Kötü Adam İyi Yazar; Dostoyevski
Kültür ve Sanat - 04 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 5 Dk.
04 Ocak, 2021
Kredi: Bahance
Dostoyevski'yi yeniden tanımak ister misiniz?
Birçoğumuz sevdiğimiz sanatçıların özel hayatlarında da iyi insanlar olması gerektiği sanrısına kapılıyoruz. Bu sanatçıların eserleriyle öyle bağlar kurmuş oluyoruz ki, onların kişisel hayatlarında bizim ahlak anlayışımıza göre kötü olarak tabir edilebilecek davranışlarda bulunabileceği gerçeğini göz ardı ediyoruz belki de. Bu sebepten olacak ki onlarla ilgili hoşumuza gitmeyecek gerçekler öğrenmek de biraz tadımızı kaçırıyor. Benim için ise bu yazar, çok küçük yaşlarda okumaya başladığım ve romanlarını her okuduğumda her bir karakterini tüm çıplaklığıyla daha derinden hissettiğim Dostoyevski’dir. Aşkı, acıyı, yalnızlığı, insanın kendiyle yüzleşmesini bu denli iyi anlatabilen birinin kötü bir adam olabilme ihtimali var mıdır gerçekten derdim kendime hep. Bu konuda birkaç anekdot duymuş olsam da, hayran olduğum bu adamı artık aynı şevkle okuyamamak gibi bir çekinceden dolayı bugüne dek kulaklarımı bunlara kapattım. Bugün ise artık birini sevmenin hoş ve nahoş olan tüm durumları bilip, onlara rağmen ve onlarla beraber mümkün olduğunu öğrenmiş biri olarak endişemi bir kenara bırakmaya karar verdim. Araştırmalarımı ise kısaca düzenledim.
Ebeveynleri ile ilişkileri ve hayatına etkileri
Oldukça zalim olmasıyla bilinen babasıyla ilişkileri hiçbir zaman iyi olmamış hatta ondan neredeyse nefret etmiş olan Dostoyevski’nin, annesi ise bilakis bir o kadar merhametli ve anlayışlı bir kadındı. Dostoyevski’ye miras olarak ise “annesi ve babası” yani iyilik ve kötülük arasında çelişkiler ile geçen 60 yıllık bir ömür kalacaktır. Karamazov Kardeşler’ de “babayı öldürmek” metaforu ile belki de babasından ve kötü geçen çocukluğundan intikam alırken öte yandan hem bir baba hem de oğul olarak kendi ile yüzleşmiştir. Çocukları ile iyi ilişkileri olmadığı bilinen Dostoyevski’yi bu kadar sarsan ise belki günün sonunda kendisini nefret ettiği babasından farklı bir adam olarak görmemek ve benzer bir baba figürüne dönüşmüş olmaktı. İnsan farkına bile varamadan en çok kaçtığına yakalanabilir miydi?
Kumar bağımlılığı
Tam bir kumar bağımlısıydı. Öyle ki kazanmaktan ziyade kumar oynamış olmaktan aldığı keyif için oynardı. Şahane eserlerinden biri olan Kumarbaz’ı ise tam da onun bu alışkanlığına borçluyuz. İnanmak hayli zor olsa da bu eseri 29 günde yazmak zorunda kalmış. Eğer vaktinde teslim edemezse bundan sonraki tüm eserlerinin telif haklarından mahrum kalacakmış. Kitabı daha hızlı yazabilmek için tuttuğu sekreterine ise aşık olacak, ikinci kez evlenecek ve ömrünün sonuna kadar ilişkileri devam edecektir.
Gurur ve onur
Para için gurursuzca davranmaktan çekinmezdi. Az bir miktar para istemek için dahi bir mektubunda beş kez İsa’nın adını vermişti. Böylesine kumar bağımlılığı olan biri için doğal olarak ömrünün çoğu borç ve fakirlik içinde geçti.
Radikal Görüşleri
Aşırı milliyetçi ve koyu bir Ortodoks’tur. Ruslar dışındaki herkesten nefret ettiğini dile getirmiştir.
Yazma tutkusu
Ecinniler’i yazdığı bir esnada sara nöbeti geçirir ve uyandığında romana dair hiçbir şey hatırlamadığını fark edip sil baştan yazar. Hayatının sonuna kadar devam eden bu nöbetlere rağmen yazmaktan vazgeçmez ve adeta dehasını bir kez daha kanıtlar.
Romanlarındaki her karakteri ile insanın duygu ve düşünce dünyasının derinliklerine inen ve müthiş psikolojik analizler yapan yazara, Freud da övgülerde bulunmuştur. Ve onun için “Dostoyevski bilinçdışının yeraltı dünyasına doktorlardan hukukçulardan, suç uzmanlarından ve psikopatlardan daha derin bir şekilde sokulmuştur” demiştir.
Dostoyevski’yi Dostoyevski yapan, insanı anlamasını ve anlatmasını sağlayan da belki insana ait iyi-kötü, güzel-çirkin ne varsa yaşayabilmesi ve yürekten hissetmesi olmuştur. Belki o, bugün doğru bulmadığımız tüm değerleri bizzat yaşayarak anlayabilmiş ve böylelikle muazzam eserler bırakmıştır.
Son olarak Dostoyevski Karamazov Kardeşler’de insan ruhunun çelişkilerle dolu bir dünya olduğunu şu şekilde dile getirmiştir:
Ruhumuzda aynı anda iki sonsuzluk vardır. Biri sayısız yüksek ideallerle doludur, öbürü ayaklarımızın altında en alçakça, en adice şeylerle dolu olan bir uçurumdur.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.