Gönüllere Seslenen Bir Adam: Ömer Hayyam
Kültür ve Sanat - 28 Mart, 2022 - Okuma Süresi: 8 Dk.
28 Mart, 2022
Bu yazımda dahi bir bilim insanı olan Ömer Hayyam' dan, onun astronomi, matematik ve edebiyat alanındaki çalışmalarından bahsedeceğim. Celali Takvimini geliştiren ve rubaileri ile gönlümüzü mest eden bu değerli alim hakkında bilgi edinmek isteyenler buyursunlar yazıma!
Uzun adı Ebü’l-Feth Gıyâsüddîn Ömer b. İbrâhîm el-Hayyâm olan Ömer Hayyam 18 Mayıs 1048'de Nişabur'da doğdu. 4 Aralık 1131'de vefat etti. Kendisi döneminin meşhur bir alimi idi ve uzmanlığı olan alanlar arasında felsefe, hukuk, tarih, matematik, tıp, müzik, edebiyat ve astronomi vardı. Bilinen adı olan Hayyam kelime anlamı olarak çadır yapımcısı anlamına gelmektedir. Horasan eyaletinin bir parçası olan Nişabur'da iyi bir eğitim aldıktan sonra Semerkant'a gitti ve burada "Risâle fi’l-berâhîn ʿalâ mesâʾili’l-cebr ve’l-muḳābele"(Cebir problemlerinin gösterilmesine dair incelemeler) isimli ve kendini meşhur edecek kitabı yazdı. Adı o kadar meşhur olmuştu ki Selçuklu Sultanı Melikşah, mevcut takvim olan Yezdicerd takvimini reforme etmesi için onu İsfahan'a davet etti. Hayyam ve yanındaki alimler bu takvimi düzenlemek yerine yeni ve daha kaliteli bir takvim geliştirmeye karar verdiler. Bu çalışma için bir gözlemevi kuruldu ve Ömer Hayyam ile diğer alimlerin hizmetine sunuldu. Yaptıkları çalışmalar sonucunda Hayyam’ın önderlik ettiği bu ekip Celali takvimini geliştirdi. Bu takvim 1075 yılında Melikşah tarafından resmi olarak kabul edildi. Bu takvim kendi dönemine göre son derece hassas geliştirilmiş bir şaheserdi. Günümüz modern takviminde, bir yıl 365,2422 gündür. Hayyam'ın geliştirdiği Celali takviminde, ki bu bir Güneş takvimiydi, ise bir yıl 365,2424 gündür. Bu takvimde hata payı 5000 yılda bir gündür. 1582 yılında Avrupa'da geliştirilen Gregoryan takviminde ise hata payı 3300 yılda bir gündür. Yani Hayyam kendisinden yaklaşık 500 yıl sonra Avrupa’da geliştirilen takvimden daha hassas bir takvim yapmayı başarmıştır.
Melikşah’ın hizmetinde bulunduğu dönem onun en verimli olduğu dönemdir ve Melikşah’ın sarayında son derece özgür bir çalışma alanı edinmiştir. Matematik alanında yaptığı çalışmalar da son derece önemlidir. Matematik alanındaki çalışmaları bilhassa sayılar kuramı, Öklid'in beşinci postülatı ve cebir alanında yoğunlaşmıştır. Kendisi üçüncü dereceden denklemlerin sistematik bir çözümünü bulmuş ve Harezmi'nin matematiği getirdiği seviyeyi daha da ileri götürmüştür. Binom açılımının da Pascal'dan çok önce Hayyam tarafından geliştirildiği tahmin edilmektedir ki günümüzde Pascal üçgeni olarak bildiğimiz yöntem İran'da bugün dahi Hayyam üçgeni olarak bilinir. Ömer Hayyam'dan matematik alanında ciddi manada etkilenen Nasireddin Tusi'nin kitapları daha sonra Avrupa'da çevrilecek ve Avrupa'da Öklid dışı geometrinin ilk eserleri verilecektir. Hayyam’ın İbn-i Sina ekolüne bağlı Mutezile mezhebinden olduğu tahmin edilmektedir ki bu görüşü ile o dönem ana akım İslam görüşünden ayrılmaktaydı. Nitekim Melikşah'ın 1092'deki vefatının ardından İsfahan ‘dan ayrıldı ve Mekke'ye hacca gitti. Melikşah'ın ölümünün hemen ardından hacca gitmesinin sebebi olarak ise onun ana akım İslam'a inanmadığı dolayısıyla inançsız olduğu hatta Zerdüştlüğe samimiyetle baktığı fikrini yıkma isteği gösterilmektedir.
