Malena: Film İncelemesi
Kültür ve Sanat - 19 Şubat, 2024 - Okuma Süresi: 4 Dk.
19 Şubat, 2024
2000 yılında çekilen Malena filmi 1 saat 32 dakikalık kısa bir film olmasına rağmen çok büyük bir toplumun çok keskin bir eleştirisini yapmaktadır. Bu filmi birlikte inceleyelim...
Giuseppe Tornatore, “Cennet Sineması”, “1900 Efsanesi”, “Malena” ve son olarak çekmiş olduğu “Baaria” filmleri ile ün yapmış, İtalyan Yeni Gerçekçi akımının ve sinemanın en önemli yönetmenlerinden birisidir. Bu filmlerin ortak yanları yönetmenin benzer konuları işlemesidir: küçük kasaba yaşantısı, kasabadaki küçük burjuvazi ve insan ilişkileri. Filmlerinde bireylerin yaşadığı toplum ve içinde yaşanılan sorunlar anlatılır. İnceleyeceğim bu filmde de topluma ve toplumsal ahlaka ışık tutar. Bunu yaparak toplumsal ahlakın ne kadar tehlikeli olabileceğini gözler önüne serer. İtalya ve ABD ortak yapımı olan Malena filmi, 2000 senesinde En iyi Sinematografi ve En İyi Müzik dallarında Oscar’ı kazanmıştır. Başrolde Monica Bellucci ve Giuseppe Sulfaro oynamaktadır.
KONU
Film 1940’lı yıllarda Sicilya’da geçmektedir. İtalya II. Dünya Savaşı’na girerken, 12 yaşındaki Renato, kocası bir askeri birlikte Afrika’da görevlendirilmiş olan yalnız Malena ile karşılaşır. Filmin açılış sahnesinde faşist diktatör Mussolini savaşa girdiklerini ilan ederken, Renato bisikletini tamir ettirip sahilde arkadaşlarının yanına gitmektedir. Arka planda Mussolini halka seslenirken arkadaşlarından biri, bir karıncayı mercek ile yakarak öldürürken şunu der ‘’Acaba öleceğinin farkında mıdır?’’ bu savaş gerçeğini gözler önüne serer. Liderler tepede emperyal amaçlar için tartışırken ölenler hep çalışkan karıncalar yani halk olur. Daha sonra Renato ve arkadaşları güzeller güzeli Malena’yı takip etmeye başlarlar.
Kasabada yalnız yaşamak zorunda kalan Malena erkekler için adeta bir cinsel haz objesidir. Kadınlar için ise kocalarını ayartan huzur bozan bir tiptir. Ergenliğe giren Renato ise Malena’ya aşıktır. Ona karşı çok saf bir sevgi besler. Film çocuğun gözünden bir toplum eleştirisi yapmaktadır.
İlerleyen süreçte kasabaya kocasının öldüğü haberi gelir. Savaş şartlarında ise yiyecek maddeleri pahalıdır. Malena’da herkes gibi bu zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi verir, ancak hakkında çıkan dedikodular onu, neredeyse yaşayamaz hale getirir. İtalya Naziler tarafından işgal edilir, sokaklarda Alman subaylar görünmeye başlar. Hayatta kalmaya çalışan Malena, kadınlığını kullanarak hayatta kalmaya çalışır. Renato, Malena’nın çaresizce sürüklenişinin tek masum tanığıdır. Daha sonra Amerikalıların şehre girmesiyle Malena kadınlar tarafından şehir meydanında dövülerek linç edilir.
SONUÇ
Jacques Lacan'a göre; bizler birey olarak, toplum içinde 'simgesel dünyada' doğarız. Toplum baskısı tarafından ezilmeden önce kendimizin farkına varmalıyız. Simgesel dünya bizim 'imgesel dünya'mızdan oldukça farklıdır. Lacan'a göre doğduğumuzda aile içinde ilk yasa olan 'baba' ile karşılaşırız. Baba ilk kural koyucudur. Babanın yasası çocuk için, devletin ve tanrının yasa koyucu otoritesinin bir simgesidir. Renato gibi hepimiz ilk yasa olan babaya boyun eğeriz. Yine de gerçek dünyada baba yoktur. Saf bir mutluluk ve akıl isteğini içimizde duyarız. Bu filmde iyiliği tek hayal eden kişi o çocuktur. Toplumsal düzenin kodlarını yoksayıp güzelliği hayal etmiştir. Film bunu gösteriyor: en sonunda hepimiz Malena gibi toplumsal dünyanın kodlarına dönüşürüz. Topluma boyun eğerseniz toplumun simgesel kodları sizin de içinize işler. Toplumun bir parçası olup olmamak ise tamamen bireye kalan bir seçimdir.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.