Hayatın Acımasızlığına Karşı Almodovar'ın Sinematik Çözümleri
Kültür ve Sanat - 17 Nisan, 2023 - Okuma Süresi: 6 Dk.
17 Nisan, 2023
Almodovar'ın etkileyici iki filmi "Acı ve Zafer" ve "Konuş Onunla" filmlerinden bahsettiğim bu yazımda, filmlerin oyunculukları ve duygu dolu hikâyeleriyle seyircide, karakterlerle nasıl derin bir bağ kurma isteği uyandırdığını bulabileceksiniz. Almodovar'a yakından bakabileceğinizi ve seyir zevkinizi pekiştirebileceğinizi umuyorum. İyi okumalar dilerim!
Almodovar filmlerinde sizi en çok etkileyecek ve içinizde filmi durdurup o duygu yoğunluğu içerisinde uzun süre kalma isteği uyandıracak iki andan bahsedeceğim. Spoiler içeren yazımın seyir zevkinizi azaltmayacağına eminim. Spoiler bazen güzeldir ve iyi film izlemenin verdiği keyfi hiçbir şey kaçıramaz, hele konu Almodovar’sa.
Son izlediğim ve yönetmenin en iyi filmlerinden biri olan "Acı ve Zafer"den bahsedeceğim önce. Bu filmin otobiyografik bir yanı da var. Öyle ki başrol Antonio Banderas’ın canlandırdığı Salvador karakteri Almodovar’la epey benzeştiği için bazı sahneler Almodavar’ın kendi evinde çekiliyor. Salvador bir yazar ve yönetmen. Ellierine gelmişken hayatının bir dönemini yazıya döküyor ama bu yazısını sahnelemek veya çekmek istemiyor, öyle zor geliyor ki senaryoyu verip tek kişilik bir oyun halinde sahnelemesini istediği arkadaşını izlemeye bile gidemiyor. Âşık olduğu adamı anlatıyor çünkü. Yarım kalan aşkını, madde bağımlısı sevgilisini kurtaramamasının getirdiği çaresizlik duygularını... Yazması bile insanı ne denli yıpratır hemen anlıyorum Salvador’u. Yalnızlık duyguları, bununla mücadele etme biçimi, çocukluğundaki tamamlanmamış işlerin zihninde dönüp durması, annesiyle ilişkisi öyle bir işlenmiş ki filmde, Salvador’la çok derin bir bağ kurmak işten bile değil. Ustaca kaleme aldığı hikâyeyi karşılıksız olarak oyuncu arkadaşına verip kendi yazdığının bilinmesini istemeyecek kadar da egolarından sıyrılmış bir karakter seyrediyoruz.
Salvador'un oyunu sahnelenirken boğazım düğümleniyor, gözlerim doluyor ve o sırada görüyoruz ki seyirciler arasında ağlayan bir adam... Bu adam yıllardır Madrid’e gelmeyen tesadüfen "Sonsuzluk Odası" (La habitación infinita) adlı oyunu görüp bilet alan Salvador’un hikâyesini anlattığı büyük aşkı Federico. İşte orda filmi durduruyor, geri sarıyor ve tüm oyunu Federico’nun gözünden baştan izliyorum. İnsan, o duygu yoğunluğunun içerisinde uzun süre kalmak istiyor, ta ki şaşkınlığı ve hüznü yoğunluğunu kaybedene kadar. Film, tüm bu durup ağlamalarınıza, şaşkınlıklarınıza ve geri sarmalarınıza rağmen 20 dakika sürmüş gibi gelecektir size de. Salvador’un yazdığı oyundan bir cümleyle bitirmek istiyorum,
Aşkımın onun bağımlılığının üstesinden gelebileceğini sandım ama dağları yerinden oynatabilen aşk, sevdiğiniz insanı kurtarmaya yetmezmiş.
