Felsefe Dünyasına Bir Gezinti, Albert Camus'nün Beş Eseri
Kültür ve Sanat - 23 Aralık, 2020 - Okuma Süresi: 5 Dk.
23 Aralık, 2020
Okumayı düşünenler ve okudukları üzerine düşünmek isteyenler için Camus'nün Yabancı, Düşüş, Veba, Mutlu Ölüm ve Sisifos Söyleni adlı kitaplarının olay örgülerinden, aşıladığı düşüncelerden ve incelemelerim sonucu yapmış olduğum çıkarımlarından bahsettim.
YABANCI
“İnsan eninde sonunda her şeye alışır.”
Kitap, Meursault adlı baş karakterin, hayata ve ölüme yabancılaşmasının çevresinde yarattığı izlenim üzerine kurulu. Annesinin ölümünden kısa süre sonra kendini bir hengamede yanlışlıkla işlediği bir cinayetin içinde bulan Meursault, mahkemede işlediği cinayetin yanı sıra annesinin cenazesinde takındığı soğuk tutumla ilgili de suçlamalara maruz bırakılıyor.
Kitap boyunca baş karakterin düşündüklerinin ve hissettiklerinin kaderinin tayin olduğu güne tesirine şahit oluyoruz. Kitabın üslubu anlaşılır ve okunması kolay olmakla beraber varoluşçuluk akımının etkisiyle yazılan bu kitap, bitiminde okuyucusunu derin düşüncelere sevk ediyor.
İncelemesini yaptığım bu romanın Can Yayınları’ndaki baskısı yüz on iki sayfa.
DÜŞÜŞ
“Kendimde yargılanacak bir yan olduğunu kavradığım andan başlayarak onlarda da dayanılmaz bir yargılama eğilimi bulunduğunu anladım.”
Camus, bu kitabında hayatından son derece memnun olduğu izlenimi veren baş karakteri Clamence’ın barda tanıştığı bir adamla sohbeti üzerinden karakterinin iç muhasebesinin sesi olarak çeşitli toplumsal meselelerden dem vuruyor. Bu sohbet, bir avukat olan Clamence’ın uzun zamandır ardına saklandığı tozpembe dünyanın pusunu dağıtıyor ve kendisine davranışlarının altındaki sebepleri sorgulatıyor. Karakterimiz süregelen sohbetinde kendine sorduğu her yeni soruyla birlikte çevresindeki yavan kalabalıklar ve hayranlıklar içindeki yalnızlığıyla biraz daha yüzleşiyor.
Düşüş, iç monologlar şeklinde süren ve sindirilerek okunması gereken modern çağ insanının kendinden pay biçebileceğini düşündüğüm düşündürücü bir eser.
İncelemesini yaptığım bu romanın Can Yayınları’ndaki baskısı yüz dört sayfa.
VEBA
“İnsanlar yalnız felaketi yaşarken gerçeğe kendilerini kaptırırlar; yani susarlar.”
Son zamanlarda adından sıkça bahsettiren Veba, Camus’un en popüler kitapları arasında yer alıyor. Kitapta Cezayir’deki bir kenti kuşatan veba salgınının insanların yaşamına sosyal, ekonomik ve dini açıdan tesirini ele alıyor.
Şehrin karantinaya alınmasıyla beraber kitabın baş karakterlerinden biri olan Dr. Rieux ve ekibinin serum çalışmalarını sürdürüyor. Psikolojik olarak zor bir süreçten geçen halk, rahibin bu salgının işlenen günahlar yüzünden ortaya çıktığını söylemesi üzerine iyice galeyana geliyor ve sosyal problemler daha çok baş göstermeye başlıyor. Kitapta salgın süresince ölümlerin insanlarda yarattığı dehşet, süregelen mücadelenin toplumda yarattığı yıpranmışlık çeşitli olaylarla gözler önüne seriliyor.
Akıcı dili ve sürükleyici olay örgüsüyle yazılan bu kitap, veba salgını sembolize edilerek birçok hususa dikkat çekiyor.
İncelemesini yaptığım bu romanın Can Yayınları’ndaki baskısı üç yüz dört sayfa.
MUTLU ÖLÜM
“Kazanmak zorunda olduğum yaşamım var.”
Olaylar kitabın baş karakteri olan Mersault’un, kız arkadaşının varlıklı ve yürüme engelli eski erkek arkadaşı Zergaus ile tanışmasıyla gelişiyor. Zamanla iki iyi dost olan adamlardan biri sağlıksız olmaktan diğeriyse parasızlıktan yakınıyor. Zergaus, para karşılığında Mersault’a kendini öldürtüyor ve o andan itibaren Mersault’un sağlıklı ve varlıklı bir adam olarak hayatını sürdürdüğü günler başlıyor.
Camus, kitapta iki zıt karakterin yaşamı ve ölümü üzerinden mutluluk arayışını ele alıyor. Sık sık mutluluğu özgürlükle bağdaştıran yazar, betimlemesi bol olan olay örgüsüyle okuyucusunu yine kendi iç muhasebesine sürüklüyor.
İncelemesini yaptığım bu romanın Can Yayınları’ndaki baskısı yüz elli iki sayfa.
SİSİFOS SÖYLENİ
“Yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de.”
Yunan mitolojisinde adı anılan Sisifos adlı kral, Tanrıların onu çarptırdığı ceza gereğince ebediyen geri yuvarlanacak bir kayayı her defasında yukarı itmekle yükümlüdür. Camus, Sisifos’un bu umutsuz çabası üzerinden hayatın yaşamaya değip değmeyeceği konusunu kendince irdeliyor. Uyumsuz insan olan Sisifos’un hikayesinden intihara ve başkaldırıya dair çıkarımlarda bulunuyor.
Camus, kaya metaforuyla okuyucularına kendilerine yük olan gündelik sıkıntılarını ve çaba gösterdikleri şeylerin anlamını sorgulatıyor. Her satırında varlığa ve topluma dair yeni bir düşüncenin ustaca irdelendiği bu kitap, özellikle felsefe okumayı sevenler için daha anlamlı olacağını düşündüğüm, kısmen yorucu bir kitap.
İncelemesini yaptığım bu deneme türündeki kitabın Can Yayınları’ndaki baskısı yüz altmış sayfa.
E-bültenimize abone ol!
Haftanın en popüler içerikleri, en çok kazananlar ve staj haberleri bültenimizde.