Kutsal Kitapların Sümerdeki Kökeni
Kültür ve Sanat - 07 Mart, 2022 - Okuma Süresi: 6 Dk.
07 Mart, 2022
Muazzez İlmiye Çığ'dan dinler tarihi konusunda öğretici nitelikte muhteşem bir eser. "Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni". Üç kutsal kitapta geçen hadiselerin Sümer tabletlerinde başlayan yolculuğu.
MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ
20 Haziran 1914 doğumlu Muazzez İlmiye Çığ, Kırım göçmeni bir aileye mensuptur. Çorum, Bursa ve Ankara illerinde devam eden öğrenim hayatına son olarak Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Çoğrafya Fakültesinde Hititoloji bölümüne kaydolmasıyla devam etmiştir.
Çeşitli alanında uzman profesörlerden Mezopotamya, Hitit Dili ve Kültürü, Sümer ve Akad Dilleri eğitimi alan Çığ, İstanbul'da atandığı Müze ile beraber Sümer, Akad ve Hitit dillerinde on binlerce tableti temizleyip sınıflandırmıştır.Bu sayede alanında daha da bilgili olmuştur ve çeşitli kongreler düzenleyip Mezopotamya, Sümer ve Hitit ağırlıklı kitaplar çıkarmıştır.
KİTABIN KONUSU
Her ne kadar batı dünyasında Sümer kültürünün ve inancının İncil ve Tevrat'a yansıması hakkında çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da Türkçe bir kaynak elimizde yok denecek kadar azdır. Muazzez İlmiye Çığ bu açığı kapatmak ve bu kutsal kitapların arasına Kur'an'ı da eklemek amacıyla yani İslamiyet'e olan etkilerini de irdelemek amacıyla Sümer kültür ve dininin kutsal kitaplarla olan bağını mukayeseli bir şekilde ele almıştır.
KİTABIN İÇERİĞİ
Önsöz, Giriş, Sümer Dini, Dinlerin Karşılaştırılması, Baş Örtme, Tek Dil ve Babil Kulesi, Yaratılış, Adem'in Cennetten Kovulması, Tufan, Eyüp Peygamber Hikayesi, Kur'andaki Harut-Marut Meleklerinin Sümer'deki Kökeni, Kabe'deki Şeytan Taşlamanın Kaynağı, İncil'de İsa Peygamberin Rüzgarın Kanadını Tutması... şeklinde devam eden 17 bölümden oluşan bu eser Sümer dini ve kültürünü kutsal kitapları ve o kitapların bağlı olduğu dini inançlarla arasındaki bağını M.Ö. 4000 yıllarında ortaya çıktığı düşünülen Sümerlerin ve onların dini inanç ve motiflerinin hangi yollarla ve ne kadarının kutsal kitaplarda yer aldığına dair mukayeseli bir çalışma.Yazımızın okuru sıkmaması sebebiyle bu başlıklardan birkaçına değineceğiz.
ADEM'İN CENNETTEN KOVULMASI
Sümer'de Dilmun adında parlak tanrıların yaşadığı bir ülke bulunmakta. Hastalık ve ölüm geçirmeyen bu ülkede her şey var. Lakin su mevcut değil. Bunun üzerine Su Tanrısı, Güneş Tanrısı'na yerden su çıkarmasını ve orayı tatlı su ile doldurmasını söylüyor. Güneş Tanrısı söyleneni yapıyor. Böylece Dilmun tanrıların bahçesi haline dönüyor. Bunun üzerine bu cennet bahçesinde Yer Tanrıçası 8 bitki yetiştiriyor, ancak Bilgelik Tanrısı Enki izinsiz bir şekilde her birinden tadıyor. Bunun üzerine Yer Tanrıçası bu olaya çok kızıp Bilgelik Tanrısı Enki'yi ölümle lanetleyip ortadan kayboluyor. Diğer tanrılar, Yer Tanrıçasını bulup iyileştirmesi için yalvarıyor. Yer Tanrıçası bu duruma karşın 8 bitkinin açtığı 8 hastalık için 8 tanrı yaratıyor. Hasta olan organlardan birisi ise kaburga ki onu iyi eden tanrıçanın adı kaburganın hanımı anlamına gelen Ninti. Tevrat'ta da durum buna benzer şekilde ilerliyor. Tanrı dişi ve erkeği yaratsa da erkeği tekrardan yerin toprağından eşini ise kaburga kemiğinden yaratıyor. Görüldüğü gibi iki yerde de hikayeler oldukça paralel. İkisinde de tanrının bahçesi dikilmiş ağaçlar yasak bitkiden yenmesi, lanetlenme gibi faktörler var. Aynı zamanda kaburganın hanımının ikinci anlamı ise hayatın hanımı ve bu kelimenin İbranice karşılığı ise "Havva" olmuş oluyor.
YARATILIŞ
Sümer Efsanesi'ne göre evrende ilk olarak Tanrıça Nammu adında büyük uçsuz bucaksız bir su vardı.Tanrıça o sudan büyük bir dağ çıkardı ve oğlu Hava Tanrısı Enlil onu ikiye ayırdı. Üstü Gök Tanrısı'na ait yer ise Yer Tanrıçası ile Hava Tanrısı'na ait oldu. Bilgelik Tanrısı ile Hava Tanrısı yeri bitkiler, ağaçlar, sularla donatıyor ve akabinde hayvanlar yaratıp onları idare edecek tanrılar meydana getiriyor.Tevrat'ta da Tekvin bölümünde suların yüzü üzerinde Allah'ın ruhunun hareket ettiği ve Allah'ın bir kubbe ile suyu ayırdığı kubbeye gök, kuru toprağa ise yer dediği yazıyor. Tevrat'ta ve Sümer efsanesinde bu olaylar birbirine daha paralelken Kur'an açısından çok paralelliğe rastlamıyoruz. Sümer'de tanrılar özellikle dişi tanrılar çoğalmaya başlıyor ve tanrılar yiyeceklerini hazırlamanın zorluğundan yakınıp Deniz Tanrıçası'na yalvarıyorlar. O da bilgelik tanrıçasına bilgeliğini göstermesini söylüyor. Bunun üzerine Bilgelik Tanrıçası çamurdan insanı yaratıp ona tanrıların görüntüsünü koyuyor. Aynı durum kutsal kitaplarda da geçerli. İnsan; çamur, balçık gibi maddelerden yaratılıyor ve Tanrı ruh üflüyor.
Bu iki başlıktan bahsetmemiz yazımız için yeterli olacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi geride kalmış olan konu ve başlıklar için kitaba başvurulabilir. Şunu belirtmeden geçmeyelim ki Sümerlilerin dini inanç ve motiflerinin kutsal kitaplarda yer bulmuş olması veya benzerlikler olması kutsal kitap veya kitapların doğruluğunu yalanlamaz. Bu benzerliklerden çıkarılacak sonuç her birey için farklı niteliktedir. Nitekim kutsal kitaplar varlığını tescil ettirdikten asırlar sonra sümer tabletlerine ve onların içeriğine erişiliyor. Ayrıca erişilemeyen tabletler ve kırık tabletler de bulunmakta. Bu bakıma kutsal kitaplar bu vaka ve vakıaları sümer tabletlerinden almıştır şeklinde bir yorum doğru olmayacaktır; ancak yorumu ve tahlili okuyucuya bırakıyoruz.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.