Noel'in Tarihi
Kültür ve Sanat - 09 Ocak, 2023 - Okuma Süresi: 3 Dk.
09 Ocak, 2023
Geçmişini bilerek ya da bilmeden kutladığımız bazı bayramlar var. Bunlardan biri de Noel diye ithaf ettiğimiz bayramdır. Peki ya bu bayramın aslında kendi kültürümüzde var olan bir Nardugan'dan türetilmiş olabildiğini hiç düşündük mü? Noel hakkında daha çok bilgi edinmek için buyurun yazıma!
Noel! Ne zaman kutlamalıyız? 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gecede mi? Ya da 5 Ocak'ı 6 Ocak'a bağlayan geceye ne dersiniz? Belki de bir sonraki yıla kalmayalım, en iyisi 24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gecede mi kutlayalım? Çoğumuzun yıllardır farkında olarak ya da bir özentiliğe kurban giderek kutladığı bu bayramın gerçek tarihi için neden bu kadar çok olasılık var anlam verebilmiş değilim!
Noel bilinenin aksine 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gecede kutlanan bir bayram değil. Hristiyanların İsa'nın doğumunu kutlamak için ortaya attıkları, Noel Baba denilen bir figürün gelip alenen herkese oyuncaklar dağıttığı, bir ağacın süslenerek tepesine bir yıldız bırakıldığı dini bir kutlamadan daha fazlası değil aslında. Hristiyanlar bu bayramı kutlarken hepimizin geri sayım yaptığı o malum tarihi değil de daha çok İsa'nın doğum günü olma olasılığının olduğu iki farklı tarihi dikkate almakta. Bunlar 24 Aralık'ı 25 Aralık'a bağlayan gece (Batı Hristiyanlarında) ve 5 Ocak'ı 6 Ocak'a bağlayan gece (Doğu Hristiyanlarında) olarak kayda geçmektedir. Noel'i kutladığımızı sandığımız tarihi yanlışladıktan sonra gelin bir de Noel Baba figürünün ortaya çıkışına bakalım. Noel Baba (Aziz Nicolas), M.S. 300-400 yıllarında (64) Myra'da yani bugünkü Antalya'ya bağlı Fenike-Kaş karayolu üzerinde bulunan ve idari düzenlemeler sonucu şuanda Kale ismini alan Demre ilçesinde yaşadığına inanılan efsanevi bir Hristiyan azizidir. "Bunlar bildiğimiz şeyler, bilmediğimiz ne?" diye bakacak olursak: Verilen tarihlerin binlerce yıl öncesine gitme vaktimiz gelmiş demektir. Binlerce yıl önce Orta Asya Türkleri, Göktanrı inancına mensupken Tanrı Tengri'ye uzanan bir ağacın olduğunu söylediler. Orta Asya yöresinin endemik türlerinden olan bu ağacın adı Akçam ağacıydı. Akçam ağacı, köklerini yerin göbeğine saran; dallarını, gökyüzündeki Tanrı Tengriye ulaştıran bir ağaçtı. Türkler bu ağacın altında dinlenir ve sık sık ziyaret ederlerdi. Kış vakti gelip çattığında, gecenin gündüzün üzerindeki hâkimiyetinin en uzun olduğu o gecede (21 Aralık) gece ve gündüz tekrar bir hâkimiyet savaşı yaparlarmış. 21 Aralık'ı 22 Aralık'a bağlayan bu gecede gündüz geceye galip gelerek artık uzamaya başlarmış (Binlerce yıl öncesinden söylenen bilgideki realistliğe dikkatinizi çekmek isterim). Bu gecede Ayazata denilen bir zat, Akçam ağacından yere iner ve ihtiyaç sahiplerine gece vakti gizlice kuru yiyecek yardımında bulunurmuş. İhtiyaç sahiplerine yapılan bu yardım kimsenin gözüne sokulmadan yapıldığından kimsenin gururu kırılmazmış. Güneşin (gündüzün) galip geldiği bu geceye Türkler, Nardugan (Nar: Günrş, Dugan/Tugan: Doğan) demeye başlamışlar. Her yıl yapılan kutlamalarda Ayazata'yı ve yardımcısını (kızı veya torunu) temsilen iki kişi, ihtiyaç sahiplerine yardım ederler.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.