Hepimiz O Delinin Hatıra Defterini Okuduk
Kültür ve Sanat - 18 Ocak, 2021 - Okuma Süresi: 3 Dk.
18 Ocak, 2021
Herkesçe bilinen Nikolay Gogol tarafından kaleme alının Bir Delinin Hatıra Defteri, mizahın ve gerçekliğin zekice kullanıldığı bir baş yapıttır. Peki bu hikayeyi özel kılanın aslında gerçeklik olduğunu hiç düşündünüz mü?
Bir Delinin Hatıra Defteri benim çok geç keşfettiğim bir hikayedir. Aslında geç okuduğum için kendimi şanslı hissediyorum çünkü Gogol’un eserlerini anlayabilmek için o derinliğe sahip olmak gerekiyor. Kolay okunan, hızlı hikayeler gibi düşünmemek lazım çünkü Gogol edebiyat dünyasına eserler dünyaya getirdiği tarihten beri edebiyat aynı kalmamıştır.
Biraz hikâyeden bahsetmek gerekirse, 3 Ekim tarihinde başlayan bu mutlak delilik aslında gerçek olanı dile gitmek için “karanlıktan gelen bir kahkahadır”. 1842 yılında Nikolay Gogol tarafından yazılan Bir Delinin Hatıra Defteri adlı hikâyede, zoraki modernleşmenin ve bu baskının bir memur üzerinde karikatüre edilmiş tahribatını okuyoruz. Bastırılmış insanların gündelik hayatlarından, bu hızlı modernleşmenin psikolojik olarak zorluklarını ve buna yetişemeyen bir halkı görüyoruz. Rus edebiyatını takip etmeye başladığımızda aslında dönem dönem halk üzerindeki baskının arttığını hissedebiliyoruz. Bu hikayedeki karakterimizde de dönemin baskısının halk üzerindeki etkisini görüyoruz. Yine Gogul’un diğer memur karakterlerinde de aynı baskıyı fark edebiliyoruz.
Realizmden etkilenen Gogol’un, deli karakterini, düzendeki ve bürokrasideki sıkıntıları alaycı bir dille anlatmasına şaşmamalı. Deli tiplemesi, her ne kadar ciddiye alınmasa da doğruları söyleyen bir tipleme olarak işlenmiştir. Doğruları daima tüm çıplaklığı ile mizahi bir dile ifade edebilmek için seçilmiş mükemmel bir tiplemedir. Bu hikâyede de bastırılmış insanların isyanını anlatabilmek için tüm çıplaklığı ortaya serebilecek deli karakteri kullanılmıştır.
Bir Delinin Hatıra Defteri okuyucuyu samimi hislerle sarmalar. Hikâye kurgusunda tarihlerin gidişatı zekice dizilmiştir. Karakterimizin artık atak geçirmeye başladığı olay örgüsünde tarihler karışmaya başlar. 43 Nisan 2000 tarihini okumaya başlarsınız ve birden kendinizi birine ait özel bir defteri okurken bulursunuz. Karakterin sevdiği kadının talibinin, karakterden rütbece üstün olduğunu okuduğunuzda siz de karakterle beraber üzülürsünüz. Okuyucuya başarılı ile aktarılmış bir gerçeklikten bahsediyoruz. Bu yüzdendir ki Gogol Rus edebiyatının ilk büyük ve öncü yazarı kabul edilir.
Böylece hepimiz o delinin hatıra defterini okumuş oluyoruz. Küçük insanların, küçük zevklerinin bile nasıl zor olduğunu, gündelik yaşamlarındaki aksaklıkları ve en önemlisi kişisel olarak ezilmesini hissediyoruz. Karakterin çocukluğundan taşıdığı özlemlere üzülüyoruz. Kitabın sona geldiğinizde tüm bu bağlantıları kurmaya ve sindirmeye çalışıyorsunuz fakat Gogol usta bir hareketle hikayesine imzasını atıyor. Ufak bir tebessüm kalıyor insanın yüzünde. Gogol’u da büyük yapan işte tam da bu oluyor. Mizah.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.