Machiavelli Ve Prens
Kültür ve Sanat - 01 Şubat, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
01 Şubat, 2021
Machiavelli'nin günümüzde gittikçe değerlenen Prens kitabı hakkında akademik bir inceleme. Bu incelemede Makyavelizmin ne olduğundan ziyade Makyavelizmin Machiavelli'den çıkışı ve onun boyutlarını aşması yazıyor.
Machiavelli’nin, aslında bir iş mektubu yerine geçebilecek olan Prens kitabı, Lorenzo de Medici’ye yazılmış bir metin niteliği taşımaktadır. Bu metini anlayabilmek için Machiavelli’nin yaşadığı dönemdeki İtalya’yı ve savunduğu şeylerin iyi resmedilmesi gerekmektedir.
Machiavelli’nin yaşadığı dönemde Floransa ve genel olarak İtalya, siyasi anlamda çok gergin olmakla birlikte bu iç gerginliğin dışında ulus bütünlüğünü sağlamış İspanya ve Fransa gibi ülkelerin de gerilimini kendi içinde yaşayan siyasi gerilimin üst düzeyde olduğu bir dönemdedir. Machiavelli adeta böyle bir dönemin içinden kendi fikri külliyatını oluşturmak durumunda kalmıştır. Dönem adeta bir filozofu doğurmuştur.
Kitabın günümüzde okunduğunda aslında yanlış anlaşılmalara yol açtığı görülmektedir. Machiavelli’nin belirttiği düşünceleriyle aslında gerçek bir Makyavelist olmadığını düşünmek için metni ve diğer yazdıklarında da nelerden bahsettiğini iyi anlamış olmak gerekir. Prens kitabında cumhuriyetten bahsetmeyeceğim derken Discorsi kitabında cumhuriyet ve “ortak iyi’’nin faydasını savunması kafa karışıklığından ziyade okurundan çok şey beklediğini de düşündürmektedir. Zira Prens kitabında da prense bir öğütten ziyade daha çok halkı uyandırmak, “Bakın bu mutlakiyet içinde egemen neler çeviriyor!’’ izlenimini yaratabilmek istemiş olabileceğini bana düşündürdü. Aslında kendisinin de Makyavelist olmadığını sanki kitapları arasında çelişkide bırakarak ve sanki alay eder gibi bir tavırla yaklaşımlarını sunmasıyla anlıyoruz.
Prens’in 15. bölümünde ‘hayali kurulan devlet’ ifadesine rastlamam bana bu hayal edilmiş devlet kavramını kullanmasının aslında Platon ve Aristoteles’in bahsettiği ‘ideal devlet’ kavramını düşündürdü. Sonradan üzerine ufak bir araştırma yapmamla zaten Machiavelli’nin mektuplarında Platon okuduğunu ve siyaset nasıl olmalıdır, gibi sorulara yanıt aradığı bir çerçevenin içine girdiğini anladım. Machiavelli bu anlamda sanki okudukça ve araştırdıkça içinden bir sürü detay çıkartan ilginç bir düşünür halini aldı benim için. Hegel’in “Aydın prens/kral’’ düşüncesiyle paralel giden yolu açmış gibi duruyor.
“Amaç aracı meşru kılar.’’ Düşüncesi Makyavelizm için günümüzde sürekli dillerde dolaşan bir siyasi slogan halini aldı. Kitabın 18. bölümü olan “Prensler Sözlerini Nasıl Tutmalıdır?’’ bölümünde bu cümleye yakın yorumlanabilecek düşünceleri olsa da biraz araştırınca çoğu araştırmacının aslında Machiavelli’nin böyle bir cümlesi olmadığını söylemesi kafa karıştıran bir detay oldu. Okumalarımdan edindiğim izlenimlere göre; Machiavelli’de “Meşruiyet’’ kavramına ilgi bulunmuyor. Bu anlamda Prens kitabının içindeki bölümlerin yanlış anlaşılmaya müsait bir ironiden oluştuğunu anlamak için Discorsi ve Söylevler kitabının okunması gerektiğini düşündüm. Bu düşünceye varınca aslında Prens kitabının sanki halk için de yazılmış olma ihtimali aklında daha çok yer etti. İyi bir prens nasıl olmalıdır, sorusuna yanıtlar dizerken Machiavelli sanki halka bu iyi prensin de bir ideal prens olduğunu ve iktidarı elden kaybetmeyen prens olmayacağını resmediyor. Discorsi kitabında cumhuriyet savunuculuğuna girişmesiyle birlikte bu hipotez daha çok doğrulandı.
Machiavelli, kitapta aslında prense şiddeti bir araç olarak sürekli gösterilmesi gereken katı bir iktidar bağlamında ele almıyor şiddet ve katı otoriteyi sanki gerektiğinde kullanılabilecek ve sonrasında son bulacak bir eylem, araç olarak ele alıyor. Bu anlamda yine Makyavelist olmayan bir Machiavelli ile tanışmış oluyoruz.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.