Hayata Geçmemiş Kusursuz Tasarı: Panopticon
Kültür ve Sanat - 13 Kasım, 2023 - Okuma Süresi: 8 Dk.
13 Kasım, 2023
Bir hapishaneyi etkili kılan özellikleri nelerdir? Hapishane cidden sadece tehlikeli bireyleri toplumdan uzak tutma yolu mu yoksa iflah etmek gibi daha büyük vazifeleri mi var? Bugünkü yazımda hapishanelerin kökeninden, gayesel özünden ve Jeremy Benthamın hapishane tasarısından bahsettim.
pHapishaneler ve ıslahevleri modern dünyanın artık vazgeçilemez terbiye edici kurumları haline gelmiştir. Michel Foucault, iktidarın gücünü en fazla gösterdiği yerin de buralar olduğunu ve geçmişte zihinsel hastalıklara sahip olan ancak gözlemciler tarafından davranışlarına anlam verilemeyenlere nasıl deli denmişse, günümüzde hapishanelerin de ıslah edilmesi gereken modern ‘’deli’’leri yarattığını düşünmektedir. Sonuçta bir suçlu da deli gibi ayrı davranılıyor, ayrı yerde barındırılıyor ve topluma uyum sağlanması için dört duvar arasında eğitiliyorsa ikisinin farkı nedir ki?/p pem‘’Hapishanenin Doğuşu’’ /emadlı kült eserinde Foucault, Fransız Devrimi ile başlayan Fransa’daki demokratikleşme ve anayasallaşma hareketleri üstünden ceza hukukunun edindiği payı Yasama Meclisi döneminden başlayarak ele alıyor. Yasama Meclisi döneminden Direktuvar yönetimine kadar Fransa ceza hukuku sisteminin son derece başarılı olduğunu düşünüyor. Çünkü bir hapishaneye bir amaç veren şey Charles Lucas’ın ürettiği em‘’ahlaka uygunlukların hareketli tasnifi’’/em uygulamasıdır ve o dönemin Fransız hapishaneleri bu uygulamalarının aşamalarını harfiyen taşıyordu. Üç aşamalı bu uygulama şunlardan oluşmakta:/p pstrong1) Sınama/strong/p puŞaşkına çevirme dönemi: /uMahkûm hapishaneye getirildiği ilk dönem hiçbir şekilde çalıştırılmaz, kendisiyle beslenmesi haricinde ilişki kurulmaz. Kendisi dışarıdaki yaşamdan çok farklı olan bu yeni ortamda zımni olarak soyutlanır./p pstrong2) Cezalandırma/strong/p puÇalışma dönemi: /uHücresinde soyutlanması neticesinde afallayan mahkûm hücreden çıkartılır ve hapishanede çalışması için bir iş verilir. İşin niteliğinin önemi yoktur. Asıl gaye mahkûmun bunaltıcı hücresinden ve boş zamanından kurtarılıp çalışmayı bir lütuf olarak görmesiyle sisteme olan sadakatini kazanmaktır./p pstrong3) Ödül Kesimi/strong/p puAhlakileştirme rejimi: /uYemek yeme saatinden yatma saatine kadar çan çalınarak yönlendirilen, boş zamandan yoksun mahkûm, cezasını benimser, sistemi çiğnediğini ve bundan dolayı payına düşeni aldığı inancını geliştirir. İşte tam bu noktada hapishane müdürlerinin mahkûmları çalışma yerlerinde ziyaretleri, diğer mahkûmların da katılımıyla yapılan resmi ziyaretçilerle toplantılar, mahkûmun kendisini hapishanenin ‘’ötekisi’’ değil bir ‘’çarkı’’ gibi hissetmesini sağlar. Mahkûm artık kendisi için yekpare bir hata değil, yalnızca kusurlu bir kopyadır./p pAncak Foucault, 1810 Fransa yeni ceza tasarısı ve 1814’te getirilen hapise tam kapatma cezası ile hapishanenin öldüğünü düşünmektedir. Hapishanelerin 1814’ten önceki hali kendisine