Ophelia Sendromu
Kültür ve Sanat - 08 Nisan, 2024 - Okuma Süresi: 4 Dk.
08 Nisan, 2024
Kredi: Canva
Bu içeriğimde William Shakespeare’ın yazdığı oyunlarından biri olan Hamlet’in tablolara konu olmuş ve insanın ruhuna dokunan karakteri aşık ve deli Ophelia’nın hikayesini paylaşıyor olacağım sizlere.
William Shakespeare’in Hamlet’i 17.yüzyılın en çok bilinen, okunan ve sahneye konulan bir trajedi oyunu olmuştur. Oyunda Prens Hamlet’in, babasının ölümüne sebep olmasını ve ardından amcası Claudius’un annesi Kraliçe Gertrude’yle evlenmesinden sonra amcasından nasıl intikam aldığını anlatır.
Olay örgüsünde sık sık Hamlet’in nasıl intikam aldığına, Cladius’un yaptığı kötülüklere, ölmüş kralın hayaletinin belirmesi ve söylediklerine odaklanır. Tüm bu olay silsilesi içinde bir karakter vardır: Ophelia. Genç ve güzel Ophelia düşünülenin aksine oyun içerisinde sözleri ve sahneleri oldukça az bulunur. Fakat Ophelia; yazarların, ressamların ve tiyatrocuların diğer karakterler ve olay örgüsüne kıyasla daha çok ilgisini çeker. Hatta baş karakter Hamlet’ten daha çok ön plana çıkar. Çok fazla sanatçı Ophelia’yı resmetmiş, heykellerini yapmış; yazarlar ise onu yeniden kurgulamış. Son dönem kurgulamalarda da hikaye Ophelia etrafında döner ve oyunun başrolü odur.
Peki Ophelia neden sanatın önemli bir parçası haline geldi?
Ophelia genç ve güzel bir kız, annesi o küçükken ölmüş; Hamlet’e aşık olmuş; ilerleyen bir zamanda babasını da kaybetmişti. Ophelia babası ve ağabeyi tarafından büyütülmüş. Annesiz büyümesi, babası ve abisinin onun yanında olmayışı; onu umutsuzluğa ve yalnızlığa itmişti. Babası Hamlet’in aşkını gerçekçi bulmadığı gibi Ophelia’ya ona inanmaması gerektiğini, onu kandırdığını söyler: Hamlet ise aksine Ophelia’yı sevdiğini söyler. Ophelia kime inanması gerektiğine emin olamaz ve bu onu zamanla yıpratacak hale gelecektir.
Hikayede Ophelia üç farklı ruh durumuyla karşımıza çıkar: biri babası ve ağabeyinin baskılarına maruz kaldığı için içine kapanması, ailesinin ona hep bir küçük çocukmuş gibi davranıp büyüdüğünü ve artık bir yetişkin olduğunu, kendi adına karar verebileceğini kabullenememesi ve psikolojk baskıları yer alır. Ophelia gerçek olmayan bu düşüncelere inandırılmış; itaatkar oluşu da bu yüzdendir. İkincisi ise Ophelia’nın Hamlet’e olan tertemiz ve tutkulu aşkıdır, fakat ne yazık ki bu aşkı karşılıksız kalır; ona mektuplar yazıp ve görüşmek için yanıp tutuşan Hamlet, birden Ophelia’yı yok sayar, aslında onu hiç sevmediğini söyler, onunla dalga geçer, aşağılar ve sonunda Ophelia’nın yıkımına sebep olur. Üçüncüsü ise Ophelia artık “delirmiştir”. Ophelia umut etmekten, insanlara güvenmekten ve kendine bir çıkış yolu aramaktan vazgeçmiştir. Tablolara, romanlara ve tiyatrolara konu olan işte o sahne akıllara gelir:
Aslında Ophelia’nın içinde bulunduğu bu karmaşık durum çoğu kez deliliğiyle ilişkilendirilmiyor. Delirme sebebi genellikle tek bir sebebe indirgenmiş: Bazı eleştirmenler Ophelia’nın “Çok sevdiği babasının ani ve şok eden ölümü” sonucu aklını yitirdiğini ifade eder. Diğer taraftan Ophelia’nın “erotomani” yani karasevda yüzünden bu hale geldiğini düşünmüş olma ihtimali de tartışılmıştır. Kraliçe, Ophelia’nın ölümünü betimlerken, söğüt ağacına uzanırken düştüğünü söyler ki söğüt ağacı o dönemde karşılıksız aşkla ilişkilendirilmiş. Ayrıca Ophelia’nın nehirde bir deniz kızı gibi göründüğünü ve nehirde öylece yüzdüğünü söyler. Uzun saçları ve elbisesi suyun içinde yelpaze gibi açılır ve Ophelia gökyüzünü seyreder.
“Ophelia” Sendromunun Ortaya Çıkışı
Ophelia Sendromu, bir kişinin başkası tarafından söylenen düşüncelere uyması ve onları gerçekmiş gibi kabul etmesi olarak tanımlanır. Bu sendrom adını; Hamlet, babası ve abisi tarafından gerçek olmayan düşüncelere ikna edilen Ophelia’dan alır.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.