Hayata Ayak Uyduran Sanat ve Ön Yargılar
Kültür ve Sanat - 07 Şubat, 2022 - Okuma Süresi: 3 Dk.
07 Şubat, 2022
Sanat; insanın doğa ile bütünleşmesi ve kendini bulması, tanımasıdır. İnsanlar neden sanat deyince burun kıvırıyorlar? Sanatın hayatımıza girmesi ne demek? Gelin hep beraber inceleyelim!
Sanat insanın kendini bulması demektir. İnsan sanat ile büyür, kendini geliştirir. Esasen hayatında sanat ile bütün halde yaşar. Çünkü sanat her yerdedir; okuldaki derste, evdeki yemekte, dışardaki ağaçta, zemindeki karıncada, insan bedeninin içinde vb. örneklerle ağaç kökleri gibi uzanıp gider. Bu ağaç köklerini günlük yaşantımızda kullanıyoruz fakat hakkında çok ön yargılıyız. Ön yargı; önceden görülmüş veya çevreden duyma ile kişi, iş, kavram vb. hakkında olumlu veya olumsuz görüşlerdir. Toplum olarak yetiştirilme tarzımız sanat ile iç içe olmadığından sadece özel ilgi ve araştırma ile ön yargıları kırabiliyoruz.
Ön yargıları kırmak demek kendimize ait olan özgürlük zincirlerini kırmak demektir. Sanat da bunun için vardır. Kendimizi bulmak ve özgürlük ile hayatımızı devam ettirmek istiyorsak sanat eğitimine ve sanat sevgisine önem göstermeliyiz. İnsan çok yönlü eğitim gereksinimi olan bir varlıktır. İnsan eğitiminin başlıca yön ve bileşenlerinden biri de sanat eğitimidir. Küçüklükten beri aile içinde başlayan eğitimlerle birlikte aslında bunun zeminini biz hazırlıyoruz. Aile içinde sanata ilgi duyan biri varsa çocuğunun da bu ilgi ve istekten yararlanmasını ister. Diğer türlü ilgi duymayan aileler kendi görüşlerine göre çocuk yetiştirir. Çocukluk dönemi böyle geçer. Okula başladığımızda ise bambaşka bir dünya ile karşılaşırız. Sanat eğitimi daha ciddidir, öğrenciyi yönlendirir. Esasen çocuk kendini tam da burada keşfetmeye başlar ve kim olduğunu böyle anlamaya başlar. Bu konuda öğretmenlere büyük sorumluluk düşer. Sanatı sevdirmeye yönelik çalışmalar, çocukların kendilerini keşfetmeye yönlendirme ve hayatın içinden sanatı öğretme gibi büyük sorumluluklardır. Ön yargıları burada kırmak çok önemlidir. Bir çocuk resim yapmaya ilgi duyuyorsa onu desteklemek büyükler adına büyük bir görevdir. Çocuk resim yapıyor ya da herhangi bir sanat dalıyla ilgileniyor diye ona “Neden boş işle uğraşıyorsun?", “Bunu yapmak sana ne kazandıracak?”, ”Vaktini daha faydalı şeylere harca!” gibi söylemler çocukların daha fazla ön yargılı olmalarına neden olur. Bu da nesiller boyu devam eder. Bunun önüne geçmek için önce kendi ön yargılarımızı kırmalıyız. Sanat bizim vaktimizi öldüren ya da geleceğimizi çalan bir aktivite değil, tam tersi bize değer katan ve özgürlük katan bir yaşam amacıdır. İnsan ile doğa arasındaki köprüdür. Bunu eğer içimizde çözümlersek işte o zaman sanata olan yargılar gider, insanlar burun kıvırmaz ve daha açık görüşlü, farklı bakış açılarına sahip bireyler yetişir.
Kendi kendimizin atlası olup sanat hakkında daha çok araştırma yapıp öğrenmeliyiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün “Sanattan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözü ile aslında sanatın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Kısacası çocuklarımızı doğduklarından itibaren sanat ile iç içe büyütmek, sanat eğitimi vermek kendini bilen yeni nesiller için uygun ortam hazırlar.
Sanatı merak edenler Tolstoy' un "Sanat Nedir?" kitabına göz gezdirebilirler.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.