Ömer Hayyam’ın 971. Doğum yıldönümünde Google tarafından yayımlanan doodle
Hayyam Batı’da, ilk başlarda, daha ziyade rubaileriyle bilinmektedir. İngiliz yazar Edward FitzGerald'ın 1859 yılında çevirdiği The Rubáiyát of Omar Khayyám(Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ı) adlı eseri ile öncesinde az sayıda kişi tarafından bilinen Hayyam Avrupa'da meşhur oldu. Bu eserden sonra Batı’da popülerliği artmış ve onun hakkında yapılan çalışmalar da sıklaşmıştır. Nitekim 1892’de Londra’da onun adına bir kulüp kurulmuş, 1970’te ayın üzerindeki bir kratere, 1980’de yeni bulunan bir kuyruklu yıldıza adı verilmiştir. Ona atfedilen rubai sayısı binin üzerinde olsa da bunların birçoğunun ona ait olmadığı bugün net bilinen bir gerçektir. Hayyam'a atfedilen ve sayısı günümüze geldikçe artan yüzlerce rubaiden kaçının gerçekten ona ait olduğunu belirlemek için birçok araştırmacı çalışma yürüttüyse de, ki bunların arasında Rus şarkiyatçı Jukovski, J. B. Nicolas, Arthur Christensen, Friedrich von Rosen ve Christian H. Rempis gibi şarkiyatçılar olduğu gibi Sâdık Hidâyet, Muhammed Ali Fürûgī, Kāsım-ı Ganî ve Alî-i Deştî’ gibi İranlı araştırmacılar da vardır, araştırmacıların hepsi birbirinden farklı sayılara ulaşmıştır. Şu an tartışma hala sürse de ortalıkta dolaşan rubâîlerin çok az bir kısmının gerçekten Hayyam’ a ait olduğu konusunda hepsi hem fikirdir. Bu araştırmacıların vardığı yaklaşık sonuç ise onun özgün üslubunu yansıtan şiirlerin sayısının 100 kadar olduğudur.
Hayyam’ın, Sabahattin Eyüboğlu tarafından harika bir şekilde çevrilen muhteşem rubailerinden birkaçını buraya bırakıyorum:
1.)
Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim;
Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
Rahmete kavuşur elbet kemiklerim
2.)
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel:
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
3.)
İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir şah kafasıdır ya da vezir eli!
4.)
Şarap sen benim günüm güneşimsin!
Öyle bir dolsun ki seninle içim.
Bir bildik görünce beni sokakta:
Ne o şarap, nereye böyle? desin.
5.)
Orucumu yiyorsam ramazanda
Mübarek aydan habersizim sanma:
Çileden gece oluyor da gündüzüm
Sahura kalkıyorum gün ortasında.
6.)
Vefasız dünya diye yakınıp durma;
Dünya elindeyken tadını çıkarsana!
Herkese vefalı olsaydı bu dünya
Sıra mı gelirdi senin yaşamana?
7.)
Gece, gül bahçesinde, ararken seni,
Gülden gelen kokun şarhoş etti beni;
Seni anlatmaya başlayınca güle
Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi
8.)
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helali karıştırmam:
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram.
9.)
Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece;
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere.
Onlar Yaradan'ın sanatı peşindeler:
Senin aklın fikrin abdest bozan şeylerde
10.)
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.
Hayyam’ın Nişabur’daki türbesi
Bu yazımda Ömer Hayyam’ın hayatından, çalışmalarından, onun ilim ve sanat adamı yönlerinden söz ettim. İçinde bulunduğumuz zamanda insanlar değerli vakitlerini magazin, diziler, gereksiz gündem programları ile harcıyorken şu an sahip olduğumuz medeniyetin ve hatta medeniyetlerin inşa edilmesinde etkisi büyük olan bu değerli adamı hatırlamak ve siz değerli okurlara da hatırlatmak benim için bir şereftir. Bu yazıyı okuduktan sonra umarım siz de hayatın koşuşturmacası içinde tanıdığınız insanlara bu kıymetli alimi hatırlatırsınız. Kim bilir belki yeteri kadar kişiye hatırlatabilirsek şimdilerde kan ve gözyaşının eksilmediği bu coğrafyada, bir zamanlar bu topraklar üzerinde yaşanan Altın Çağı yeniden ve daha parlak bir şekilde meydana getirebiliriz. Diğer yazılarda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.
Yararlanılan Kaynaklar:
1-)Britannica, The Editors of Encyclopaedia. "Omar Khayyam". Encyclopedia Britannica, 30 Nov. 2021, https://www.britannica.com/biography/Omar-Khayyam-Persian-poet-and-astronomer. Accessed 31 January 2022.
2-) https://islamansiklopedisi.org.tr/omer-hayyam
3-) https://en.m.wikipedia.org/wiki/Omar_Khayyam
4-) Cuma Vural, Işık Doğudan Yükselir, Panama Yayıncılık, s. 307-311
5-) Ömer Hayyam, Dörtlükler, Çev.: Sabahattin Eyüboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2019
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.