tabi olan vatandaşları birem yasa ihlalcisi/em olarak ele almaktaydı ancak modern hapishaneler onları emsuçlu/em olarak ele almaktadır. Bir yasa ihlalcisi iflah olması gereken vatandaşa, suçlu ise toplumdan zararlarından ötürü dışlanması gereken kişiye işaret eder. Foucault’ya göre hapishane kişi üstünde yapay bir tiyatro sergilemektedir. İlk aşama olan emyasal ceza/em, kişinin kusurlu eylemine yöneliktir, hukukidir. Fakat diğer aşama olan emcezalandırma tekniği/em, söz konusu hukuki çerçeve içinde yapılan cezaevi uygulamaları gibi sosyal olanı da kapsar. Bir hapishaneyi toplum için faydalı kılan da asıl budur./p pimg alt= src=https://www.kampustenevar.com/medya-galerisi/Cow-A-visit-to-the-panopticon4_584163.jpeg style=height:305px; width:600px //p pHerhangi bir hapishanenin yasal ceza boyutunda etkili kılacak özelliklerini Foucault şöyle belirtmiştir:/p pstrongEn az miktar kuralı:/strong Her suç avantaj sağlama potansiyeli dolayısıyla işlenmektedir. Bu da karşılaşılabilecek cezanın kişi üstündeki etkinliğini de suçun dezavantajı yapar. Cezanın, suçlu için yol açacağı zararın, suçtan elde edilecek yararın miktarını aşması yeterlidir./p pstrongYeterli ülküsellik kuralı:/strong Cezalandırılma düşüncesinin suç işleyecek kişiyi rahatsız hissettirmesidir. Fizikî cezaların bulunduğu (kırbaç, taşlanma vs.) ya da hapsetme yönteminin benimsendiği bir rejim olsun önemi yoktur./p pstrongYan etkiler kuralı:/strong Ceza en yoğun etkilerini suçlunun üstünde yapmalıdır. Suçun cezası yan etkiler dolayısıyla başkalarına da zarar vermemelidir./p pstrongTam olarak emin olma kuralı:/strong Her suç ve ceza arasında kopmaz bir bağ olduğu fikrinin bireye aşılanmasıdır. Artık toplumsal antlaşmanın sabit bir anıtı olan yasalar vardır. Cezanın mutlaka gerçekleşeceği endişesini potansiyel suçluda yaratmak ise ancak amansız yasaların ve onları uygulayanların bükülmez olmalarından geçer./p pstrongHarcıâlem gerçek kuralı:/strong Ceza yasasından önce ceza sistemi bir ceza yığını sistemine benzer ilginç bir metodla mahkumları yargılıyordu. Küçük derece suçlar, orta derece suçlar ve büyük derece suçlar evresinde yanlış gelişen bu algı, kusurların toplanması ile bir sonraki aşamaya geçilen ceza basamağı denilen bir sistemdi. Dört küçük derece suç, bir orta derece suç, iki orta derece suç ise bir büyük suç eder ve cezaların şiddeti hakimlerce buna göre ayarlanırdı. Ancak sekiz küçük suç niceliksel olarak büyük suç etse de niteliksel olarak büyük suç kadar kamuya zarar vermediği için toplamları yasalarca bir büyük suç etmezdi. Sistemin adaleti bilhassa da bu açıdan tartışılıyordu çünkü bu sistem yarıkanıtlarla yarıgerçekler ve yarısuçlular yaratmak demekti. Yasal kanıtların yerleşmesiyle işkence ile itiraf ve ceza basamağı sistemi ortadan kalkmaya başladı. Yargıç teorik olarak gerçeği keşfeden bir filozof olarak kabul edildi./p pstrongOptimal nitelik belirlenmesi kuralı:/strong Her suç ve cezasının yasalarda açıkça belirtilmesi ve böylece cezalarda keyfiliğin