İki Adımlık Yerkürenin Tüm Arka Bahçelerini Gören Kadın: Nilgün Marmara
Kültür ve Sanat - 03 Mayıs, 2021 - Okuma Süresi: 4 Dk.
03 Mayıs, 2021
Melankolik ve ölüme olan tutkulu şiirleri, karmaşık iç dünyası ve Sylvia Plath'e olan hayranlığıyla bildiğimiz Zelda Nilgün Marmara, 29 yıllık yaşamında neler yaptı merak ediyor musunuz? Gelin birlikte inceleyelim.
Şiirde ölüme tutkulu bakış, melankoli, uçukluk deyince aklımıza gelen isimdir Zelda Nilgün Marmara.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
Niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
‘Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna’ bir çocuk demiş.
Sylvia Plath’in kaderini kendine ince ince işleyecek olan Nilgün, 13 Şubat 1958’de Perihan Hanım ile Fikri Bey’in iki kızından biri olarak İstanbul, Moda’da dünyaya geldi. Liseyi Kadıköy Maarif Koleji’nde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı ancak dönemin siyasi koşulları nedeniyle İstanbul Üniversitesi’ne devam edemedi. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanan (Cemal Süreya’nın deyişiyle) “Çılgın Zelda”nın hayatı da Sylvia Plath ile burada kesişti. Şiir yazmaya başladı ama kimselere göstermedi. 1982’de arkadaşları aracılığıyla tanıştığı Kağan Önal ile evlendi. Plath’in yaşamı, kişiliği, bireyin yalnızlığına ve varoluş sorununa bakışından etkilendi. 1985’te bitirme tezini Sylvia Plath üzerine yazdı, bitirme tezinin adı “Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” idi. Bu tez, sonlarının bir olacağına işaretti adeta çünkü Plath’i araştırırken fazlasıyla kendini bulmuştu, artık Nilgün’ün hayatındaki hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Plath’in şiirlerinden çeviriler yaptı ve yazdığı ölüm temalı şiirler, farklı dergilerde yayımlanmaya başlandı. Şiirleri sadece kendi dönemini değil, Ece Ayhan gibi şairleri de etkiledi. Mezun olduktan sonra farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğunda memurluk yaptı, İngilizce dersleri verdi ve Ana Britannica Ansiklopedisi’nde çalıştı lakin iş hayatı çok uzun süreli olmadı.
Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
Kimse duymuyor çığlıklarımı
Eşiyle Kızıltoprak’ta bir evleri vardı. Bu ev; Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever, Tomris Uyar, İlhan Berk, Küçük İskender gibi büyük şairleri misafir olarak ağırladı. Bir araya gelerek yaptıkları edebiyat sohbetleri, “butlu” pazar partileri Nilgün’ün içindeki çığlıkları bir nebze susturmasına yardımcı oldu. Pazar günleri fırında tavuk budu yapma ritüelleri olduğu için adını “But Partisi” koydular. Zelda, bu günlerde şarkılar söyledi. Kalemi kadar sesinin de kuvvetli olduğu ortaya çıktı.
Dünyamsın benim, zorbam, düzenim
Bundan gözlerim göğe çevrili
Ellerim denizde
Hiç katılmadan sende yaşıyorum
Sonrasında Kağan Bey’in işleri nedeniyle 16 ay Libya’da yaşadılar. Burada yaşamaya dayanamayan Nilgün artık hayatının son keskin virajını dönmek üzereydi. Türkiye’ye geri döndüler. Psikiyatri seanslarına başlayan Nilgün’e manik depresyon tanısı konuldu. Yazmaya ara vermesi önerildi ve tedavisine ilaçlarla devam edildi. Maalesef, Nilgün yazmamayı ve ilaçları reddetti, kendini alkole verdi.
Biliyorum, bir gün dayanamayacak küçük kalbim;
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye
Veda edeceğim.
Takvimler 13 Ekim 1987’yi gösterdiğinde, ölümün sinsi kolları Nilgün’ün etrafını sarmıştı ve ona artık gitme zamanının geldiğini söylüyordu. Eşi eve geldiğinde ecza dolabındaki tüm ilaçların masanın üzerinde olduğunu gördü. Sonra yatak odalarındaki pencereye ulaştı ve 6 kat aşağı baktı. 29 yıldır bulunduğu “Bekleme Salonu”na bir çığlık bile atmadan veda etmiş olan Nilgün’ü gördü. Zelda Nilgün Marmara, Karacaahmet Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.