi farklı bir gözle gezdiğimiz bu geziyi sonlandırırken Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir adlı kitabından bir kısımla bitirmesem olmazdı:
''Bu şehirde muayyen bir çağa ait olmak keyfiyeti o kadar kuvvetlidir ki insan. 'Bursa'da ikinci bir zaman daha vardır.' diye düşünebilir. Yaşadığımız, gülüp eğlendiğimiz, çalıştığımız, seviştiğimiz zamanın yanı başında, ondan daha çok başka, çok daha derin, takvimle, saatle alâkası olmayan; sanatın, ihtirasla, imanla yaşanmış hayatın ve tarihin bu şehrin havasında ebedî bir mevsim gibi ayarladığı velût ve yekpare bir zaman... Dışarıdan bakılınca çok defa modası geçmiş gibi görünen şeylerin, bugünkü hayatımızda artık lüzumsuz zannedebileceğimiz duyguların ve güzelliklerin malı olan bu zamanı bildiğimiz saatler saymaz, o sadece mazisinde yaşayan bir geçmiş zaman güzeli gibi hâtıralarına kapanmış olan şehrin nabzında kendiliğinden atar.''
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.