önlenmesidir. İçtihat kararlarını tutma gibi kararlarda tutarlılık esaslarını da kapsar. Benzer suçlara benzer cezalar verilmelidir./p p /p pimg alt= src=https://www.kampustenevar.com/medya-galerisi/2cc22d6eed03ea8264_PanopticonPrison-TodSeelie-13_988576.jpg style=height:400px; width:600px //p p /p p1814’ten itibaren zamanla bu özelliklerini kaybeden hapishane için yeni alternatifler düşünüldü. Bunlardan biri olan sürgün sistemi 1826’da Fransa’daki birçok Genel Meclisce kabul edilmesine karşın uzun vadede Fransa’nın bir bölgesinden diğerine sürgün edilen suçlular her bölgenin bir diğerine sürgün yöntemi uygulamasıyla, bölgelerin birbirine suçlularını gönderdiği ve neticede hiçbir verim alınamayan bir sisteme dönüştü. Bu fikirden de önce 1785 yılında strongJeremy Bentham/strong kusursuz hapishane fikriyle çıkagelmişti./p p /p pemPanopticon/em, Bentham’ın Le Voux’nun Versay Hayvanat Bahçesi’nden ilham alarak tasarladığı düşünülen ortasında bir gözlem kulesi ve çevresinde de girişleri kuleye bakan dairesel biçimde bir hapishane modelidir. Gözetmen hücrelerin hepsinin içini yalnızca kafasını döndürerek görebilmektedir. Bentham, mahkumun daima izlendiğini hissetmesi için Panopticon’un güneş gören bir tepeye kurulup hücrenin arka kısmındaki pencereden sızan ışığın mahkumun hareketlerini parmaklıkların hemen önündeki zemine düşmesini planlamakla beraber gözlem kulesinin salonunun pencerelerinin panjurlu yapılmasını bu sayede mahkumların gözetmenin kulede olup olmadığı konusunda hep tereddüte düşeceklerini ve aynı zamanda kulede ister bir güvenlik görevlisi ister hapishane müdürü isterse de sıradan bir hizmetçi olsun herkesin gözetleme görevini anonim biçimde yerine getirebileceğini düşünmüştür Ayrıca Bentham, kuleye zemine ve bölümler arasına yapılacak birkaç tane kapısız koridorun gardiyanın duyulmamasını sağlayacağını hem de gardiyanın sesi duyulsa bile kuleye herhangi bir gardiyanın girdiği mi yoksa kuleden çıktığı mı konusunda suçluları daima muallakta bırakacağını düşünmüştür. Kulenin ve çevresinin bu tasarımı Foucault tarafından emiktidarın otomatikleştirilmesi/em olarak adlandırılır. İktidar her yerde ve herkestir, kuledeki gardiyandan sıradan bir hizmetçiye kadar./p p /p pimg alt= src=https://www.kampustenevar.com/medya-galerisi/Screenshot+2021-12-03+200706_575074.png style=height:469px; width:600px //p p /p pBentham’ın bu tasarısı döneminde hayata geçmemiş olsa da güvenlik kameralarının icadıyla yeni bir sosyolojik anlam kazandı. Artık devlet kocaman bir Panopticon ve güvenlik kameraları da hükümetin gözleri, gözlem kuleleri. Otomomatikleşmiş iktidar 21. Yüzyılda en güçlü haline haiz. Üstelik küçük gözlem kulelerini bile isteye cebimizde taşıyoruz; gittiğimiz her yere götürüyoruz; onlara hatıralarımızı ve bilgilerimizi saklatıyoruz. Cep telefonlarının gelişmesiyle kapsamının nirvanasına oluşan Panopticonlar sayesinde şimdi gerçekten de yerin kulağı var./p p /p p /p p /p p /p
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.