Şimdi Acı ve Zafer’den 17 sene önce çekilmiş, yine yoğun duygularla çevrili o müthiş Almodovar eseri "Konuş Onunla"dan bahsedeceğim. Benigno, Alicia, Marco… Karakterlerin hepsini öyle sevdiriyor ki Almodovar size, ne yaparlarsa yapsın yargılayamıyorsunuz. Almodovar toplum tarafından ahlaksız bulunacak davranışlara nasıl yargılamadan bakılır, bize neredeyse her filminde hatırlatıyor. Emil Cioran’ın "Çürümenin Kitabı’"da söylediği gibi, “bütün insanlar zorunlu olarak hem haklı hem haksız olduğu için, her şey aynı zamanda hem gerekçeli hem akılsızca olduğu için” taraf tutmak ve yargılamak mümkün değil. Bunu Almodovar filmlerinde fark ettiğim ilk an, kendimi "Tutku Kanunu"da bir katilin intiharına hüngür hüngür ağlarken bulduğum andı. Yapabiliyorsanız yargılayın diyor Almodovar adeta ve yapamıyoruz elbette.
İşte böylesi ahlaki yargılarınızı kapı dışarı ettirecek ve yalnızca duygularınızın etkisinde seyredeceğiniz bu filmde, Alicia’ya aşık bir hasta bakıcı olan başrol Benigno'yla tanışacaksınız. Çok seveceksiniz Benigno'yu, sonra tıpkı sevip hayatınıza aldığınız her insanla yeniden içinizde uyanan hayal kırıklığı gibi Benigno'nun davranışlarıyla ilgili de hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Zihninizde tasarladığınız gibi biri olmayacak elbette Benigno ama gene de sevmeye devam edeceksiniz. Ne kadar yaşama ve sevgiye dair, değil mi? Benigno, evinin karşısındaki dans kursundan tanıyor Alicia’yı. Sonra bir gün Alicia komaya giriyor ve olanca şefkati ve aşkıyla bebek gibi bakıyor Benigno ona. Bir gün hiç aklımıza gelmeyecek o şeyi yapıyor ve bu yaptığını biz ilk olarak filmin içindeki sessiz filmle anlıyoruz. Sessiz filmde, sevgilisinin yaptığı ilacın deneği olmak isteyen bir adamın ilacı içtikten sonra günden güne küçülüşünün, en sonunda o tüm bedeniyle sevgilisinin cinsel organından, sevgilisinin içine girişini ve sonsuza kadar onunla kalışını izliyoruz. Çok heyecan vericiydi. Bu tek başına da inanılmaz etkileyici olan sessiz film bir de Alicia ve Benigno ile ilgili bir gerçekliği gözümüzün önüne serince hayretler içerisinde izliyoruz. Şimdiden anlatırsam Benigno’yu yargılarsınız diye o anı burada anlatmayacağım. Bir de Benigno’nun yakın arkadaşı Marco var ki o da bizi sevgi anlayışıyla ve şu unutulmaz repliğiyle derinden etkiliyor:
Heyecan verici ne izlesem ağlıyorum çünkü ona anlatamıyorum.
Bu filmi izlemediyseniz hemen kendinizi bu duygusal ve görsel şölene bırakın ve yargılamadan kızabilmenin ve yanı sıra şefkat duymaya da devam etmenin güzelliğini yaşayın lütfen.
Hayata dair dertlerimizi, aşklarımızı ve insanların hayatlarımızdaki sınırlı sürelerini son derece incelikli ve ustaca anlatıp çeken böylesi büyük bir yazar ve yönetmenle çağdaş olmak ne büyük şans değil mi? Sadece, heybemizde sakladığımız büyük büyük yargılarımızı ve toplumların içimize işleyen ahlak normlarını ters yüz edişi için bile büyük bir teşekkür borçluyuz kendisine. Hayatta her daim empati yeteneğinizi kullanabilmeyi ve bu yeteneğinizi geliştirecek büyük bir kaynak olan Almodovar'ın filmlerini keyifle seyretmenizi dilerim...
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.