Kimseye Etmem Şikayet Parçasının Hikayesi
Kültür ve Sanat - 05 Temmuz, 2021 - Okuma Süresi: 6 Dk.
05 Temmuz, 2021
Kredi: İrem Kara
1877 yılına; büyük hayalleri, edebiyat tutkusu olan İhsan Raif'in hayatına beraber bir yolculuk yapmak ister misiniz? Hepimizin farklı farklı duygularla dinlediği '"Kimseye Etmem Şikayet'" parçasının hikayesinin acısını hep beraber yüreğimizde hissederiz belki.
Bugün hep beraber 1877 yılına, İhsan Raif Hanım'ın doğduğu eve bir ziyarette bulunacağız. 14 yaşında genç bir kızın yaşadığı ümitsizliği, korkuyu, yüreğine gömmek zorunda kaldığı hayallerini hissetmeye ve anlamlandırmaya çalışacağız. Gelin yolculuğumuza başlayalım.
İhsan Raif 1877 yılında Köse Mehmed Raif Paşa'nın kızı olarak dünyaya geldi. İhsan Raif hayalleri büyük bir kız çocuğu olarak büyüdü. Gönlünü daha eğitim hayatının başında olmasına rağmen edebiyata kaptırmıştı. Aşk şiirleri yazan, aşka inanan İhsan Raif; Fransız edebiyatına da ayrı bir ilgi duyuyordu. Geleceği parlaktı, ailesinin maddi imkanları da hayallerine kavuşabilmesi için ona destekçiydi. Günümüzdeki adı İstanbul Şişli Kaymakamlığı olsa da İhsan Raif zamanında Taş Konak olarak bilinen bu evde günlerini geçirirken kendi kendine şiirler yazıyordu. Lütfen bu şiirleri amatör şiirler olarak değerlendirme sevgili okur. Hece ölçüsüne uygun, sade ve aşk dolu şiirleri vardı İhsan Raif'in. Ta ki gelecek hayallerinin yok olduğu o güne kadar...
İhsan Raif, ablası Belkıs ile olacaklardan habersiz oyun oynarken odaya daha önce hiç tanımadığı bir adam girdi. Adam kendisini kaçırmaya çalışınca da feryadı bastı. Yabancı adamın bu girişimi başarısız olmuştu ama bu adamın kim olduğu ve daha 14 yaşındaki bir kızdan ne istediği bilinmiyordu. Adamın amacı daha sonra anlaşıldı. Yabancı adam reji memuru Mehmet Ali Bey'den başkası değildi. Evin küçük kızına kafayı takmış ve evdeki hizmetçilerin yardımıyla İhsan Raif'i kaçırmaya çalışmıştı. Girişim başarısız olduğu için rahatladığınızı hissedebiliyorum, bu hikayeyi ilk duyduğumda ben de çok rahatlamıştım. "Neyse ki başarısız olmuş, küçük bir kızın hayatı kararmamış." demiştim kendi kendime. Bunu söylediğim için sizden özür diliyorum ama İhsan Raif'in hayatını karartan hamle Mehmet Ali Bey'den değil sevgili babası Mehmed Raif Paşa'dan geldi. Günümüzde bile kız çocuklarının hayatını karartma gücü olan namus kavramı için.. İhsan Raif babasına çok yalvardı. Hatta bu noktada kalemi İhsan Raif'e devretmek isterim. "Babamın terazisinin şaştığını hiç görmemiştim. Onu Hazret-i Ömer adaletinin timsali bilirdim. Benim istikbalimi tartarken adil olmadı o terazi. Mehmet Ali’yle nikâhlanmaktan başka çıkar yolum kalmadı. Günlerce gözyaşı döktüm, haftalarca yalvardım. 'Babacığım masumum, bana kıyma, derslerimi tamamlayayım, yaşım küçük, beni yakma!' diye dizlerine kapandım. 'Beni sevdiğim biriyle evlendir, telli duvaklı gelin et…' dedim. Dinlemedi."
Bu andan sonra İhsan Raif'i çok zorlu bir hayat bekliyordu. Hayatını geçirdiği İstanbul'dan, ailesinden, hayallerinden canından çok sevdiği babası yüzünden koparılıyordu. Kendisini kaçırmaya çalışan bir adama mahkum bir hayat sürmesi için... İzmir'e sürgün edilmeden önce, kendi evinde geçirdiği son günlerde günümüzde bile çoğumuzun bildiği, hikayesini bilmediğimiz zamanlarda bile yüreğimizin titremesine sebep olan o satırları kaleme aldı:
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Titrerim mücrim (suçlu) gibi, baktıkça istikbalime
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
Perde-i zulmet (karanlık perdesi) çekilmiş, korkarım ikbalime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime…
14 yaşında bir kız çocuğu, istikbalinden korkar bir hale geldi. Hayatının bu noktasında İzmir'e sürgünü gerçekleştirildi. 14 yaşında çocuk gelin, 15 yaşında daha kendi çocukken anne oldu. Dile kolay 14 yılı kendi deyimiyle 'çapkınlıklarıyla kendisini hayattan bezdiren hayırsız' bir adamla geçirdi. 27 yaşında kendisine boşanma izni çıktı ve 27 yaşında 3 çocuk annesi olarak kendi topraklarına, İstanbul'a dönebildi. Bu zamanlarda ikinci evliliğini yapan İhsan Raif, evlendiği adam kendisine elini öptürmek isteyince 1 gün sonra boşandı. Kendi standartları olan bir kadındı İhsan Raif. Hayatının bu noktasından sonra aldığı kararlar ve başına gelenler benim içime az da olsa su serpti. Çünkü İhsan Raif sonunda aşkı buldu. 1914 yılında tek ve en büyük aşkı olan yazar Şahabettin Süleyman ile hayatını birleştirdi. O dönemde kendisi de tanınmış bir kadın şairdi ve evleri hep hayalini kurduğu aşkla doluydu. Her güzelliğin de bir gün son bulacağı aşikardı. 1921 yılında eşini İspanyol Gribi yüzünden kaybetti. Büyük bir boşluğa sürüklenen İhsan Raif bu zamanlarda dördüncü evliliğini yapsa da çevresinde çok hoş karşılanmadı.
İhsan Raif 49 yıllık yaşantısına 19 yapıt, büyük bir aşk ve bolca acı sığdırdı. Paris'te geçirdiği bir apandist ameliyatı sırasında ise hayata gözlerini yumdu.
14 yaşında hayalleri ellerinden alınmış bir kız çocuğunun hikayesini anlatmaya çalıştım ama ne yazık ki yıl 2021 olmasına rağmen namus kavramı yüzünden suçu olmayan daha nice İhsan Raif'lerin hayatları ellerinden alınıyor.
İhsan Raif Hanım'ın hayatına yaptığımız bu kısa süreli yolculuğu bitirirken sizden ricam ''
"Kimseye Etmem Şikayet" adlı parçayı bir de bu hikayeden sonra dinlemenizdir. 14 yaşında bir kız çocuğunun umutsuzlukla atan kalbinin sızısını yüreğinizde bu sefer daha farklı hissedeceğinizden eminim.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.