Giuseppe Tartini: Şeytanın Tril Sonatı

Merhabalar, bugün sizlere ne yazık ki yeni keşfettiğim ve tüylerimi diken diken eden bir eserden söz etmek istiyorum. Tabii önce biraz eserin sahibinden söz edelim. Giuseppe Tartini kimdir? Bu eserini nasıl yazmıştır? Hikayesi nedir? Buyurun inceleyelim.

Giuseppe Tartini, 1962 yılında Piran’da dünyaya gelmiştir. Ailesindeki 4 çocuğun ikincisi olan Tartini’nin babası onun din adamı olmasını istemiş ve eğitimini bu şekilde yönlendirmiştir. Bu sayede temel müzik eğitimini alan besteci, burada keman eğitimini almıştır.

Sonrasında eğitim hayatına Padua Üniversitesi’nde hukuk okuyarak devam eden sanatçımız derslerinin yanında bir de eskrim sporu ile ilgilenmiştir. Hatta öyle ki bu işte mükemmelleşip bir eskrim hocası olabilmek için Paris’e gitmeyi bile düşünmüştür. Ancak hayatının aşkı, Kardinal Cornaro’nun koruması altındaki Elisabetta Premazore ile tanışıp gizlice evlenince Padova piskoposunun düşmanlığını kazanmıştır. Oradan kaçmak zorunda kalan Tartini, Assisi'de bir manastıra sığınmıştır. Burada Kilise papazı ona org çalmayı öğretmiştir. Sonrasında üç yıl boyunca kendini kemanına adamıştır. Bu üç yıl onun kişiliğine dahi yansımıştır. Artık çok daha sakin ve ılımlı birisidir. Bu sırada kilisede orkestra şefi ve kemancı olarak çalışmaya da başlar. Kardinal onu affeder ve eşi Elisabetta'ya tekrar kavuşur.

Ancona’da müzik öğrenimini sürdürürken kemanın yayını uzatarak yayını geliştirir. Zamanla Stradivarius Lipinski eline geçen kemanı çoğaltmıştır. İlerleyen zamanlarda Tartini, Avrupa'dan da pek çok öğrenci çeken bir keman okulu açar. Yaşamının sonuna kadar müzik teorisi problemlerini matematiksel temelde ele aldığı incelemeler yapmış ve Padua'da vefat etmiştir.

Hiçbir zaman şöhret peşinde koşmayan sanatçımız en bilindik eseri “El Trino del Diablo” yani Şeytanın Tril Sonatı’dır.

Tartini bir gece rüyasında, yatağının ucunda şeytanı görür. Ona kemanını uzatır ve onu dinlemek istediğini belirtir. Şeytan çaldığı ezgiler ile sanatçımızın aklını başından alır. Nefes nefese uyandığında etkisinde kaldığı, rüyadaki şeytanın melodilerini bestelemek ister ancak ortaya çıkan eser onu hiç de mutlu etmez. Defalarca dener her ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğrasa da bu eseri yayınlar.

Şu an bile büyüsünü koruyan eser Giuseppe Tartini’nin en büyük ve bilinen eseridir. Ben öncelikle hikâyeyi okudum sonrasında ise sonatı dinledim. Benim açımdan oldukça etkileyiciyi, bu deneyimi sizlerin de yaşayabilmesi için son olarak da eseri ekliyorum. Umarım sizler için de benim aldığım kadar keyifli olur.